|
Son tartışmalar ve sistem değişikliği meselesi

Başbakan ile Kılıçdaroğlu''nun Çarşamba günkü görüşmeleri Kılıçdaroğlu''nun Kürt sorununun çözümü ile ilgili çözüm yöntemine ilişkin tartışmanın yanısıra, Türkiye''nin idari sistemi ile ilgili, tasrtışmaları da beraberinde getirdi. Mecliste mutabakat komisyonu oluşturulması konusundaki öneri, MHP''nin daha baştan bu konuda müzakere yolunu kapatması ile akîm kaldı. İkinci, Akil adamlardan, Kanaat önderlerinden bir komite oluşturulması önerisi ise yeni bir öneri değilse de, önemli ve üzerinde gerçekten durulması gereken bir husustur. Özellikle, Kürt sorununda muhataplık meselesindeki tıkanmanın aşılması konusunda çok önem arzetmektedir.

Ancak medyanın görüşme sonrasında daha çok cumhurbaşkanlığı ve başkanlık sistemi tartışmalarını ön plana çıkarması, konunun asıl mihverinden başka yönlere sapmasına zemin hazırlamaktadır. Türkiye''de başkanlık veya yarı başkanlık sistemi, getireceği sonuçlar, elbette enine boyuna kesinlikle tartışılmalıdır. Tartışılmaktan kaçınılmamalıdır. Türkiye''de yeni anayasa tartışmalarına ivme kazandırması açısından da önemlidir. Ancak bunun anayasa tartışmalarının olmazsa olmazı, en birinci önceliği, ya da adeta tartışmaların tek odağı gibi kamuoyunda sunulması beraberinde ciddi mahzurları barındırmaktadır.

Ülkenin, din, Kürt sorunu, Alevilik, Ortadoğu ve Balkanlar gibi en önemli toplumsal sorunlarının anayasa tartışmalarında ötelenmesi ve daha çok bu konuya odaklanması şeklinde bir görüntü oluşmasına yol açmaktadır.

Bu görüntü, kamuoyunda tartışmaların bir düğüm ve tıkanma noktası haline gelmesi olarak algılanılmasını da beraberinde getirir. Türkiye''de 90 yıllık sistemin, statükonun başından beri oluşturduğu veya taşıdığı bir çok sorun yumağı çözülmeyi beklemektedir. Ülkemizdeki sistem eliti bu sorunları bugüne kadar yığarak, enkaz haline getirdiği gibi, hala ciddi bir direnç göstermektedirler. Birçok sorunun gerçek kaynağı olarak bu elit hala kendini güçlü görmekte, ülke sorunlarının çözümüne yönelik siyasi iradeden gelen olumlu adımları engellemeye yönelik yoğun bir direnç içerisindedirler.

Türkiye ve tüm bu coğrafyamız Kürt meselesi başta olmak üzere, sorunların ertelemesini kaldırabilecek durumda değildir. Bunun yanısıra Alevilik sorunu, Türkiye''nin bu süreçte Balkanlara ve Ortadoğuya yönelik politikaları ve bu yönde başgösteren sorunlar son derece hayati bir önemi haizdir. Özellikle, Türkiye''nin önüne gelen, ikiyüzyılı aşkındır sokulduğu cendereden kurtulabilmesine yardımcı olabilecek, bazı konjonktürel, dönemsel fırsatların kaçırılmasına asla tahammül edilemez. İkinci Dünya Savaşı döneminde, İnönü idaresinin Türkiye''ye kaçırttığı fırsatlar, bu yönde oluşturduğu sorunlar yumağı çoğu kimsenin malumudur.

Ayrıca, Türkiye, Osmanlı devrinden beri, yaklaşık ikiyüz yıldır dışarının ve "Düvel-i Muzzamanın" neredeyse her türlü müdahalesine açık hale gelmiş bir ülkedir. O yüzden başgösteren sorunlar, özellikle siyasal ve toplumsal olanları, sağlıklı bir çözüme kavuşturulamadığı veya çözüm yollarının ertelendiği durumlarda, dış müdahaleye maruz kalan uluslararası sorunlara dönüşmüştür. 19. Yüzyılda ve 20. Yüzyılda bir çok sorunun "Düvel-i Muazzama"nın müdahalelerine maruz kaldıktan sonra ülkeyi ne hallere soktuğu bilinmektedir.

Bir yılı aşkındır Suriye olaylarının, Bağdat''taki belirsizliğin etnik ve mezhebi farklılık ve sorunlarla bitişen yönleri ile nasıl bir açmaza doğru yol aldığı açıkça gözlemlenmektedir. Yine Balkanlar''da/Rumeli''de Avrupa Birliği''ndeki mevcut ekonomik krizin getirdiği konjonktürün Türkiye''nin bu bölgeye ilişkin önüne koyduğu sorunlar ve tekrar Meriç''in ötesine, Arnavut hinterlandına yönelme konusundaki getirdiği tarihi yükümlülükler asla ıskalanacak gibi değildir.

Tüm bu çerçevede, ülkemizde anayasa ve sistem değişimi tartışmalarında, kamuoyunda, bazı olmazsa olmaz öncelikler oluşturulmasına ilişkin ısrarların bir yarar sağlamayacağı açıktır.

12 yıl önce
Son tartışmalar ve sistem değişikliği meselesi
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…
Ayasofya’yı açan adama vefa zamanı