|
Lefter…

İstanbul deyince aklıma



Stadyum gelir



Kanımın karıştığını duyarım ılık ılık



Memleketimin insanlarına



Daha fazla sokulmak isterim yanlarına



Ben de bağırırım birlikte



Avazım çıktığı kadar



Göğsümü gere gere



Ver Lefter'e yaz deftere



Bedri Rahmi Eyüboğlu


Futbola Taksim Spor Kulübü'nde başlıyor. Sırasıyla Fenerbahçe, Fiorentina, Nice, tekrar Fenerbahçe ve AEK takımlarında oynuyor. Bedelliyi beklemeden (!) 1943-1947 yılları arasında, dört yıl süren askerlik görevini yerine getiriyor.



Lefter, Fenerbahçe ile İstanbul Ligi'nde iki kez, Türkiye 1. Ligi'nde üç kez şampiyonluk yaşıyor. Lefter, Zeki Rıza Sporel'den sonra en çok gol atan Fenerbahçeli futbolcu. Sporel, 352 maçta 470 gol; Lefter, 615 maçta 423 gol atıyor. Lefter futbol hayatı boyunca 832 gol atarak müthiş bir rekor kırıyor. 1951 yılında on yedi bin beş yüz lira alarak Fiorentina'ya transferi gerçekleşiyor. O zamanlar aldığı transfer ücretiyle İstanbul'da yüzlerce lüks daire alınabiliyor. Herhalde o dönem paraya çok değer verilmediğinden Lefter de har vurup harman savurma yöntemini tercih edenlerin saflarına katılıyor. İstanbul Ligi 1953-1954 sezonunda gol kralı oluyor. Çok gol attığı için tribünler de “Artık zamanıdır” deyip;



“Tribünler inledi binlerce kere



Ver Lefter'e yaz deftere



Bitti kalem doldu defter



Bu alemde kral Lefter”



bestesini yapıyor.



Türk Milli Takımı'nda dokuz kez kaptanlık yapan Lefter, elli defa giydiği ay-yıldızlı formayla 21 gol atıyor. Elli kez milli olduğu için altın madalya alan ilk Türk futbolcusu olan Lefter'in bu unvanını uzun yıllar kimse elinden alamıyor. Türkiye 1. Ligi'nde ilk penaltı atan futbolcu oluyor. Çok profesyonel, düşmeyi çok iyi bilen, topu mıknatıs gibi çeken Lefter 1964 yılında futbolculuğu bırakıyor ama futbolu bırakamıyor; çünkü Yunanistan'da Egaleo ve Güney Afrika'da Johannesburg takımlarında hem oynuyor hem de antrenörlük yapıyor. Daha sonra Samsunspor, Mersin İdman Yurdu ve Boluspor'da teknik direktörlük… Eee, bu kadar meziyeti olan adamın heykeli dikilir! Dikiliyor da… 3 Mayıs 2009'da Kadıköy Kuşdili Parkı'na...



87 yıllık bir çınar. Büyükadalı. Lakabı, Ordinaryüs. Baba Rum, anne Türk. 1925 yılında İstanbul'da doğmuş. Bütün zamanların en yetenekli golcülerinden biri. Türk futbol tarihinin vazgeçilmez ustalarından. Bugün tartışılan etnik kimliklerin tam ortasında bir yerlerde.



Artık Lefter yok.



Kendisi olmadığı gibi, benzerleri de yok… Artık birbirlerine küfür eden takım kaptanları, sahadan çok magazinlerde boy gösteren “yıldız” futbolcularımız var. Hem de nur topu gibi… Hem de sürüsüne bereket…



Tamam sevdik mi çok seviyoruz, sahipleniyoruz ama… Kimi seviyoruz, neyi seviyoruz ya da neden?



Nerede Lefter, nerede biz?


Toprağın bol olsun büyük usta!


Senin de futbolumuzun da…


#Lefter
#Fenerbahçe
7 yıl önce
Lefter…
Millet, devleti kurtardı; ama devleti kurmasına izin verilecek mi?
Cami avlusunda top oynamak
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar