|
Lübnan’ın İstiklal Adamları ve Üç Mardinli

Lübnan’ın hemen her köşesinde karşınıza çıkabilen ve ders kitaplarına dahi konu edinilen bir resim vardır: “İstiklal Adamları”. Bu resimde 8 kişi vardır. 5 kişinin kim olduğu oldukça net bir şekilde bilinmesine rağmen 3 kişinin kim olduğu hiç anılmaz. Peki bunun sebebini biliyor musunuz? Lafı fazla uzatmadan bu üç kişinin kim olduğunu söyleyelim. Bunların üçü de Mardinlidir. Aslında resmin konusuna bakıldığında durumu daha net anlamak mümkün:

I. Dünya Savaşında Osmanlı ordusunun yenilmesiyle birlikte muhalif güçlerle Osmanlı Devleti arasında Mondros Mütarekesi imzalanır. Buna göre bugünkü Suriye ve Lübnan toprakları, Fransız güçlerinin egemenliği altına girer. Ardından 1920 tarihinde Fransız Suriye Mandası kurulur. Bu yıllar aynı zamanda Osmanlı topraklarında iç göçlerin de yoğun olduğu yıllardır. Devlette süren olumsuzluklar zorunlu askerliği 4-5 yıla çıkarmış, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar binlerce Mardinlinin Lübnan’a göç etmesine sebep olur. Buradaki Mardinliler Lübnan’a geldikleri andan itibaren zor koşullarda çalışmaya başlar; sebze hallerinde hamallık, binalarda kapıcılık vs. işlerle geçimlerini sağlar. Kadınlar da evlere temizliğe giderek aile ekonomisine katkıda bulunur. Ayrıca buradaki yaşam şartlarının olumsuzluğu ve eğitim imkanlarının pahalı oluşu sebebiyle bu aileler çocuklarını okutamazlar.

Takvimler 1943’ü gösterdiğinde Lübnan’da Fransız mandasından yönetim karşıtı hareketler ortaya çıkmaya başlar. Zira Sünnî, Marunî ve Şiî liderler, Fransızların Lübnan’ı terk etmesi konusunda hem fikirdir. Dolayısıyla sokak gösterilerinin şiddeti de artar; Lübnan’daki anti-emperyalist aktivistler Lübnan parlamentosundaki Fransız bayrağını indirmeyi amaçlarlar. Bütün tertipler yapılıp harekete geçildiğinde ise Mardinliler kendilerini olayların içerisinde bulur. Zira Lübnan parlamentosu Mardinlilerin yaşadığı kenar mahallere yakındır ve Mardinlilerde belirgin bir macera ruhu vardır. Derken olaylar gelişir ve dönemin ünlü aktivistleriyle birlikte 8 kişi Parlamentonun üstüne çıkar. Ardından Fransız bayrağını indirirler ve yerine Lübnan bayrağını asarlar. Söz konusu 8 kişiden beşi Lübnanlı, üçü ise Mardinlidir. Lübnanlı beş kişiden biri sonraki dönemlerde cumhurbaşkanı, bir diğeri ise başbakan olur. Mardinlilerden ikisinin adı yalnızca Mardinliler tarafından bilinirken üçüncüsünün adı hiçbir yerde geçmez. Bu sekiz kişinin bayrak asma eylemini engellemeye çalışanlar ise Fransızların kendisi değil, bir Fransız kolonisi olan Senegalli Müslüman askerlerdir. Bu tablo daha sonra bir Lübnanlı ressam tarafından resmedilir ve bundan sonra bu resim “İstiklal Adamları” olarak anılır.

Her ne kadar Mardinliler Lübnan bağımsızlık hareketinin en kilit noktasında rol oynasa da hiçbir zaman Lübnan vatandaşı olmaya hak kazanamazlar ve bir kimlik sahibi olarak anılmazlar. Mir Bedirhan’ın bu isimler için vatandaşlık alma çabaları da bir türlü sonuç vermez. Fakat yine de Mardinlilerin göçleri 1950 ila 1970 arasında yoğun bir şekilde devam eder. O günlerde ulaşılan tahmini rakam ise 70 bin civarındadır.

Lübnanlı Mardinlilerin uzun yıllar kimlik edinme mücadelesi yani hem gerçek hem de mecazî anlamda kimlikleşme çabaları nafiledir. Nitekim bu insanlar hem sıkıntılı hem de zor dönemlerde Lübnan’ın yanındadır. Mesela Lübnan'daki 1975-1990 yılları arasında yaşanan iç savaşta binlerce Mardinli Beyrut'ta kalır ve ellerinden geldikçe iç savaş konusunda tarafsız kalırlar. Yalnızca o dönemlerde herkes kendi bölgesini koruduğu için Mardinliler de Beyrut şehir merkezinde kendi yaşadıkları mahalleleri koruyup kollarlar.

Nitekim bu uzun kimlik mücadelesinin ardından 1994'te dönemin Lübnan Başbakanı Refik Hariri; 15 bine yakın Mardinliye Lübnan vatandaşlığı hakkını getirtir. Vatandaşlık mücadelesinin ilk kilometre taşı sayılan ve İstiklal Adamları olarak bilinen üç Mardinli de 1943’teki olaylardan sonra hayatlarına kaldıkları yerlerden yani sebze hallerinden devam ederler… Daha sonraki akıbetleri de bilinmez.

#Lübnan
#Refik Hariri
#İstiklal Adamları
#Mardinli
#Osmanlı
7 yıl önce
Lübnan’ın İstiklal Adamları ve Üç Mardinli
Turkuaz Nota…
“Artık burger yemeyeceğiz baba!”
Türk film eleştirmenliğinin köhnemiş dili ve tavrını fena hâlde deşifre eden film
Bir âlim göçmüş, kime ne!
İnsaf!