(Hastalığım sırasında bizzat hastaneye gelen veya telefon ile geçmiş olsun diyen tüm dostlara teşekkür ederim. Bu ve bundan sonra okuyacağınız yazıların bir kısmı hastalıktan önce yazılmıştır.)
Sayın Recep Tayyip Erdoğan şu sözü sürekli tekrar ediyor: “
”.
'den rivayet olduğu söylenen bu söz doğrudur. Ancak madalyonun bir yüzünü gösterir. Öteki yüzünde “
” ibaresi vardır. Bizde bu iki unsur, yani “devlet ve millet” birbirini besler, yaşatır. Ulu ceddimiz Fatih Sultan Mehmed'in devletin bekası için koyduğu kanunu hatırlayalım.
Demokratik yönetimde “
”. Ancak kadimden gelen bir “Adalet Dairesi” şeması vardır ki; bugünün yöneticilerine de ışık tutar. Ben bu metni bu sütunlarda yayımladım. Önemine binaen bir daha yayınlıyorum.
Bir çember çizilir. Bunun adı “Dâire-i Adliye” veya “Adalet Dâiresi”dir. Altına şu metin ilave edilir. Metni aynen veriyorum, sonra şerh edeceğim.
Adldir mûcib-i salâh-ı cihan
Cihan bir bağdır dîvarı devlet
Devletin nâzımı şeriattır
Şeriata olamaz hiç hâris illâ mülk
Mülk zapt eyleyemez illâ leşker
Leşkeri cem edemez illâ mal
Malı cem eyleyen râiyettir
Râiyeti kul eder pâdişah-ı âleme adl.
(* Mülk kelimeleri “melik” diye de okunabilir)
Bakınız metin “adl” ile başlıyor, “adl” ile bitiyor. Yani başı adalet, sonu adalet. Öteki unsurlar çemberin neresinde olursa olsun, dönüp dolaşıp geleceleri yer adalettir.
Şimdi gelelim açıklama faslına.
İnsanoğlu tek başına yaşayamaz (Yalnızlık Allah'a mahsus). Çünkü insan “medeniyyün-bit'tab”dır. Yani yaratılış itibari ile cemiyet hâlinde yaşaması gerekir. Ve öyle de yaşar.
Cemiyet hâlinde yaşayan insana bütün fertlerin tâbi olacağı bir mevzuat lazımdır. Bu töre olabilir; kanun, örf, şeriat olabilir.
Bu mevzuatı ayakta tutacak (ona uyulmasını sağlayacak) bir organizasyona ihtiyaç vardır. Bu padişahtır, devlettir, hükümettir.
Fertler cemiyet hâlinde yaşayabilmek için, yani medeni olabilmek için kanuna, örfe, padişaha, devlete hükümete itaat etmek zorundadırlar.
Padişaha (devlete-hükümete) itaati mümkün ve zaruri kılan padişahın (devletin-hükümetin) âdil olmasıdır.
Çünkü adalet mülk ve devletin salâhının teminatıdır (Adalet mülkün temelidir).
Mülkü korumak için askere ihtiyaç vardır.
Askerin varlığı için mal (toprak-mahsul-üretim) ve para lazımdır.
Üretimi yapan, toprağı ihya eden ve parayı sağlayan (vergi veren) râiyettir (yani halktır).
Vergiyi adaletle toplamak ve adaletle harcamak padişahın (devletin, hükümetin) görevidir.
Cihanın ayakta durmasının (yani nizâm-ı âlemin) asıl sebebi adalettir.
“
” şu günlerde inşa ediliyor. Bizde esas devletin “Kerim” olmasıdır. Bu husus unutulmamalı.
Adalet Dairesi'ne şu hususlar ilave edilecektir.
Bakınız Kanuni döneminin son günlerinde büyük âlim Gelibolulu Mustafa Âli “Devletin makam ve mevkilerine” ehliyetsiz adamların geçtiğini söylüyor. Yani bozulma tâ o zamanda başlamış.
Sadakat, doğruluk, bağlılık, itaat gerektirir. Döneklik ve hainlik etmemektir.