|
Ana kucağından yurt ranzasına

Memleketimden ayrılıp üniversite için Ankara'ya geldiğim ilk günün gecesini unutamam. Hava kararmaya başlayınca bir hüzün kaplamıştı içimi. Yatağıma uzandığımda ise bu hüzün uyutmadı beni, artık yedi yıl buradayım ve ailemden uzaktayım düşüncesiyle. Bu birkaç günlük uzak kalmaya benzemiyordu. Sonu belli olmayan bir ayrılıktı. 18 yaşında bir genç için tuhaf gelebilir bu duygular size. Ancak aileden ayrılmak her zaman, her yaş için zordur aslında. Hele o ailede mutlu iseniz, size değer veriliyor ve sevildiğinizi hissediyorsanız. Üniversitenin ilk yıllarında hafta sonunu iple çeker ve Cuma günleri soluğu otogarda alırdım. Eskişehir hafta sonları gidilebilecek kadar yakındı ve ben şanslıydım. Yine şanslıydım beni özlemle bekleyen, kıt kanaat geçindiği halde, yine mi geldin, yol parası verip masraf ettin diye yüzünü ekşitmeyen bir anne babam vardı.



Kolay olmadı alışmak yeni durumuma. Çevreme baktığımda çoğu ailesinden uzakta yaşayan arkadaşımda da benzer sıkıntıları seziyordum. O kadar dersin arasında ankesörlü telefon kuyruğu beklerken yapılan muhabbetlerden anlamak zor değildi bunu. Yaşadıklarımın ne kadar etkisi var bilmiyorum ancak meslek yaşamımda gözlemlerim ve takip ettiğim danışanlarımdan edindiğim tecrübelerle çocukların Üniversite öncesinde yatılı okumalarına pek sıcak bakamadım hiçbir zaman. Hatta bu konuyu aileler danıştıklarında da genelde olumsuz kanaat bildirdim.



Niçin yatılı okula gönderir ya da daha doğru bir deyişle çocuğunu Üniversite öncesinde yurtta yani evinden uzakta kalarak okutmak ister aileler. Bunun başlıca üç nedeni var aslında. Birincisi; aile çocuğunun daha iyi eğitim alması için, bulunduğu şehirde okul alternatifleri kısıtlı ise bu yola başvurur. Çocuk sınavda bir okulu kazanır ve bunun için evinden ayrılması gerekir. İkincisi; ekonomik koşulları çocuklarını okutmaya, okul masraflarını karşılamaya yetmeyen aileler hiç istemeseler de çocuklarını yatılı okullara gönderirler. Özellikle yatılı bölge okullarında bur duruma sıkça rastlanır ve çocuklar çok erken yaşta evlerinden ayrılmak zorunda kalırlar. Bu duruma kaldıkları yerde okul olmadığı için ve ulaşım sorunu nedeniyle yatılı okumak zorunda kalan çocukları da ekleyebiliriz. Üçüncüsü ise evde çocukları ile sorun yaşayan, çocuklarına söz geçiremediklerini düşünen aileler özellikle lise döneminde “adam etmek” amaçlı çocuklarının yatılı olarak okumasını isterler. Bu amaçla özellikle muhafazakâr aileler çeşitli grup ve cemaatlerin yurtlarına gönderir çocuklarını, “biz adam edemedik siz edin” mantığı ile.



Bu üç hal de günümüz şartlarında çok tartışma götürür nedenlerdir. Nedenleri teker teker tartışmak yerine, benim temel kabul ettiğim bazı noktaların altını çizmek isterim. Hiç kimse ama hiç kimse sizden daha iyi eğitemez çocuğunuzu. Yine hiç kimse çocuğunuzu sizden daha iyi takip edemez. Hiç kimse çocuğunuzu sizden daha iyi koruyamaz. Hiç kimse çocuğunuza sizin verdiğiniz sevgiyi veremez. Hiç kimse sizden daha iyi tanıyamaz ve sizden daha çok dertlenmez çocuğunuz için. Bu nedenle kendi eksikliklerimizi düzeltmeye ve çocuğumuz için emek harcamaya hazır olalım yeter.



Ekonomik şartların çocukların aileleri yanında eğitime devam edecekleri şekilde, aileler desteklenerek düzeltilmesi gerekir. Yine nedenlerden biri olarak söylenen yol sorunu artık sorun olmaktan çıkmalı ve çocuklar ulaşımları sağlanarak evlerinden okullara gidip gelmelidirler.



Çocukların değerler eğitimini aileleriyle kalarak da alabilecekleri unutulmamalıdır. Özellikle sizinle sorun yaşayan çocuğunuzu evden uzaklaştırarak ancak sorunu sizden uzaklaştırmış, ötelemiş olursunuz. Aslolan sorunu yerinde çözmek, bu konuda atmamız gereken adımları atmak ve gerekirse dışarıdan da destek almaktır. Ancak sizin kontrolünüzde bir manevi eğitim gerçek amacına ulaşabilir. Sizin denetlemediğiniz bir eğitim mutlaka riskler taşır. 15 Temmuz sürecinde yaşadıklarımız bize, çocuklarımızı kayıtsız şartsız birilerine emanet etmenin nelere mal olduğunu açıkça göstermiştir.


#Kız yurdu
#Çocuk eğitimi
7 yıl önce
Ana kucağından yurt ranzasına
Eşcinsellik geni’nin olmadığı ispatlandı ama dayatma sürüyor!
Tam bir operasyon olarak Karabük Üniversitesi yalanları
‘Dijital Çağda Müslüman Kalmak’
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?