|
Harç bitti… Yapı paydos… Adios…

Bir tarafta sezonu çok kötü geçiren Galatasaray, diğer tarafta kendinden emin, son haftalara kadar kovaladığı ligi ikinci bitirmiş 70 milyon Euro transfer bütçesi ile herkese meydan okuyan Fenerbahçe… Son bir haftadır bunca gündem yoğunluğuna rağmen, herkesin diline pelesenk olmuş Ziraat Türkiye Kupası final karşılaşması. Muhteşem bir stat, daha tam oturmamış ama zamanla kendini bulacak bir zemin. Antalya'ya çok yakışan sıcacık bir ortam.



Final derbisi biz Türklerin gündemindeydi her zamanki gibi ama dünyada başka umursayan yoktu maalesef. Alman, İtalyan ve İngiliz yayıncı kuruluşlarının gündeminde bile değildi. Guardian, Corrierra Della Sera, Le Monde spor sayfalarında yer ayırmamıştı bu derbiye. Küçük dünyamızın büyük derbisi işte… Abarttığımız, tartıştığımız ve uğruna diller döktüğümüz Galatasaray-Fenerbahçe maçının etkisi sadece Türkiye sınırlarında geçerli, sadece bizi ilgilendiriyor. Küçük görme, demeyin; elbette küçük görmüyorum ama bu karşılaşmayı, liglerimizi daha kıymetli ülkelerin de gündeminde görmek istediğim için bunları yazıyorum. Tıpkı bir Barcelona-Real Madrid karşılaşması gibi neden olmasın?



İyi transferler, iyi yönetimler, etkili bir altyapı sistemi, kendine güvenen teknik direktör ve futbolculardan geçiyor bu işin formülü. Tabii topluca liginizin kaliteli olması lazım. Yoksa laf-ı güzaftan öteye geçemiyoruz.



İlk yarıyı Galatasaray muhteşem oyunu ve bulduğu golle kapattı. İkinci yarı Sneijder çıkınca orta saha hakimiyetini ve dolayısıyla maçı Fenerbahçe'nin kontrolüne verdi. Galatasaray iyi defans yapınca karşılaşmayı tek golle kazanmayı bildi. Aslında sadece maçı kazanmadı geleceğini de kazandı Galatasaray. UEFA dan yediği ceza az kalsın iki seneye çıkıyordu. Ucuz kurtuldular. Bu seneyi hiç kimsenin unutmaması gerekiyor. Yapılan küçük hatalarla koca bir kulübün ne hale geldiğini herkes gördü. Mali denetimsizlik, yanlış transferler Galatasaray'ı bu sene perişan etti. Yılların hataları Dursun Özbek ve yönetiminin kucağında kaldı. Umarım Türkiye'mizin güzide kulüpleri bu hatalarından ders çıkarırlar da son yıllarda içine düştüğümüz mali ve sportif durumlarla bir daha karşılaşmayız…



Maçtan sonra Aziz Yıldırım ve Vitor Pereira çok kötü açıklamalar yaptılar. Birkaç gün önce basketbol karşılaşmasında Ergin Ataman'a ağza alınmayacak sözler eden Aziz Yıldırım yine bu karşılaşmadan sonra Fenerbahçe yerine başka kulüpleri ve isimleri konuştu. Futbolun doğasında kazanmak da var kaybetmek de… Ancak Yıldırım her kaybedişin ardından, başkalarına saldırmayı, güya gündem değiştirme maksadıyla düşmanlık ve nefret tohumları ekmeyi alışkanlık haline getireli uzun yıllar oldu. Kendi taraftarları bile bu saldırgan tavırdan rahatsızlar artık…



İnsan bir kendine dönüp bakmaz mı? Galatasaray Aziz Yıldırım'ın Fenerbahçe Başkanlığı döneminde 21 tane kupa kaldırmış. Fenerbahçe taraftarına ayıp olmuyor mu? Aziz Yıldırım bunun cevabını ve hesabını taraftarına vermeli!



Son olarak, iki takım taraftarları da maça iyi konsantre olmuşlardı. Maç başında ve boyunca göze hoş gelen ne varsa yaptılar. Ufak gerginlikler dışında, yarı yarıya tribünlerde, kavgasız, gürültüsüz, olaysız bir şekilde maç izleyebileceğimizi de göstermiş oldular…



Bu maçın tek eksiği ise, Yıldırım'ın direktifiyle Fenerbahçeli futbolcuların madalyalarını almamalarıydı…



Anlayacağınız değişen bir şey yok… Seneye, tıpkı bu sene gibi, bıraktığımız yerden, aslında neredeyse 20 yıldır bıraktığımız yerden başlarız konuşmaya…



Bizim oğlan bina okur, döner döner yine okur…



#Galatasaray
#Aziz Yıldırım
#Vitor Pereira
#Süper lig
8 yıl önce
Harç bitti… Yapı paydos… Adios…
Sahur ve İmsak
MİT"in serencamı...
Çarşı ve mahalle bekçilerinin işe girişlerinde dövme (tatuaj) ayrıntısı
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…