|
Öldükten sonra tövbe etmek

40 yıllık büyük bir ihanet projesinin en acı sonuçlarını yaşadık 15 Temmuz gecesi. Ülkenin büyük çoğunluğunu ayakta uyutup, kandırmış bu yapı, hayal ettiği sonuca ulaşacağına o kadar emindi ki, başarısızlık yaşayıp alt ediklerinde inanamadılar olup bitenlere. Tam bir şok hali yaşadılar. Bu şok hali farklı ölçülerde devam etti ve farklı söylemlerle çıktı karşımıza. Kimileri, hemen “bizim tanığımız cemaat bu değildi” deyip aldatıldıklarından dem vurarak sıyrılmak istediler bulundukları durumdan. Bu aslında bir günah çıkarma operasyonuydu. Kimileri ise kuyruğu dik tutup “darbe girişiminin bir tiyatro olduğu ve kendilerinin asla ilgileri olmadığı” söylemiyle çıktılar ortaya.



Gerçekte bu 2 reaksiyon da darbe sonrası planın bir parçasıydı bence. 17-25 Aralık süreci sonrası cemaatin büyük çoğunluğu dışarıya karşı suskun kaldı. Yorum yapmamayı tercih etti. Hareket ve sözlerine fazlaca dikkat eder oldu. Keskin konuşmadı. Takiyyeyi dibine kadar uyguladı. Hatta bu süreçte cemaatin bazı elemanlarının kontrol dışı davrandıkları, yanlış yaptıklarını dahi söyledi. Küçük bir grup ise açıkça savaşmaya devam etti. Her fırsatta PDY ile mücadelede sembol olan Cumhurbaşkanımıza saldırdı. Onu yıpratmaya çalıştı.



Şuna emin olunuz ki en tepeden tırnağa kadar bu yapının her kademsindekiler, ister mahalledeki esnaf abi, ister okuldaki öğretmen abla, isterse en üst halkada biri olsun, cemaatin bir darbe girişiminin olacağını biliyorlardı. Çünkü asker içinde yapılanmadan ve güçlenmeden haberdar olmamaları mümkün değildi. Erken yaşta çocukları askeri okullara yönlendirip orduya kaynak sağlayan, soruları verip okulları kazandıran, ev ve meslek hayatlarını dizayn eden bu abi ve ablalar idi zaten. Bu nedenle çoğu 17-25 Aralık sonrası sessiz kalmayı tercih etti ya da öyle emir geldi. Alt düzeydeki cemaat mensupları, darbenin bu kadar vahşi bir hale gelip katliama dönüşeceğini, insanlara havadan bomba yağdırılacağını bilmiyor ve tahmin edememiş olabilirler. Onların en hafifinden istekleri ise FETÖ yapılanmasını açığa çıkarıp, vatandaşların gerçek yüzlerini görmelerini sağlayan ve bu uğurda canla başla mücadele eden Cumhurbaşkanımızı alaşağı etmek ve kendi dürenlerini kurmak idi.



Bu güruh 15 Temmuz akşamı haberi duyunca önce sevince boğuldular. Zafer ve intikam çığlıkları attılar. Bu milletin içinde aslında küçücük bir grup olduklarını unutup geçtiler TV'lerininin karşısına. Asla sokağa çıkmadılar. İşin şekli değişmeye başlayınca yani vatanın gerçek sahiplerinin hangi parti, ideoloji ve düşüncede olursa olsun vatanseverlerin sokağa döküldüklerini görünce de hiç çıkamadılar sokağa. Kendi adamlarının yaptırdıkları utandırdı mı onları? Bir milletin kahramanca direnci ve Kurtuluş Mücadelesi ne hissettirdi onlara bilemiyorum. Bu konular uzun süre üzerinde bilimsel çalışma yapmaya değer. Elbette ki sonraki bir iş bu ancak gerçekten sonucunu insanlık adına merak ediyorum.



Gelelim bu güne. Düne kadar bu yapının içinde olup milyonlarca insanın hakkına girenler, evleri ocakları söndürenler, kendileri ile mücadeleyi başlatan Cumhurbaşkanımıza olmadık hakaret ve iftiralarla yükleneneler, halkına kurşun yağdıran askerleri görünce mi anladılar gerçeğin ne olduğunu. Havadan jetlerle insanlar bombalandığında mı gözlerindeki perde açıldı ve gördüler FETÖ nün gerçek yüzünü. Oysa saf bir şekilde inanmış ve kandırılmışlar için iyi bir fırsat idi 17-25 Aralık. Takiyyeyi inanç haline getiren bir topluluktan korkmak gerekir. Bugün pişman oldum, kandırıldım, istismar edildim diyerek ağlayıp sızlananlara diyeceğimiz bir tek söz var. “Öldükten sonra tövbe kabul edilmez”. Bu elbette mecazi anlamda kullandığımız bir söz.


İş işten geçti artık, bu halinizle bizi asla kandıramazsınız aldatamazsınız demek. Yoksa haşa kendimizi tövbe kabul eden yerine koymak değil bu sözden kastımız. Onları ise Allaha havale ediyor ve eğer samimi iseler Allahtan tövbe dilemelerini öneriyoruz. Çünkü asıl öbür âlemleri sıkıntıda bu zavallıların.


#15 Temmuz
#FETÖ yapılanması
#PDY
8 yıl önce
Öldükten sonra tövbe etmek
Fırtına kaldığı yerden...
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!