|

Çocukluğumuzun unutulmaz renklerinden biridir yerel gazoz. Meşrubatlar bu kadar çoğalmadan önce yerel gazoz üretildiği beldenin gözde içeceği idi.



Hâlâ üretime devam edenler var.



Bunların tarihi eskidir, âdeta antika gibidir.



Geçenlerde bu “taşra gazozları” ile ilgili bir yazı yazmıştım. Niğdeli bir arkadaş çok etkilenmiş. Tutmuş bana bir şişe Niğde gazozu getirmiş. Ben de duygulandım ve arkamdaki kitap rafına koydum.



Sen misin koyan.



Artık bana gazoz yağmaya başladı. Yahu ben koleksiyon yapmıyorum. Hatıra olsun diye birkaç şişe aldım.



Meğer her yetişkin adamı çocukluğuna taşıyan unsurlardan biri de bu gazozlarmış.



Bir yudum alınca top koşturduğumuz tozlu arsalar, yeşil erik kopardığımız bahçeler, çemberler, uçurtmalar, topaçlar, misketler peşpeşe geliyormuş.



Kaybettiğimiz cenneti bir anlığına bir daha yaşıyormuşuz.



Mazi sadece çocukluk hatıralarından ibaret değil. Babaların paltoları nasıl kokar bilirsiniz. En az yirmi yıl giyilmiştir o palto.



Analar bizi yıkadığında gözümüze kaçan sabunun verdiği acıyı bilirsiniz. Yer sofrasının ortasına konulan çorba tasına tahta kaşıklarla hep birlikte kaşık çaldığımızı bilirsiniz.



Peki özellikle Erzurum'da bu çorbaya katılan “Aşotu”nu unuttunuz mu? Çorbayı çorba yapan odur.



Her beldenin sofrasında böyle evde üretilen lezzetler vardır. Ve şimdi onlar maziye karıştı.



Onların yerini kakaolu tatlılar, hazır hamur işleri, naylonda kekler, bisküviler vesaire aldı.



Pekmez nerede?



Damda güneş altında olgunlaşan domates salçası.



Aslına bakarsanız taşranın büyük şehirlere akmasıyla beraber bunlar yine soframıza konuk oldu.



Yani hayatımız gibi soframızda da bir melezlenme yaşanıyor.



Halkımız hâlâ köylüdür.



Otogar'a gidip Ardahan'dan, Van'dan, Kastamonu'dan gelen otobüslerin neler getirdiklerine bakın.



Patatesten turşuya kadar hepsi var. Köyde kalan ana-babalar, dedeler, nineler, şehre taşınan çocuklarını besliyor.



Metropol'ü hâlâ Anadolu besliyor.



Ancak şöyle bir gelişme var.



Şehirde doğmuş-büyümüş gençler “otlu peynir” sevmiyor. “Kötü kokuyor” diyorlar.



Onlar kayısı, kurusu, kara erik kurusu, badem içi, leblebi sevmiyor.



Akıl almaz çeşit ile vitrinlere hakimiyet kuran “atıştırmalık” çerezlerden alıp televizyon başına geçiyorlar.



Toplumun geneline baktığınız zaman çarşaflısından, çok frapan giyimlisine kadar, kadınlar-kızlar spor ayakkabı giyiniyor. Eskinin pençe üstüne pençe yaptırdığımız kösele ayakkabılar kayboldu.



Dünya değişiyor.



Türkiye de değişiyor.



Değişim oluyor diye karalar bağlayacak değiliz. Kendimizi tanımamız ve tarif etmemiz lazım. (“Kendimiz olmak” konusunda çok durulmuş ama bir netice alınamamıştır)



AK Parti ilk kez böyle bir “vizyon” getirdi: “Milli ve yerli”.



Bu ölçü bizi akıntıya karşı koruyabilir.


#gazoz
#AK Parti
#Aşotu
#vizyon
#Milli ve yerli
8 yıl önce
Gazoz
Çalıştay bildirisindeki kamu mühendislerine ilişkin göze çarpanlar
Diziler değerlerimizi “kurşuna diziyor” toplumun fay hatlarını kaşıyor!
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…