|
Vicdanın intiharı
Sadece kendini öldürmek, yani ölmek değildir intihar bombacısının amacı. Yüklendiği ya da kendisine yüklenen bir misyonu yerine getirmektir. Dolayısıyla basit dürtüsel, fevri ve çaresizlikten üretilmiş tepkisel bir eylem olarak göremeyiz bu vahşet tablosunu. Klasik psikiyatrik tanımlamalar, kişilik analizleri ve yorumları yetersiz kalır izah etmeye bu kişilerin özelliklerini. İşin kolayına kaçıp, bir çok psikiyatrik tanı sıralayabiliriz, hemen aklımıza gelen. Ruhsal bozukluklar, kişilik sorunları ancak çok ciddi sosyal, politik, inançsal destekle buluştuklarında kişinin gözü karalığı ve kararlılığını arttırıp böyle acı bir sona neden olabilir.

Yaşam öykülerine baktığınızda bu kişilerin tek tek psikolojik anlamda sıkıntılı oldukları taraflar bulabilirsiniz. Çoğunun ortak özelliği ise genç, erkek, başarılı ve zeki olmaları. Bu özellikleri bir başka şekilde şöyle de okuyabiliriz. İdeolojik telkine çok açık, zihinsel yetilerini başkalarının emrine kolayca veren, cesaretini ıspatlamaya hevesli gençler. Çocukluktan henüz yeni çıkmış zihinleri çok kolaydır doldurmak, yeni sıradışı fikir ve inançlarla yüklemek. Yapılarında doğal ve masum halde bulunan isyanı körüklemek. Buradan çıkan alevlerle, idealler uğruna ölmeyi ve öldürmeyi amaç edindirmek. Belki de yan yana otuduklarında sohbet edebilecekleri, gözlerine baktıklarında gülümseyecekleri o genç ve güzel yüzleri yok ettirmek. Bu saf beyinleri ölüm makinesi haline getirenler çok iyi bilirler kullanacakları kişilerin özelliklerini. Arar, seçer, bulur ve işlerler.

Konuşmayı bilmeyen ve beceremeyenler toplumlar tartışmaya başlar. Tartışmayı bilmeyen ve beceremeyen toplumlar hakarete ve kavga etmeye başlar. Kavga etmeyi bilmeyen ve becermeyen toplumlar ise vahşet senaryoları üretir. Vahşetin dili çeşitli aşamalardan geçerek olgunlaşır. Ben ve diğerleri ya da biz ve diğerleri söylemi öyle içselleştirilir ki, diğerlerinin yaşamaya dahi hakkı olmaz. Ve sonunda düşmandan da öte birileri belirir gencin karşısında. Onların, diğerlerinin yok olması o kadar önemlidir ki kendi yokluğu değer kazanır başkaları yok olduğunda.

Vidanı yok etmek üzerine kurgulanan bu düzenek üzerinde çok durmalı ve düşünmeliyiz. Çocuğumuza sahip çıkmak demek tam da bu vicdanın ölmesine izin vermemek demektir. Vicdan doğuştan insanoğluna sunulan bir değerdir. Ancak bu değer sönmesi muhtemel bir kor ateşe benzer. İşler ve beslerseniz hep canlı kalır. Ömür boyu yok olmaz. Hiçbir ideoloji ve sistem sizi vicdansız yapamaz. Katil yapamaz. Değerlerle beslenmeyen vicdan sönüp yok olmaya mahkumdur. Ya da farklı düşünce ve idealler uğruna çok kolayca söndürülüp yok edilmeye. Vicdan yok olunca insan en acımasız varlık haline gelir. İnsan insan olmaktan çıkar. Tarih bu örneklerle doludur.

Hiç kimsenin yüreği evladını kaybeden bir anne baba kadar parçalanamaz. Bu acı tanımlanamaz. Yeni evlatlar, genç yürekler kaybetmemenin tek yolu var aslında. Vicdanı intihar etmemiş, merhameti “nefesi” kadar yanında ve “hayati “ olan evlatlar yetiştirmek. Bırakın canlara kıymayı, karıncaya basamayan evlatlar.
#Vicdanın intiharı
#ideoloji
#yaşam öyküleri
9 yıl önce
Vicdanın intiharı
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset