|

Zekâ; tanımı çok da kolay olan bir terim değildir. Genellikle zihnin öğrenme, öğrendiği bilgilerden yararlanabilme, yeni bir durumla karşı karşıya geldiğinde çözüm yolları bulabilme ve uyum sağlayabilme yeteneği olarak tanımlanır. Başka bir deyişle zihnimizin birçok özelliğinin uyumlu ve eşgüdüm ile çalışması sonucu ortaya çıkan bir yetenekler birleşimidir. Doğuştan var olan ve bize bahşedilen bu yeteneğimizi bizim ne kadar kullandığımız, çocuklarımıza bu yeteneklerini kullanmaları için ne kadar fırsat verdiğimiz tartışılır maalesef. Anne baba olarak bizler, genellikle çocuğumuzun zekâ düzeyini merak eder, hatta bazen bu değeri öğrenebilmek adına çocuğumuzun bazı testlere tabi olmasını isteriz.

Çocukların farklı alanlarda bilişsel düzeylerini ölçen bu testler elbette uygulanabilir. Ancak unutmamamız gereken 2 temel nokta vardır. Birincisi; zekâ testleri çocuklara soru cevap şeklinde ya da bazı görsel materyaller kullanılarak yapılır. Yani test sonucu, çocuk ve testi yapan kişinin tavrından ve durumundan çok etkilenir. Örneğin testi yapmak istemeyen bir çocuk inatla sorulara cevap vermez ya da yanlış verir. Bu durumda test sağlıklı sonuç vermez. Yine dikkati çabuk dağılan bir çocuğun testteki yanlışları, bilemediğine değil, dikkat etmediğine bağlı olabilir. Kısacası zekâ testleri, kandaki şeker düzeyeni, çocuğun boyunu ya da kilosunu ölçmek gibi kesin sonuçlar vermediğinden, sonucu mutlaka bir uzman değerlendirmelidir.

İkincisi; zekâsının iyi olması çocuğumuzun gelecekte başarılı ve mutlu olacağı anlamına gelmez. Önemli olan çocuğumuzun hangi alanda daha yetenekli olduğu ve hangi alanda zekâsını daha iyi kullanabileceğidir. Çünkü zekâ alt bileşenleri olan karmaşık bir yapıdır ve her insanda farklı süreçlerden oluşur. Her zekâ türü dinamiktir. Bazı araştırmacıların “çoklu zekâ” diye ifade ettiği bu durum “öğrenme yeteneği” olarak da tanımlanabilir. Burada unutulmaması gereken her çocuk kendine özgü özelliklere sahiptir ve farklı türde zekâ gelişimi vardır. Yani zihinsel süreçler kişiye özgü durumlardır.

Bazı çocukların sözel yetenekleri daha belirgindir. Dili, ifade ve anlatım olarak iyi kullanırlar. Dildeki karmaşık anlamları anlama ve anlatma, grameri doğru kullanma, okuduklarını kolay anlama ve anlatma becerileri çok gelişmiştir. Bazı çocukların ise görsel algıları çok ileridedir. Yani neredeyse “gözleri ile düşünürler”. Şekiller, imgeler ve sembollerle düşünüp, öğrendiği şeyleri somut ve görsel malzemeye dönüştürerek zihnide canlandırırlar. Görsel sunumlara ilgi duyarlar ve ders çalışırken görsel malzeme kullanmayı tercih ederler.

Başta insan sesi olmak üzere, çevreden algıladıkları tüm seslere karşı duyarlı, seslere ve ritimlere ilgili çocukların müzik yetenekleri yani müzik zekâları iyi gelişmiş demektir. Bazı çocuklar araştırmayı, sorgulamayı, doğadaki varlıkları incelemeyi çok severler. Canlı türlerinin isimlerini ve detay özelliklerini çok kolay öğrenirler. Bu özellikteki çocukların araştırma, keşfetme ve yeni bir şeyler bulma yetileri çok gelişmiştir. Bazı çocukların ise sosyal iletişim becerileri çok öndedir. İnsanlarla kolay diyalog kurar, ilişkileri çok iyi yönetirler. İnsanları organize etme ve yönetme özellikleri ile hemen dikkat çekerler. Konuşmaları ile karşıdakileri hemen etkileyebilirler. Ayrıca karşısındaki bireylerin duygularını kolayca anlar ve ona uygun tepkiler geliştirirler.

Tüm bu özelliklerin bir çocukta toplanması hayli zor elbette. Bu nedenle çocuğumuzun zihinsel özelliklerine ve yetilerine göre bir eğitim planı çizmemiz ve beklentilerimize ona göre düzenlememiz gerekir. Var olan yetileri geliştirecek eğitim yönlendirmesi, çocuğumuzun ileride mutlu ve başarılı birey olmasını sağlamak adına çok değerli bir adımdır.

#Zeka
#Çocuk
6 yıl önce
Zekâ
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset