|
Uzun yol
Memleketi bayındırlık eserleri ile süslüyoruz. Gökdelenler, köprüler, hava alanları, yollar yapıyoruz. Şehirlerimiz gelişiyor, milli gelir artıyor.


Peki bu şehirlerin içini nitelikli bir nüfus ile doldurabiliyor muyuz?


Hayır.


Üniversite yapıyoruz ama kütüphane yok, hoca yok. Acele etme sayın Kutlu önce şu derslikleri tamamlayalım, atanamayan öğretmenler sorununu halledelim.



Biz bekleriz, sabırlıyız, ama sorunların sonu gelmez. Beklenen nesil gelmez. Şafak sökmeden yola çıkmalıyız.



Önce çok kaliteli bir heyet oluşturmalıyız. Sayın Nabi Avcı bu heyetin oluşturulmasında ilk adımı atabilir. Heyet çatışmak, kavga etmek değil, iş üretmek üzere biraraya gelmelidir.



Bu heyet siyasetin ötesinde ülkemize uyan bir dünya görüşü, bir bakış açısı ile, yüz yıl ötesine uzanacak dünya şartlarını da gözeterek bir ilkeler bütünü ortaya koymalı ve bu ilkelerden şaşmamalıdır.


Daha sonra heyet yazı kuruluşları ile bir akademi gibi çalışmalıdır.



Aileler, nüfus, geçim şartları, bölgesel farklılıklar (yani ben şimdi bunları saymayayım o heyetin işi bu zaten) göz önüne alınarak, okul öncesinden başlayıp ilk okula kadar aileyi ve çocuğu eğitmelidir.



İlk okuldan itibaren çocuğun kabiliyetine, çapına, eğilimlerine göre bir yönlendirme olmalı, çocuk ileride seçeceği yola tâ ilk mektepten itibaren gönül vermelidir. Her çocuk mutlaka bir sanat dalı ile, bir spor dalı ile meşgul olup, bunun yanında yerel kültür edinmelidir.



Çocuğun kitapla, görsel ve sosyal medya ile ilişkisi bir disiplin altında sürmelidir.



Disiplin ailede başlayıp okulda devam etmeli, bir ahlâka yaslanmalıdır. Yani çocuğu ezmemeli ama onu kişilik yoksunu kılmamalıdır. Her çocuk birer şahsiyettir. Unutmamalı.


Uzatmayalım.


Bu birinci nesil istenilen niteliğe kavuşamaz. Yüzde on başarı sağlansa yeter.


Hükumetler, bakanlar değişse de o heyet, o akademi işine devam etmeli, özerk olmalıdır.


İkinci nesil çocuklar artık liseyi bitirdiklerinde bir yabancı dili iyi derecede bilip, bir spor dalında başarı kazanırlar. İnternet ortamına aşina olup dünyaya açılmışlardır. Evlerinde kütüphane vardır ve tüm aile görsel medya kadar kitapla içli dışlıdır.



Bütün bunların gerçekleşmesi yurt genelinde olmasa bile pilot bölgelerde oluşmuş ve yol açılmıştır. Ne yapılacağı bellidir. Yani “Bizim klasiklerimiz var mıdır? Varsa nelerdir?” tartışması olmaz.


Üçüncü kuşak ahlâken olgunlaşmış, kendi sahasında bilgili, sosyal hayatı gelişmiş, dünya ile rabıtası sıkı, artık nitelikli bir kuşaktır.



Ancak aradan otuz yıl geçmiştir.


Ee! Kolay değil uzun yola çıktık.


Türkiye bu uzun yolu yürümelidir.


Bayındırlık işlerini bitirse, milli geliri artırsa, maddi açıdan güçlü bir ülke olsa; ama mesela Suriyelilere kucak açmasa, onların yarasına merhem olmasa daha mı iyi.



Merhameti, şefkati, fedakarlığı, cömertliği, dürüstlüğü olmayan; kendisine güvenilmeyen, emanete hıyanet eden çalan çırpan bir güruh neye yarar.



Çok şükür insanımız bugün için İslam'ın verdiği şevk ile gelenekten gelen olgunluk ve ahlâk ile dünyaya örnek olmaktadır.


Ancak nitelikli nesillerin yetişmesi de bir mesele olarak önümüzde durmaktadır.


#Gökdelenler
#köprüler
#hava alanları
#yollar
#Aileler
#nüfus
#geçim şartları
#bölgesel farklılıklar
8 yıl önce
Uzun yol
Erciler-Hatuncular çatışması!
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir