|
Erdoğan"ın gücü Sarıgül"ün zaafı

30 Mart 2014"te yapılacak yerel seçimler AK Parti için de CHP için de önemli. Her iki parti de sadece seçimi kazanmak değil "en yüksek oyu alarak" kazanmak istiyor. Çünkü yerel

seçimler, sadece Cumhurbaşkanlığı seçimini değil aynı zamanda 2015"teki genel seçimlerin kaderini de belirleyecek önemde.

Yerel seçimde partiler arası veya adaylar üzerindeki ittifakları bu belirleyicilik üzerinden okumak yararlı olacaktır.

Seçimlerde kuşkusuz en çok merak edilen İstanbul"u kimin alacağıdır. AK Parti seçime mevcut Başkan Kadir Topbaş ile katılacak görünüyor. Ve AK Parti seçimler konusunda rahat.

Geçen hafta konuştuğum bazı yöneticiler, İstanbul"a parti olarak önem verdiklerini, her hafta araştırma yaptıklarını ifade edip, son araştırmalarında 13-14 puan önde olduklarını söylediler.

Aynı yöneticiler, CHP"nin seçime Sarıgül ile girse dahi, şansının olmadığını da paylaştılar.

YAVAŞ AMA DEĞİŞİYOR

AK Parti cephesi rahat. Buna karşı CHP ise İstanbul"u alarak büyük çıkışın ilk adımını atmak istiyor. Son bir yıl içinde partinin yaptırdığı tüm anketlerde önde çıkan Mustafa Sarıgül, aday olma ümidiyle partiye kabul edildi. Sarıgül"ün Ankara"da CHP üyelik kimliğini aldığı saatlerde Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, Kadıköy"de İstanbul aday adaylığını ilan etti.

CHP"nin adayının kim olacağı konusunda -aday sayısı fazla olsa da- bir tartışma olacağa benzemiyor. Sarıgül"ün CHP"den aday gösterilmesinin başlıca nedeni taraflı-tarafsız herkesin yaptığı anketlerdeki AK Parti karş?s?ndaki en g??l? aday alg?s?d?r.

Yine Sar?g?l?ısındaki en güçlü aday algısıdır.

Yine Sarıgül"ün adaylığı gerek parti içinden, gerekse parti dışı çevrelerden büyük destek görüyor. Hatta o kadar ki, Sarıgül"ün olası adaylığının medya -ve partide-, bu "parti dışı çevrelerin" baskısı ile kabul edildiği bile sık sık dile getiriliyor.

Böyle bir baskının olup olmadığını bilmiyoruz. Ama bildiğimiz şudur; Genel Başkan Kılıçdaroğlu"nun partiyi yenileştirme, sosyal demokratlaştırma ve değiştirme iradesinin -yavaş da olsa- devam ettiğidir.

SARIGÜL"ÜN YAPMASI GEREKEN

Bu aşamada cevabını arayacağ?m?z soru??udur;?ımız soru şudur; Sarıgül, İstanbul"u alabilir mi? Diğer ifade ile Sarıgül"ün Başbakan Erdoğan"a karşı şansı nedir?

Eğer Sarıgül, İstanbul"u almak istiyorsa mevcut yerel yönetici vizyonunun dışında bir performans ortaya koymak zorunda. Sarıgül için genel algı başarılı bir belediye başkan adayı ama Türkiye"nin sorunları hakkında ne düşünüyor bilmiyoruz. Siyasi kimliği nedir, hayata nereden bakar çok bilinmiyor.

Kısaca sadece İstanbul"a ilişkin projelerini değil, Türkiye"nin temel sorunlarına ilişkin de bir açılım yapmak, pozisyon almak durumundadır.

Bu nokta, şu ana kadar Sarıgül"ün en zayıf noktası, zaafıdır. Siyasi kimliğini ve siyaseti bir tür "siyasetsizlik" üzerine inşa etmek, Türkiye gibi herkesin çok siyasi olduğu ancak ne yazık ki siyasetle yeni tanışan ve yeni öğrenen bir toplum için en büyük zaaftır. Yavaş da olsa CHP"nin yenileşmesi bir tür siyasallaşmadır. Sarıgül de, siyasal duruşuyla bu siyasallaşmanın parçası olmak durumundadır.

Yok eğer seçim stratejisini sadece yerel seçim, yerel politikalar, yerel projeler üzerine kurarsa bu Erdoğan karşısında en büyük eksiği olur. Bu Erdoğan"ın sadece İstanbul"a verdiği önemden değil aynı zamandan Erdoğan"ın güçlü bir siyasal figür olmasındandır.

GELECEĞİN SİYASETİ YERELDE

Türkiye, makro siyasal alanda değişim yolunda büyük adımlar atmıştır. Gidilecek yolu derinleştirecek olan mikro alandaki demokratikleşme ve çoğullaşma olacaktır. Yerel yönetimler de bunun içindedir.

Yerel yönetimin gündemi artık hangi projelerin yapılacağı değil; projelerin "nasıl" belirlendiği ve "nasıl" uygulandı??? noktas?nda olacakt?r. Gezi?de??stanbul Belediyesi?nin sorunu bu oldu. Yani insanlar art?k kendilerini ilgilendiren, kendilerini etkileyecek yerel projelerin tepeden de?il; kendilerinin i?inde oldu?u s?re?lerle belirlenmesini, yani kat?l?mc??demokrasi modelini istiyorlar. Bu a??dan yerel y?netim se?imleri sadece yerel projeler de?il, ayn? zamanda o yerel siyasetin nas?l belirlenece?i konusunda bir siyasal tercihi ifade ediyor.

Yani?ğı noktasında olacaktır. Gezi"de İstanbul Belediyesi"nin sorunu bu oldu. Yani insanlar artık kendilerini ilgilendiren, kendilerini etkileyecek yerel projelerin tepeden değil; kendilerinin içinde olduğu süreçlerle belirlenmesini, yani katılımcı demokrasi modelini istiyorlar. Bu açıdan yerel yönetim seçimleri sadece yerel projeler değil, aynı zamanda o yerel siyasetin nasıl belirleneceği konusunda bir siyasal tercihi ifade ediyor.

Yani "apolitik" olmayı değil tam tersine politik olmayı ima ediyor.

Özetle İstanbul seçimlerinde Sarıgül"ün en büyük zaafı iddia edildiği gibi "dosyalar", "komplolar", "parti dışı destekler" değil; siyaseti yerel projecilikten çıkarıp demokrasinin geliştirileceği siyasal bir düzleme çekmemesi olacaktır.

Sarıgül"ün seçimlerdeki güçlü yanı olduğu söylenen siyaset üstü duruşu, bir anlamda apolitik olma hali, kendisine tüm partilerden oy getirebilir, ama kazanmasına yetmeyebilir.

twitter.com/murataksoy
10 yıl önce
Erdoğan"ın gücü Sarıgül"ün zaafı
İletişim sonuç odaklı bir süreçtir…
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir