|
THY iyi düşünmeli

Rüya gibi bir akşamı daha geride bıraktık…



Bir yanda yıllar sonra geldiği için de katmerlenen siyah-beyaz coşku yaşanırken, öbür tarafta basketbol dahisi Obradovic'in liderliğinde Türk spor tarihinin en önemli maçlarından birine çıktığımız sarı-lacivert heyecan vardı …



Sarı-lacivert'in kırmızı beyaza döndüğü muhteşem bir geceydi… Renk gözetmeksizin bütün bir milletin nefesini tuttuğu o özel anlar yaşandı yine… Keşke bu duygu birliğini daha hayati konularda gösterebilsek… Neyse konumuza dönelim…



Bilmeyenler için CSKA Moskova basketbolun Barcelona'sı, Bayern Münih'i… Öyle sıradan bir maç değil yani… Rakip tartışmasız Avrupa'nın en başarılı kulübü. Zaten maç da Euroleague finali. Avrupa'nın en iyi takımı olmak için önümüzde 40 dakika vardı yalnızca…



Buralardan bir çok kez eleştirdiğimiz Fenerbahçe yönetiminin sistematik bir şekilde, doğru oyuncular, doğru hoca, doğru ekip ve doğru planlama hamleleri sonucunda aslında pek de sürpriz olmayan bir şekilde kupaya bir adım kalmıştı.



Tecrübe önemli, bu seviyelerde oynamaya alışık olan CSKA, neredeyse bütün maçı önde götürdü. Fark hiç tek hanelere inmedi. Serbest atışlardaki düşük yüzdemiz, rakibin inanılmaz hücum çeşitliliği ile 3 periyot boyunca hep gerideydik. Sonra bir şey oldu. Tıpkı Çek Cumhuriyeti maçındaki gibi, Henry'nin kafa vuruşunu Taffarel'in direk dibinde çıkarması gibi, Hasan Şaş'ın Brezilya maçında attığı gol gibi, son saniye basketiyle finale çıktığımız Dünya Kupası yarı finalinde Murat Murathanoğlu'nun art arda onlarca kez Kerem Tunçeri dediği an gibi…



Fenerbahçe oyuna tutundu. Muhteşem bir savunma, ayağa kalkan Dixon, pota altı hakimiyeti ve 21 sayı geriden gelip öne geçti Obradovic'in askerleri…



Dua faktörü de girmişti sanki devreye. Avrupa'nın en iyi hücumcuları boş dönmeye başladı ataklardan… Rüzgar arkamızdaydı artık.



Rüzgar demişken…



Malum uçaklar rüzgara doğru uçarmış. Bizim millet olarak kaderimiz de bu… Önümüze olmadık engeller çıkar her daim. Tabiri caizse yedi düvel bir araya gelir bizim başarılı olmamamız için… Belki en önemli markamızın THY olması da tesadüf değil acı bir işarettir sırf bu yüzden… Ama Pazar akşamı karşımıza çıkan hakem ekibi rüzgardan da öte adeta bir kasırga oldular. Maçı lehimize çevirdik dediğimiz anda, futbol faullerini bile görmeyen, topu alıp yürümeyi alışkanlık edinen CSKA'lı oyunculara kafasını çeviren hakem grubu bir takımın kaderiyle nasıl oynanır gösterdi hepimize!



İşin acı tarafı ise, kendi finanse ettiğimiz bir organizasyonda bunlarla muhatap olmamızdı. Hayır kimseden bir ayrıcalık falan beklediğimiz yok…Tek beklediğimiz adaletli, finalin, organizasyonun büyüklüğüne, iki takımın mücadelesine ve bu muhteşem basketbol şölenine yakışan bir yönetimdi o kadar… Ancak her şey inceldiği yerden, zulümse en kalın olduğu yerden koparmış ya Almanya'daki yönetim de tam olarak bu zulmün kopup tepe taklak olacağı bir gün olmalı.



Buradan açık çağrımdır: Artık kendi paramızla rezil olmayalım… Adaleti sağlayamayacaksak, öz kaynaklarımızı bize karşı bu denli art niyet gösteren kurum ve organizasyonlara yatırmayalım… Kendimizi, kendilerini bütün insani ve hukuki değerlerin üstünde gören ve bundan zerre gocunmayan oligopollerin kirli masalarına figüran etmeyelim.



Türk Hava Yolları artık bütün dünyada Euroleague'den daha büyük ve önemli bir markadır.



O halde, bu haksızlıklara bir dur demek için en doğru zamandır bugün… Tek kıymet hükmü para olan batıya, en önemsedikleri şey üzerinden bir ders vermenin zamanıdır.



Çekilin sponsorluktan… THY'nin de Türk milletinin de adaletsizliğin olduğu tarafta yer almayacağını açıklayın ve çekilin…



Emin olun, kalitenizle kazandığınız marka değerinizden hiçbir şey eksilmeyeceği gibi hepimizin gönüllerini de kazanırsınız.


#THY
#Euroleague
#CSKA
8 yıl önce
THY iyi düşünmeli
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi