Cem Yılmaz'ın bir gönderisi düştü aklıma… Yaptığı iş gereği kendisine sıkça 'yetenekli' ve 'Allah vergisi' gibi yakıştırmalar yapılan Türkiye'nin en ünlü isimlerinden birisi olarak Cem Yılmaz'ın bu sözleri sarf etmesi bence çok önemliydi:
“Başarılı insanların ortak özelliği 'it' gibi çalışmalarıdır. Başka bir şey ne gördüm, ne duydum. Gerisi traştır, süstür, dedikodudur.” diyordu kendine has üslubuyla…
Yetenek tabi ki önemli… Ancak bir çırpıda başarılı hatta çok başarılı diyebileceğiniz insanları şöyle bir aklınıza getirin… İçlerinde, rakiplerinden daha az çalışmış, daha az emek sarf etmiş bir tanesinin bile olmadığına şahit olacaksınız…
1985 yılında Portekiz'e bağlı özerk Madeira adalarında dünyaya gelen bir çocuk, dünyaya her gün, yeteneğin çok çalışarak nasıl bir değere dönüşebildiğini ispat edebilmek için nefes alıyor adeta…
Manchester United'a transfer olduğu 2003 yılında Alex Ferguson, kendisine daha önce George Best, Bryan Robson, Eric Cantona, David Beckham gibi efsanelerin giydiği 7 numaralı formayı verdiğinde, kendi ifadesiyle “başka bir şansı kalmayan” Cristiano Ronaldo'dan bahsediyorum tabii ki…
Pek çok Portekizli gibi yeteneklerinden kuşku duyulmayan ancak Akdeniz insanının genel disiplinsizliği de kafalarda hep bir soru işareti olarak duran Ronaldo, yetenekli genç bir oyuncu olmaktan, dört dörtlük bir yıldıza özellikle 2007-2008 yılında attığı 42 golle dönüşmüştü henüz 23 yaşındayken…
Sonrası malum… Yaklaşık 10 yıldır, adeta bir futbol ideolojisiymişçesine futbolseverleri ikiye ayıran 'Ronaldo mu Messi mi' tartışmalarının başrol oyunculuğuna uzanan bir kariyer…
Henüz 31 yaşında tam 503 gole ulaşmış bir futbol şaheseri…
Büyük ihtimalle futbol tarihinin en yetenekli oyuncusu olan ezeli rakibi Lionel Messi'nin karşısında çalışarak, çalışarak ve çalışarak ayakta kalan bir savaşçı…
Haftanın 5 gününü takım antrenmanları dışında yaklaşık 3-4 saat kişisel antrenman yaparak geçiren; patlayıcı koşu, top kontrolü ve şut teknikleri, hafif yağ yakma idmanları ve spor salonunda yapılan kas açma-germe çalışmalarını yıllardır bırakmayan; yılda kazandığı on milyonlarca Euro'yu, diğer binlerce meslektaşıyla kıyaslandığında sonuna kadar hak eden bir futbol işçisi…
2012 yılında kazandığı Ballon D'or ödülü olan 1,5 milyon Euro dışında geçtiğimiz Ramazan bayramında da 2 milyon Dolar'ı Filistin'e yardım olarak gönderen, Afrika'daki çocuklara sürekli yüksek bağışlar yapan, henüz 20 yaşındayken babasını kaybetmesine neden olan alkolden hayatı boyunca uzak duran, Dünya Kupası elemelerinde İsrail'le oynadıkları maçın ardından İsrailli oyuncuların forma değiştirme talebini reddeden ve bunu yaparken Filistinli masum çocukların gözünün önüne geldiğini anlatan Cristiano Ronaldo..
Yetenekleri hiçbir zaman tartışılmasa da, tıpkı başka bir büyük yetenek Cem Yılmaz gibi, başarının çalışmaktan başka bir yolu olmadığını her adımıyla bize haykıran bir adam Ronaldo…
Bize ne kadar yabancı değil mi bütün bunlar?
#George Best
#Eric Cantona
#Ballon D'or
#Cem Yılmaz
7 yıl önce
Hristiyan O Ronaldo!
'Sivil direniş en büyük silahımızdır, silaha başvurmayacağız”
Yeni Türkiye’nin simge projesi: TANAP
Kara dinlilerle milletin savaşı
Kırmızı şablon değişmez
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
