|
Arap-İsrail savaşları ve Filistin meselesine dair notlar (2)

1948 savaşının akabinde Mısır"da 1952"de önemli bir yönetim değişikliği olur. General M. Necib idaresinde, Müslüman Kardeşler"in de desteklediği askeri bir cunta; Mısır"da darbe yaparak 25 Temmuz"da Kral Faruk/Kavalalı Hanedanı idaresine son verir. Bu yıllar, Arap milliyetçiliğinin de bir kısım Arap aydınlar ve subaylar arasında zirve yaptığı dönemdir. Mısır"daki cunta içinde Albay Cemal Abdünnâsır bu konudaki radikal fikirleriyle ön plana çıkar ve 1954"te General Necib"i kademeli olarak saf dışı ederek Mısır"da tüm idareyi ele alır. "Arap Sosyalizmi" şeklinde bir doktrin benimser. Müslüman Kardeşler"i çok kanlı bir şekilde tasfiye eder. Kısa zamanda Arap Dünyasında "Nasırcı seküler-Arap milliyetçliği" dalgası Libya, Cezayir, Irak, Suriye, Yemen gibi ülkeleri etkiler. 1956"da ise, Süveyş krizi patlak verir. Nasır,o döneme kadar Fransız-İngiliz Konsorsiyumu"nun elinde ve İngiliz askerlerinin denetiminde olan kanalı millileştirme kararı alır. Bu dönemde Mısır-İsrail ve Mısır-Ürdün arasında sınır çatışmaları vuku bulur. Fransa ve İngiltere Mısır"a karşı kuvvet kullanımına karar verirler. Ancak, ABD buna destek vermez. İsrail, Mısır topraklarına girip Süveyş"e kadar ilerler. Sonrasında, İngiltere ve Fransa bölgeye müdahale eder fakat bir netice alamazlar. Tekrar eski sınırlara dönülür. Bundan da, sınırlarını bir şekilde garantiye alan İsrail kârlı çıkar. Nasır"ın estirdiği Arap milliyetçiliğinin etkisi ile 1958"de Irak"ta "Şerifler Krallığı", General Abdülkerim Kâsım önderliğindeki askeri cunta tarafından çok kanlı bir biçimde ortadan kaldırılır (Bkz.Pierre Rondot, The Changing Patterns Of The Middle East, Eng. Trans. New York, 1961). Aynı tarihte Mısır ve Suriye, "Birleşik Arap Cumhuriyeti" adıyla birleşir. Ancak bu birlik 1961"de bozulur. Suriye"de ise 1963"te "Baas Partisi" iktidara gelir. 1964"te Suudi Arabistan"da Faysal bin Abdilazîz (Öldürülmesi: Nisan 1975), ağabeyi İbnussuûd"u devirerek başa gelir. Tüm bunlar 1967"deki "Altı Gün Savaşı" olarak bilinen Arap-İsrail savaşını önceleyen olaylardı. 1967 savaşı öncesi; gerek Mısır"daki Nâsır idaresi gerekse Suriye"deki Baas rejimi seküler Arap milliyetçiliğine dayalı İsrail"e karşı konumlanmış bir politika izlerler. Ancak bu, daha ziyade kendi ülkelerinde üzerlerinde baskı kurdukları halka karşı konumlarını güçlendirme ve takviye etme gayesine mâtuf"tu. Bu yüzden savaş arefesinde, her iki ülkenin liderleri İsrail"e karşı çok sert söylemlerle meydan okumakta ve siyonist işgalin Filistin"de sona erdirileceğinden söz etmekteydiler. 1948"de İsrail"in kuruluşunun ardından, çevresindeki Arap ülkelerinin söylemleri; İsrail"in ve Filistin"deki siyonist işgalin tümü ile sona erdirilmesi üzerine bina edilmişti. Hatta 1948"de İsrail devletinin kuruluşunda apar topar evlerinden/ yerlerinden- yurtlarından edilen Filistinli Araplar en geç birkaç ay sonra evlerine dönecekleri inancına sahiptiler. Mısır, Suriye, Ürdün gibi Arap ülkeleri de onları buna inandırmıştı.

Diğer yandan ise, Kudüs Müftüsü Emin El-Hüseynî ve İzzeddin El-Kassâm önderliğinde örgütlenip, Diaspora"dan gelen yerleşimci Yahudi toplulukları ile İngiliz mandası döneminden beri çatışmalara giren Filistinli gruplar bu anlamda faaliyetlerini hızlandırırlar. 1964"te Emin El-Hüseynî"nin yeğeni Yasir Arafât (Ebu Ammâr) Kudüs"te arkadaşları ile El-Fetih örgütünü kurar. Henüz o dönemde 1948"de ikiye bölünmüş olan Kudüs"ün doğu yakasını teşkil eden Mescid-i Aksa, Kubbetu"s-Sahra, Harem-i Şerîf; sur içini kapsayan Eski Kudüs ve Batı Şeri"a Ürdün"ün idaresindeydi. Bir taraftan Arap aleminde İsrail"e ve siyonizme karşı bilenme artarken, diğer yandan İsrail"e olan -ABD başta olmak üzere- Batı desteği artış göstermekteydi. ABD; Ortadoğu politikasını"'' İsrail"in vikâye ve himayesi, İsrail"in bölgedeki üstünlüğünün sürdürülmesi"'' merkezli olarak konumlandırmıştı. ABD,- her hal ve şartta- Ortadoğu"da İsrail yanlısı bir tutumu öncelemekteydi. Bu da Suriye, Mısır, Irak gibi askeri cuntalar tarafından yönetilen ülkeleri Sovyet blokuna yakınlaştırmıştı. Hatta, İslâmi temeller üzerine kurulmuş olan Filistin örgütlerinin -­El-Fetih başta olmak üzere- büyük bölümü de bu bloka yakınlaşarak sosyalist bir renge bürünmüşlerdi. 1967 savaşı arefesinde, Cemâl Abdünnâsır başta olmak üzere Arap liderleri, İsrail"e meydan okuyan üslup ve politikalarını sürdürmekteydiler. Sürekli Filistin"in kurtarılacağı, Siyonist işgalin behemehal sona erdirileceği dillendiriliyordu. (Bkz. Hisham B. Sharabi, Nationalism And Revolution In The Arab World, Princeton, USA, 1966)

Devam Edeceğiz.
11 yıl önce
Arap-İsrail savaşları ve Filistin meselesine dair notlar (2)
Kara dinlilerle milletin savaşı
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak