Yılmaz Tatlıses, sesin karşısında adeta şok olmuştu. “Aboov Seyfettin Sucu'yu mahvetti" diyerek Şahdiba firmasının sahibi Ahmet Kaymaz'a döndü: “Aynı Seyfettin gibi okuyor bu." dedi. Sonra karşısındaki gence adını soyadı sordu ve “İbrahim Tatlı" cevabını alınca: “Gel kardeş olak, Tatlıses yap soyadını sen de." dedi. Böylece Urfalı gencin de soyadı Tatlıses olarak değişti. İbrahim Tatlıses'in hikayesi böyle başlamıştı işte.
Yılmaz Tatlıses'in hikâyesi ise 29 Haziran 1945'te Malatya'da başladı. Daha üç yaşındayken annesi ve babası ayrıldı.. Annesi bir inşaat ustasıyla evlenir ve birlikte İskenderun'a taşındılar. Üvey babasıyla anlaşamadıkları için babaannesinin yanında büyüdü. Bu arada müziğe karşı ilgisi arttı ve İskenderun halk evinde bir grup arkadaşıyla birlikte müzik çalışmalarına başladı. Sözlerini yazıp bestelediği türkülerle kendisini kanıtlamayı başardı. Bir gün Nuri Sesigüzel'le tanışma fırsatı oldu. Yılmaz, 5 eserini yorumlaması için Nuri Sesigüzel'e armağan etti. Bütün türküleri çok beğenildi ve Sesigüzel oldukça meşhur oldu. Yılmaz, bu haberleri duyar duymaz daha profesyonel olarak çalışmalarını sürdürdü. İstanbul'a Doğubank İşhanı'na gelerek çalışmalarına burada devam etti. 13 tane 45'lik Plak, 3 Tane Lp, 5 tane Kaset ile “Arabesk müziği" nin sayılı isimlerinden birisi oldu. Aslında solist olarak istediği başarıyı yakalayamadı. Onun asıl ünü yaptığı besteler ve sözlerle gerçekleşti.
1980 sonrasında arabesk müzik sahasında besteler yapmaya başladı. Soyadını verdiği adamı da arabeske yönelmesinin etkisi de büyüktü. “Nasıl İsyan Etmem", “Acı Gerçekler" ve “Yaşamak Bu Değil" şarkıları onun da İbrahim Tatlıses'in de ününü daha da artırdı. Çok kısa bir süre sonra, 1984'te “Seni Sevmeyen Ölsün" bestesini Tüdanya seslendirdi ve büyük bir beğeni kazandı. 150'den fazla kişinin okuduğu bu şarkının hemen ardından “Mavi Mavi" şarkısını yazdı. Bu şarkı İbrahim Tatlıses'in albümünün de adı oldu. Ve bu eser, 4 milyona yakın satışla rekor bir rakama ulaştı. Aynı dönemde, Gönül Şen'in sözlerini yazdığı “Deli Deli" şarkısını besteledi ve bu şarkı; Ümit Besen ve Atilla Kaya gibi Taverna arabesk sanatçıları tarafından okundu. Bu sayede, 1987'de de Magazin Gazetecileri ödülünü aldı.
Üç yıl sonra, 1990'da, Ahmet Selçuk İlkan tarafından yazılan “Hatıran Yeter" şarkısını besteledi. Şarkı; 1990'da Ferdi Tayfur'un “Hoşçakal", Gülden Karaböcek'in “Hatıran Yeter" albümlerinde yorumlandı. Bu şarkı sayesinde bu iki albüm de oldukça beğeni kazanarak milyonlara ulaştı:
Senden bir hatıra bana bu şarkı/ Bir gün gitsen bile hatıran yeter
Unutmak mümkün mü böyle bir aşkı/ Bir gün gitsen bile hatıran yeter
Bir yanda yaşanan o güzel günler/Bir yanda anılar bir yanda dünler
Seni yaşatacak neler var neler/Bir gün gitsen bile hatıran yeter
Bilinmez neleri getirir zaman /Bilinmez neleri bitirir zaman
Aşk bir hatıradır maziden kalan/Bir gün gitsen bile hatıran yeter
Yılmaz Tatlıses; 1965 yılından bu yana 100'e yakın şarkı sözü, 300'ün üstünde müzik eseri ortaya koydu. “Mavi Mavi", “Seni Sevemeyen Ölsün", “Ben Olmalıydım", “Sevmek Neye Yarar"
Deli Deli"
Acımasız Dünya"
“Ağla Gözlerim Ağla"
Yaşamak Bu Değil",
Candan Sevmeli"
Nasıl İsyan Etmem"
Adını Yollara Yazdım"
Yıllar Utansın"
Bu Şehrin Geceleri"
Hatıran Yeter"
Helal Olsun"
Anla Benim Kıymetimi" bunlardan sadece birkaçıdır.
Pek çok eseri arabesk dünyasına kazandıran ve pek çok insanın tanınmasında önemli bir rolü olan Yılmaz Tatlıses, bugün gözlerden ırak bir şekilde hayatına devam ediyor.