|
Evet, Türkiye kazandı

Bir referandum, kritik ve tarihi bir eşik daha geride kaldı. Referandum, belki çok büyük yüzdeyle değil, ancak EVET'in kesin zaferiyle sonuçlandı.



Hayır cephesinin başını çeken CHP, deyim yerindeyse bir süre top çizgiyi geçti mi geçmedi mi tartışmasını sürdürecek… Fakat top çizgiyi geçti, referandumdan önce de “gol olur” diye yazmıştım ve işte nihayet gol oldu.



Dolayısıyla, referandum sonrasındaki bütün bu tartışmalar, Türkiye'nin kabuklarını kırışının sesidir artık…



İngilizler de Brexit kararını neredeyse bizdeki referandum sonucunun aynısı bir oranla (yüzde 51,9 Evet, yüzde 48,1 Hayır) kabul ettiler. İngiltere hükümeti mırın kırın yapmadı ve İngiliz halkının verdiği o kararın gereği neyse onu yürütüyor şu anda.



Bizde de böyle olacak.



Nokta konuldu; millet kararını verdi, Türkiye'de parlamenter sistem parantezi kapandı, Cumhurbaşkanlığı sistemine geçildi.



Parlamenter sistemle birlikte Türkiye'de koalisyonlar devri de kapandı.



Artık yüzde 25'lerin, yüzde 30'ların iktidar olma devri kapandı, artık yüzde 50'nin iktidarı başlıyor.



Eğer bir koalisyon olacaksa, o koalisyon artık Meclis'te değil, doğrudan doğruya millet tarafından sandıkta yapılacak.



Dolayısıyla, bundan sonra milletin değerlerine ters, millete rağmen siyaset devri de kapandı.



Etnik siyaset devri de, hendek siyaseti devri de, mezhep siyaseti devri de kapandı.



Darbelerden medet uman anlayış da (umarım) tarihe karışacaktır.



Artık projesi olan, icraat konuşan, Türkiye'yi daha ileriye taşıyacak siyasetçilerin devri başlıyor.



İşte bütün bunlara bakınca, rahatlıkla söyleyebiliriz ki… Referandumun kazanını Türkiye'dir.



Türkiye, dışarıdan onca müdahaleye, yurtdışından gelen onca manipülasyona, tehdide, saldırıya; uluslararası medyanın tüm karalama kampanyalarına, algı operasyonlarına rağmen başarılı bir referandum süreci geçirdi ve AB ile ABD'nin iddia ettiğinin aksine demokrasisini güçlendirdi, daha da perçinledi.



Bu noktada, iktidar imkânlarıyla kazandılar diyen ve demeye devam edecek olan Hayırcılara, esas siz onlarca yabancı ülkenin iktidar imkânlarına rağmen kaybettiniz demek de borcumuzdur.



Fakat, bunların hiçbir anlamı yok artık.



Bundan sonra herkes referandum sürecinde olduğundan daha fazla oturup dersini çalışacak, yeni sistem nedir, nasıl işleyecek, düzenlemeler nasıl olacak filan…



Partilere gelecek olursak…



Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan referandum öncesinde belirtildiği gibi yeniden AK Parti'ye üye olacak, muhtemel bir kongre sonrasında genel başkan seçilecek ve AK Parti'de dümen yeniden Erdoğan'da olacak.



Hiç şüphesiz Erdoğan'ın dümeni devralmasıyla beraber AK Parti daha güçlü bir cazibe merkezi haline dönüşecektir.



Ancak, EVET oylarının en azından yüzde 55'in üzerinde çıkmamış olmasının da etkileri olacaktır parti içinde…



Yeni Türkiye ile birlikte AK Parti de kendini yenilemek zorunda kalacaktır.



MHP ise “mozaik” olmaktan “mermer” olmaya geçişin arayışına girecektir.



CHP'ye gelecek olursak…



Eğer oranlar yüzde 55'in üzerinde, hele de yüzde 60'a yakın bir şekilde EVET'in lehine olsaydı, CHP'de “kelleler alınır”, Kılıçdaroğlu'nun koltuğu sallanan koltuğa dönerdi. Oysa bu sonuç, CHP'deki potansiyel yenilenmeyi tehir etti, işin aslı, Kılıçdaroğlu koltuğuna bir kaç çivi daha çakmış oldu.



Seçimlerde ya da anketlerde yüzde 27'leri aşamayan ve bu nedenle iktidar olma hayali dahi kuramayan CHP, resmen ilan etmese de, içten içe Cumhurbaşkanlığı sistemine sahip çıkmaya başlayacaktır.



Çünkü bu sonuç, 1950'den bu yana tek başına iktidar yüzü göremeyen CHP'yi yüreklendirecektir.



Bu sonuç, CHP'ye “Parlamenter sistemde iktidar olamıyorduk, iktidar olabilmek için bir ihtimal daha var, o da başkanlık mı dersin” dedirtecek bir sonuçtur zira.



Malum, 2014'te yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde Kılıçdaroğu aday olmaya cesaret edememiş, Ekmeleddin İhsanoğlu'nu aday göstermişti. Bu nedenle, referandum sonucu, Kılıçdaroğlu açısından geleceğe dair umut verici, iştah açıcı bir sonuç olacak ve 2014'te gösterdiği adaylık girişiminde bulunmama korkaklığını, 2019'da göstermeyecektir.



Ve o gün geldiğinde, bu millet değişimin sancısını çeken, kafasında soru işaretleri olan değil, Cumhurbaşkanlığı sistemini sindirmiş bir halk olarak oy kullanacaktır.



Ben bugünleri AK Parti'nin 2002 döneminde aldığı yüzde 34,5 oy dönemi olarak görüyorum. 3 Kasım 2002'de millet bir değişime oy vermişti, sonrasında ise istikrara… 2019 değişim sancılarının atlatıldığı ve istikrarın oylanacağı bir seçim olacaktır.



Velhasıl, Yeni Türkiye hepimiz için aydınlık ve mübarek olsun.


#Referandum
#16 Nisan
#CHP
٪d سنوات قبل
Evet, Türkiye kazandı
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti
Bir bu eksikti...
IBAN veren esnafın katli vacip mi?