AK Parti tüzüğünde yer alan 3 dönem kuralı nedeniyle 71 milletvekili siyasete ya ara verecek ya da siyasi jübile yapacak. Bu vekillerden bazıları halen bakanlık da yapıyor.
Milletvekili olarak siyasi hayatı sona erecek bazı milletvekili ve bakanlar 2014"te yapılacak yerel seçimlerde belediye başkan adayı olarak gösterildi.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin"in Hatay"dan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin"in Gaziantep"ten adaylığı açıklanırken; Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım"ın İzmir"den belediye başkan adayı olması bekleniyor.
Konu gündeme geldiğinde Başbakan aday olacak bakanların istifa etmeleri gerektiği açıklamasını yaptı ve bunu tekrarladı. Erdoğan"ın bu açıklaması yasal zorunluluktan öte toplumsal meşruiyet ve vicdan açısından doğru bir pozisyondur.
İlginçtir Yüksek Seçim Kurulu (YSK), yerel seçimlerde aday olacak bakanların görevlerinden istifa etmesine gerek olmadığı yönünde oy birliğiyle karar aldı. Konuyla ilgili olarak YSK Başkanı Sadi Güven,"Aday olacak sayın bakanların durumunu da tartıştık. ... oy birliğiyle bakanlıktan istifa etmelerine gerek olmadığı yönünde ilke kararına varıldı" açıklamasını yaptı.
YSK"nın aday olan bakanların istifa etmelerine gerek yok kararı, Başbakan Erdoğan"ın bakanların istifa etmeleri gerektiği görüşünü değiştirmemiş görünüyor ki, bu ayın sonunda kabine revizyonunu gündemdeki yerini koruyor.
Karşı karşıya kaldığımız bu durum eski bir tartışmayı hatırlatıyor.
Toplumsal olarak meşru olan yasal mı?
Ya da tersten soracak olursak; yasal olan toplumsal meşruiyete sahip mi?
Türkiye"de sorun daha çok ilk durumda ortaya çıkıyor. Yani toplumsal meşruiyeti olan konuların yasal olmaması durumu...
Mesela İmam nikahı.
İmam nikahı, toplumsal olarak meşru ancak yasal değil.
Ya da son dönem kadar başörtüsü.
Üniversite öğrencilerinin başörtüsü kullanabilmesi, toplumda meşruiyete sahip iken, ideolojik bir anayasa mahkeme kararının yasayı otoriter yorumu ile yıllarca sanki yasak varmış gibi öğrenciler üniversitelere gidemediler.
Bakanların istifa edip etmemesi tartışması da, bu tartışmayı andırıyor. Bakanların istifası konusunda yasal bir zorunluluk yok. YSK aldığı kararla açıkça "istifa etmelerine gerek yok" dedi. Ama bu karar toplumsal meşruiyet ve kamuoyu vicdanı açısından sorunludur.
Bu açıdan Başbakan Erdoğan"ın konu gündeme geldiği andan itibaren istifalarının doğru olacağı yönündeki açıklamaları toplumsal meşruiyeti güçlü bir taleptir.
Evet, bakanlar aday ilan edildikleri anda istifa etmeliler.
YSK"nın aldığı karara CHP ilkesel olarak doğru bir itirazda bulundu. Yürütmeyi durdurma ve kararın iptali için Danıştay"a dava açtı.
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, YSK"nın kararına, yasal ve anayasal dayanağı olmadığı gerekçesi ile itiraz edip; "...bakanların, bakanlık bütçesini seçim dönemlerinde siyasi koz ve avantaj olarak kullanması kaçınılmazdır" haklı tezini ileri sürdü. Yani Kart, bakanların sahip oldukları konum ve güçlerini seçimde kendilerine avantaj sağlayacak şekilde kullanabileceklerini ifade ederek haklı bir itiraz gerekçesi öne sürmektedir.
CHP"nin bu başvurusu haklı ve yerindedir.
Peki, Atilla Kart"ın ifade ettiği gerekçe, CHP için söz konusu olabilir mi? Pozisyonlar farklı olsa da, kıyaslama zorlama kabul edilse de benzer ilkesel durum ve açmaz, CHP için de söz konusudur.
Açalım.
CHP"de, yerel seçimlerde adaylarla ilgili son kararın önce MYK"da ardından da PM"de verileceğini biliyoruz.
Burada insanın aklına ilkeli olmak adına şu soru geliyor; örneğin CHP MYK"sında ya da PM"sinde olup da belediye başkan aday adayı olanlar istifa etmeli mi, etmemeli mi?
Ya da en azından adaylık süreci sona erene kadar görevlerinden çekilmeleri gerekir mi, gerekmez mi?
Mesela Gürsel Tekin, MYK ve PM üyesi. Aynı zamanda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Aday Adayı. Bir anlamda kendisiyle ilgili kararda söz sahibi...
Ya da Durdu Özpolat, PM üyesi ve Ankara Çankaya ilçesi aday adayı. O da kendisiyle ilgili kararda söz sahibi.
Bu nokta neden önemli?
Şunun için; CHP"li Atilla Kart"ın bakanların istifa etmeleri gerektiği konusunda YSK"ya gerekçe olarak ileri sürdüğü "bakanların sahip oldukları konum ve güçlerini kötüye kullanabilecekleri" zannı CHP"li adaylar için neden söz konusu olmasın?
Dedik ya sorun, durumun yasallığı değil toplumsal meşruiyetiyle, yani ilkelerle ilgilidir.
Ve CHP"nin de bu konuda en az AK Parti kadar ilkeli olması gerekiyor.
