|
Yalnız Ağacın öyküsü

İngiliz ve Fransızların, Afrika Kıtasının dört bir yanını parsel parsel paylaştığı dönemler... Bu sıralarda Fransız etnolog ve kaşif Henri Lhote de ilk otomobil seferini gerçekleştirmektedir. Sefer; 1934’te Cezayir’in Djanet şehrinden Nijer’in Agadez şehrine doğru gerçekleşir. Bunun için Henri; “Çöller İçinde Çöl Bölgesi” olarak anılan yeri geçmek zorundadır. Burası, aynı zamanda Sahra Çölünün denize en uzak noktasıdır ve hiçbir yaşam belirtisi görülmez. Lhote; tüm bunları göze alarak yoluna devam eder. Bir süre sonra gördüğü manzara epey dikkatini çeker. Zira hiçbir canlının yaşayamadığı bu alanda, yemyeşil yaprakları ve sarı çiçekleriyle tüm hayatı kucaklayan bir ağaç görür. Yapayalnız, mağrur duruşuyla tüm çöle hüküm süren bir ağaç...

Lhote, dayanamayıp ağacın yanına yaklaşır. Bu; yaklaşık üç metre boyunda, çatısı şemsiye şeklinde olan bir tür akasyadır. Yerlilerin Tenere Bölgesi olarak tarif ettikleri alandan dolayı ağaca özel bir de isim verilmiştir: Tenere Ağacı. Tenereye en yakın ağaç, buradan 400 kilometre uzaklıktadır. Bu yüzden, gelip geçen herkes ona dünyanın en yalnız ağacı unvanını vermiştir. Ağaç; birçok açıdan oldukça elverişlidir. Örneğin bu ağaç, harita çizimlerinde önemi bir rol üstlenir. Çölün ortasındaki Tenere Ağacı mavi noktayla belirtilirken çölü kendisi de sarı renkle ifade edilir.

Bir süre sonra ağacın yaşam koşulları bilimadamlarının da dikkatini çeker ve ağacı ayakta tutan faktörler araştırılmaya başlanır. 1938’de bir kuyu kazılır ve yerin 36 metre altında oldukça küçük bir su kaynağına rastlanır. Söz konusu ağacın köklerinin de toprak yüzeyinden 36 metre kadar derine uzadığı tespit edilir. Yani su ve kökler birbirini bulmuştur.

Ağacın şekline bakıldığında ise kısa, çatallı iki gövdeden oluşan bu akasyanın şemsiye şeklinde bir çatıya sahip olduğu görülür.

Yüzyıllarca batı – doğu ekseninde, kervanlar için adeta canlı bir deniz feneri olan Tenere ağacı, mavi elbiselerinden dolayı “Mavi Adamlar” olarak anılan göçebe Tuaregler tarafından da oldukça kutsal kabul edilmiştir. Bu yüzden dallarına dokunulmaz ve dalları kırılıp ateşte tutuşturulmaz. Tenere ağacının yalnızca gölgesinde dinlenilir ve bunun onlara mutluluk bağışladığı düşünülür. Öyle ki bu kutsallık insanlar bir tarafa hayvanları etkisi altına almıştır. Mesela develer bile bu ağaçtan tek bir yaprak dahi yemezler.

Fransız kaşif, Henri Lhote, acımasız kum fırtınaları arasında yüzyıllarca ayakta kalan bu ağacı, 25 yıl sonra, 26 Kasım 1959’da tekrar ziyaret eder. Ancak bu kez gördüğü manzara yüreğini burkar. Çünkü artık ağacın yaprakları solmuş, çiçekleri de kurumuştur. Renksiz ve çıplak bir diken ağacı olarak tanımladığı bu ağacın, iki gövdesinden birinin de tahrip olduğunu görmüştür. Yani, eskiden mutluluk sıfatıyla anılan ağaç; bir şekilde mutsuz bir ağaca dönüşmüştür. 1967’ye gelindiğine ise ağaç; bitkin ve yorgun durumdadır. Nijerya, Libya ve Cezayirli sürücüler şimdilerde bu ağacın gövdesine isimlerini veya isimlerinin baş harflini yazmaktadır. Nitekim mutsuz ağaç, bir nevi cansız duvar işlevi görmüştür.

Bu yalnız ağacının sonu 8 Kasım 1973’te gerçekleşir. Libyalı sarhoş bir kamyon sürücüsü; bir gün koca çöldeki tek ve yalnız ağacı gövdesiyle birlikte devirir. Ağaç oracıkta kurur ve ölür. Yok olan ağacın tekrar yeşerebileceğini ümit edilerek oraya sondaj yapan bilim adamları, durumu umutsuz vaka olarak tanımlar ve alandan uzaklaşırlar.

Bu yalnız ağacı oldukça önemseyen Nijerler, ağaçtan geriye kalanları toplayarak bir müzede sergilemeye başlamıştır. Nitekim ağaç ölür ölmesine de hatırası yaşar. Bu hikaye La Gran(Büyük Maç) filminde de yer alır.

Burada Sahra Çölündeki bir grup Tuareg göçebesi, sonunda Almanya'nın ve Brezilya arasındaki 2002 FIFA Dünya Kupası Finalini seyretmek için zamanla kendi televizyonlarının bir güç kaynağı ve anten bulmak için yarışırlar. Sonunda ağaç; geçici bir anten olarak kullanılır. Sonra da, bugünlerde epey popüler olan Burning Man festivalinin 2017 yılı organizasyonunda yine bu ağaç sembol görevi görür.

Ne diyelim yalnız ağaçlar da ölür bir gün.

#Henri Lhote
#Afrika
#Cezayir
#Burning Man
#Çöller İçinde Çöl Bölgesi
6 yıl önce
default-profile-img
Yalnız Ağacın öyküsü
‘Beşikten mezara kadar ilim’
Sarhoştum, hatırlamıyorum
Suçlu kim?
Vergi artışı yerine yapılacaklar
Gazze’deki soykırıma ‘istisnaî’ kılıflar..