Zeynep'le sözleşmişler. Kuyu başında buluşacaklar. Delikanlı gitmiş bakmış ki dayı emmi kim varsa hepsi orada.

Demişler “Ne ararsın? Kızı almak mı istersin? Niyetin buysa, sana bir çift sözümüz var.”

Delikanlı ne söyleyeceklerini merak ve endişeyle beklerken, ihtiyar heyeti, deveyle hendeği göstermişler.

“İşte hendek, işte deve…”

Kızı alabilmesi için deveyi hendekten atlatmasını şart koşmuşlar.

“Baktın olmaz, vazgeçersin” diye de eklemişler.

*

Hikâyenin sonunu merak edenler, şarkının ikinci kısmına kulak verecek.

Barış anlatıyor.

Seneler sonra yeniden karşılaşma sırasında sorunca söylüyorlar.

“Söğüdün dalı uzun,

Barış'ın gönlü hüzün…”

Çünkü dayı emmi yaşlanmış, develer kervana katılmış ve Zeynep başkasına yâr olmuş.

Anlıyoruz ki delikanlı deveyi hendekten atlatamamış.

Kızı vermemişler.

Vazgeçmiş mecbur.

*

Şu mübarek bayram günü kurbanla meşgulken, yan taraftan gelen şarkılar arasında “İşte hendek, işte deve” aldı beni götürdü çok eskilere.

Şimdi Barış Manço da aramızda değil.

Yıllar geçtikçe aramızdan ayrılanlar o kadar hızla artıyor ki…

Bizim de gönlümüze hüzünden daha fazla yakışanı bulamayız.

Geçen bayramı beraber geçirdiğimiz, kucaklaştıklarımız, şakalaştıklarımız arasından bazıları bu bayram yanımızda değil.

Yaşlı olan, hasta olan büyüklerimiz, akrabalarımızın vefatını, hayatın en temel gerçeği olarak görüyor ve kabulleniyoruz.

Fakat 15 Temmuz gecesi şehit olanların acısı bir başka.

*

Ülkemize kast eden darbecilerin hiç vazgeçesi yok.

Kimse onlara “Baktın olmaz vazgeçersin” dememiş.

Habire zorluyorlar.

7 Şubat'ta denediler, olmadı.

MİT TIR'larından kendilerine ekmek çıkarmaya çalıştılar, tutmadı.

17 Aralık'ta maksat hâsıl olmadı.

25 Aralık'ta yine kolları sıvadılar, sonuç alamadılar.

Onca başarısızlığa rağmen ısrarla denemeye devam ettiler.

15 Temmuz gecesi tekrar harekete geçtiler.

En kanlı şekilde.

O da geri tepti.

Hâlâ vazgeçmediler.

*

Belli ki iş inada bindi.

Bundan sonra da yeni numaralar denemeleri bekleniyor.

Uyuyan hücrelerden bahsediyor çetenin başı.

Vakti gelince uyanacaklarmış.

Biz anlamıyoruz ama örgüttekiler şifreyi açık ve net şekilde çözüyorlardır.

Belki de artık harekete geçin diyor.

Şu günlerde paralel çetenin “çözüm ortağı” olan diğer bölücü örgüt başladı bombaları patlatmaya.

“Eli kanlı” deyince de kızıyorlar, mahkemeye veriyorlar.

*

Ne diyecektik?

Delikanlı mı diyelim?

Çevreci, barışsever, yere izmarit bile atmayan gençler diyerek övgüler mi dizelim?

Bunlar kuyu başına gitseler, Zeynep'i de, sevdiğini de, dayı emmi oraya toplanan kim varsa hepsini, develerle beraber havaya uçurmak için bomba atarlar.

Mezarlığa bile bomba koyan, şehir meydanları havaya uçuran yaratıklardan söz ederken, eli kanlı ifadesi zarif bile kalıyor.

Dünyanın en kanlı terör örgütleri birleşmişler saldırıyorlar.

Ne yaparsanız yapın.

Başaramayacaksınız.

Üçer beşer değil, topluca gelseniz de nafile.