|
Zulüm 1453’te başlamış

Sohbet edebilmek için aynı düşüncede olmak şart değil ama hiç değilse aynı konu etrafında birleşmek gerekir.



Ben “İstanbul'un fethi” diyerek söze başlıyorum…



O “Fethi Bey iyi adamdı” diyor.



Rahmetli Fethi Gemuhluoğlu'nun iyi adam olduğuna kim itiraz edebilir?



Çok iyi hem de.



O kadar ki dost düşman herkes takdir ederdi.



Lakin mevzu o değil.



Hayatta olsaydı da İstanbul'un fethini ondan dinleyebilseydik keşke.



Bu gene iyisi.



*


Bir de öteki var.



“İstanbul'un fethi” dediğim zaman çehresi değişen…



Hemen itiraza geçiyor.



Hemen müdafaa hattının başına kuruluyor.



“Fetih değil, işgal” cevabıyla çıkıyor karşıma.



Tam o anda, insanın Ulubatlı Hasan olası gelmez mi?



Sancağı alıp tepesine dikeceksin…



Ötesine karışmayacaksın.



*


Bunlarla nasıl anlaşılabilir?



Bence anlaşmamak daha güzel.



Sohbeti geçelim, tartışmak bile gereksiz.



Ne ikna edebilir, ne ikna olabilir.



Boşuna gayret.



*


“Zulüm 1453'te başladı” düşüncesini taşıyanlarla, aynı masa etrafında bulunmak değil, aynı otobüste yolculuk yapmak bile doğru değil.



“563 sene olmuş, hâlâ bu şehrin fethini kutluyorsunuz. Artık alışın. Tamamdır, bu şehir bizim. Merak etmeyin. Abartmaya gerek yok.”



Bu da üçüncüsü.



İlki şakacıydı.



İkinci kalın kafalı ve kötü niyetli.



Üçüncüye ne demeli bilmem ki…



*


Kısaca “Endülüs” desek anlar mı?



Hiç sanmam.



Endülüs, daha uzun süre bizdeydi. Ne oldu?



Yıktılar.



Geçen yılların fazlalığı, düşmanı kötümser yapmıyor, teslimiyetçiliğe sürüklemiyor.



“Tamam, madem bu kadar yıl geçti, artık İstanbul üzerindeki iddialarımızı bir yana bırakalım” diyen yok.



Putin'in bile gözü İstanbul'da hâlâ.



*


Zaten bu gibi konularda 'hâlâ' gereksiz bir kelime.



Fırsatını bulsalar, İstanbul'u da alırlar, İzmir'i de…



Daha bir ay önce ABD'de yayınlanan haritayı bir hatırlayın.



Kırpa kırpa kuşa çeviriyorlar, bize Ankara ile Çankırı kalıyor sadece.



*


İlkokulda düşmanların yurdumuza göz diktiklerini öğrendik.



Ortaokulda yine okuduk.



Lisede tekrar ettik.



Aynı şey yüksek tahsil sırasında da karşımıza çıktı.



Daha sonrasında da defalarca…



Yine de yeterince anlamayanlar var.



E artık kabak tadı verdi diye düşünüyorlar.



Bıktık çünkü.



*


“Bu kadar sene geçti. Hep aynı şeyi tekrarlayıp duruyoruz. Artık bırakalım bu mevzuları…”



Ah be gülüm…



Keşke biz bırakınca o konular kendiliğinden kapanıverse.



Keşke sen sıkıldın bunca tekrardan diye, onlar da aynı düşünceyi sahiplense.



Ne diyor büyükler?



“Su uyur, düşman uyumaz.”



Onlar ne uyur, ne bıkar, ne yılar.



Yılan, gaflettedir.



İşgal diyen, zulüm diyenler, sadece safını belli etmiş oluyor.



Aramızda göründüğü halde, karşı tarafın adamı olduğunu belli ediyor. Başka bir şey değil.


#Fethi Gemuhluoğlu
#Putin
#Endülüs
8 yıl önce
Zulüm 1453’te başlamış
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset