|
Küçük Prens

Fenerbahçe''nin "prens"i aslında Baliç''tir biliyorsunuz. Ona çok umut bağlandı, bir nevi kıral muamelesi yapıldı. Eh, layıktır ve gerçekten iyi futbolcu. Lakin Avrupa''ya gittiğinden beri çocuğun üzerinde bir hal var. Bir türlü tam kapasite oynama şansını ele geçiremedi. Real''de parlayacak diyorduk, sakatlık engel oldu. Kötümser bir ruh hali ile geri döndü. Yeniden toparlanmak da zor tabii, ama Baliç gayret etti, Fener''in takım haline gelmesi için diğer arkadaşları ile birlikte ter döktü. Döktü ya, ne dedik, çocuğun üzerinde bir şey var. Bir türlü sakatlıktan yakasını kurtaramadı.

Onun boş bıraktığı dakikalara Serhat sokulmaya başladı. Kapalı bir kutu, henüz çok genç. Ama yetenekli olduğunda bütün otoriteler birleşiyor. Seyirci ve bir kısım spor adamı "Niçin bu çocuğa ilk onbirde yer verilmiyor" diye uyardı. Lakin Mustafa Denizli galiba Serhat''ı "kurtların ağzına" atarak ezdirmek istemiyordu. Onu azar azar sahneye çıkardı, alıştırdı, eksiklerini kapatsın istiyordu belki.

Ama kader işte.

Anderson''un da sakatlanması sonucu Serhat "mecburen" takımda yerini aldı. Aldı ve bir küçük prens olduğunu kanıtladı. Fenerbahçe onun golleri ile gülüyor artık.

Şimdi şu da denebilir: Anderson''un takıma girip havadan indireceği toplara vuracak biri aranıyordu. Bunun için hatta bu sezon gittiği takımda gol krallığına koşan Moldovan''ın adı geçiyor "yazık oldu, tam Fener''e lazım olacak zamanda adamı kaçırdık" diyenlere de raslanıyordu. Yahu Moldovan olmaz ise ona benzer Oktay var, Oktay üzerinde duralım, dendiyse de Oktay''ın maceralı yolculuğu şimdilik Trabzon''da noktalandı.

"O mâniler ki derya içredirler deryayı bilmezler" misali, meğerse Fener''in elinde bu iki futbolcuyu da aratmayacak çabukluk ve kalitede bir Serhat var imiş.

Oynadıkça açılıyor, açıldıkça golleri sıralıyor ve her golden sonra bir baba gibi Denizli''ye sarılıyor.

Bu durumda Baliç ve Anderson''un da takıma dahil olması Fenerbahçe''yi ikinci yarıda iyice güçlendirecek.

Güçlendirecek ama, ilk imtihanı vermek lazım. Nedir o: Galatasaray maçı. Fener zıpkın gibi oldu diyorlar. Eh, bu maçta görürüz nasıl bir zıpkın imiş. Galatasaray için "gülü tarife ne hacet" demeli. O yine bildiğimiz takım, bildiğimiz düzen, disiplin. Galatasaray''ın şimdilerde belki de tek ve en büyük meselesi; bulunduğu yerde kalabilmek, elindeki futbolcuları tutabilmek, onların transferini gerçekleştirebilmek, kısacası "mali sorunları" aşabilmek.

Kötü gidişi devam eden Erzurum için bir not: Kar ağır ağır Erzurum stadına dökülüyor. Zemin Küçük Hakan''ın tabiri ile "buz hokeyine uygun" Bu sahada top oynamak ne kadar mümkün olabilir. Erzurum''un birinci meselesi kış şartlarında sahasının futbol oynamaya müsait hale getirilmesi. Zor iş, diyeceksiniz ama, kalıcı olmanın şartı bu zorluğu aşmaktır.

23 yıl önce
Küçük Prens
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’