R. Wellek ile A. Warren'in ortak eseri (
, Çev. Prof. A. Edip Uysal, Kültür ve Turizm Bak. Yay. 1983) şöyle deniyor: “Fikirler bir sanat eserinin övgüsüne veya bünyesine girdiği ve onun yapısının bir unsuru olduğu zaman artık kelimenin her zaman kullanıldığı anlamda fikir olarak kalamazlar, sembol veya mit haline gelirler.” Ancak absürd olanları bir yana bırakırsak (ki onlar da esasen bir fikre yaslanır) önemli eserlerin fikirle nasıl hemhal olduğuna dair şu örnekler veriliyor:
“George Sand veya George Eliot gibi yazarların, sosyal-ahlakî ve felsefî meselelerin tartışıldığı fikir unsurlarına ağırlık veren romanları vardır. Olayları mitik bir mâna taşıyan Melville'in Moby Dick adlı romanı ve tek bir felsefi metafor üzerine kurulmuş Birdges'in Testament of Beauty adlı şiiri gibi felsefi fikirlerin edebiyata daha yüksek bir seviyede karıştığı eserler de vardır.
Şiirin muğlak nesrin açık olduğu söylenir. Dahası şiir kalbe nesir akla hitabeder. Bu iki türde de sanat bakımından semboller önemlidir.
Aynı eserde Dostoyevsky için şunlar söyleniyor: “Onun romanlarında fikirler âdeta bir tiyatro oyununda olduğu gibi dramatik bir tarzda sunulmaktadır. Karamazof Kardeşler gibi bir romanda dört kardeş bir dram özelliği taşıyan ideolojik tartışmada sembolik bir rol oynamaktadır. İdeolojik tartışmanın sonuçları eserdeki ana karakterin başına gelen felaketlerle bütünleşmiştir.
Fakat, Goethe'nin Faust'u veya Dostoyevsky'nin Karamazof Kardeşler'i taşıdıkları felsefî fikirler yüzünden mi büyük sanat eseri sayılacaktır?
Yoksa felsefî hakikatin tıpkı psikolojik hakikat gibi kendi başına bir sanat değeri taşımadığı sonucuna mı varmalıyız?
Yerinde kullanılmak şartıyla, felsefe, karmaşıklık ve tutarlılık gibi bazı önemli sanat değerlerini desteklediği için bir eserin sanat değerini artırır.”
şiirinde:
“Ölürsem bir partizan gibi öleceğim”
diyor. Ardından:
“Kuşandığımız
bu alkol kokusu bize ne getirdi ki!
Çıksam
gök
şarlayarak devrilse ardından”
diyor, isyana evet dediği dönemlerde. Açıkca söylüyor fikirlerini, ideolojisini belirtiyor. Belki okuyan da anlasın diye, devrime bir fayda gelsin diye.
Ama ilk dönemindeki
şiirinde:
“ölüler beni serinliğe yakıştıramaz
çünkü hiç kimse çıkmak istemez bu mevsimden dışa
çünkü bitkinliklerini günden saklar ekinler
ekinler çocuklar en rahat uykuları”
Soyutlama-yorumlama-anlaşılma düğümleri olan şiirleri de var. Bunlar ne demek istediğimizi anlatıyor. Yani Marquez'in sözünü.
Bakın yine “yarar”a geldik.
Evet yararsız ilimden-sanattan Hakk'a sığınırız.