Bundan tam dört yıl önce, başkanlık görevinin ve aslında yükünün Ali Bayramoğlu''ndan Ömer Bolat''a geçtiği MÜSİAD Genel Kurulu ardından, “MÜSİAD''ın işi bundan sonra daha zor” başlıklı bir yazı yazmıştım.
O yazıda MÜSİAD''da yaşanan kan değişiminin tam zamanında geldiğini ifade etmiştik. MÜSİAD''ın Türkiye''de uygulanan ekonomik ve siyasal politikaların yanlışlıklarını ortaya koymak için yıllarca çabalamak zorunda kaldığını, ekonomiden siyasete, bankacılık sisteminden AB''ye, anayasadan vergilendirmeye kadar çok değişik sahalarda yaptırdığı araştırmalarla birlikte ortaya koyduğu söylemin ana hedefinin bu olduğunu söylemiş; hâkim olan anlayışı kırmaya yönelik bu tarz bir söylemin kamuoyunda sivrilebilecek karizmatik liderlerle tanıtılmasının tabii bir gereklilik olduğu dillendirmiştik. MÜSİAD''ın ilk iki başkanı, Erol Yarar ve Ali Bayramoğlu bu misyon için biçilmiş kaftanlardı.
Ancak 2002''den itibaren Türkiye''de ciddi bir dönüşüm olmaya başlamış, artık herkesin kabullendiği yanlışlar bir kenara konmuş, alternatif çıkış yolları arayışları daha ön plana geçmişti. Yanlışı ortaya koymak, bir alternatif üretmekten çok daha kolaydır. Kaldı ki, böyle bir alternatif önemli yapısal değişimleri gerektirdiğinden uygulamada zorluklarla karşılaşacaktır. Dönüşümü hem devlet, hem de sivil toplumun bir arada yüklenmesi, süreçleri ve zorlukları her kesimin doğru anlaması ve üzerine düşeni yapması gerekmektedir.
MÜSİAD gibi sivil toplum kuruluşlarının önemi işte bu noktada belirginleşiyordu. Yeni dönemde MÜSİAD''ın eskiden olduğu gibi sadece hatalara işaret etmek ve kısmen de belli önerileri savunmak gibi tek boyutlu bir politikaya takılmaması, bilakis dönüşümü destekleyecek, kolaylaştıracak, ona rota çizecek ve onu bizatihi kendi üyelerine empoze edecek yeni bir yaklaşım ve yapı içerisine girmesi gerekiyordu. Böyle bir misyonda MÜSİAD''ın özellikle başı çekmesi çok tabii, zira MÜSİAD''ın, esnek ve değişime hazır KOBİ''leri bünyesinde toplayabilmiş bir yapısı var. Üstelik kendi içinde etkin bir geri besleme mekanizması ve belli konularda ciddi politika önerileri üretebilen bir altyapısı var. Bu ülkede reel sektörün neler yapabileceğini gösterebilecek bir teşkilatlanma varsa, o da MÜSİAD''dı.
Dört yıl önce, MÜSİAD''ın Türkiye ile birlikte sağladığı bu dönüşümü temin edecek bir başkan değişikliliği yaşanmıştı. MÜSİAD''ın kurucuları olan ilk başkanlarının ardından MÜSİAD''da önce Genel Sekreterlik, ardından Genel Başkan Yardımcılığı yapmış olan Dr. Ömer Bolat görevi devralmıştı. Yeni döneme çok uygun bir isimdi Bolat. İstikameti kaybetmeden teknik detaylara verdiği önem, makroyu bozmadan mikroyu önceleyen yaklaşımı ve büyük, manşetlik sözlerle değil, sorun çözücü girişimciliği ile birleşince, Bolat MÜSİAD''ı, bu zorlu dönemden layıkıyla geçirmeyi başardı.
Ömer Bolat''ınki farklı bir lidelik üslubuydu. Ömer Bolat''ı dinler, onu takip ederdiniz. Mizacı baskın olduğu veya ondan bir menfaat koparabileceğiniz için değil, onu sevdiğinizden, tatlı diline hayır diyemediğinizden, onu kırmaktan çekindiğinizden, bunları yapardınız. Ve o, bu tatlı üslubuyla MÜSİAD''da çıtayı çok daha yukarılara çıkardı.
Bugünlerde Türkiye, son altı yıla nispetle çok daha farklı bir konjonktüre giriyor. Türkiye ile birlikte MÜSİAD da duruşunu ve önceliklerini değiştirecektir. Zaman tüm Türkiye gibi, MÜSİAD''ın da dönüşümün arkasında durma, onu destekleme ve statükoya direnme zamanıdır. Bu çok daha farklı ve kendince zor görevin altından MÜSİAD''ın yeni başkanı Ömer Cihad Vardan önderliğinde kalkacağına eminiz.
Bizlerin olduğu gibi Allah''ın rızasını temenni etttiğimiz Bolat''ın Türkiye için hizmetlerinin devamını umarken, yeni başkan Vardan''a Allah''tan kolaylıklar diliyoruz.
