*
Modelde üç daire, her birinin farklı misyonu olan kamu, vakıf, özel kurum ve kuruluşları temsil eder. Özel kuruluşlar varlıklarını devam ettirebilmek için, kar amaçlı olmak zorundadır, misyonları ürettikleri ürünlerle, toplumun ihtiyaçlarını karşılamaktır.
Vakıflar amaçları hizmet üretmek olan kuruluşlardır, misyonları kar gözetmeden hayatı kolaylaştırmaktır.
*
İster kamu, ister vakıf, isterse özel olsun, bilgi, işlev, hizmet, ürün üreten bütün kurum ve kuruluşların, temsil edildiği üç dairenin örtüştüğü ortak alan üretim alanıdır.
Dünyayı herkes için yaşanır kılanlar, dünyadan aldıklarından daha fazlasını dünyaya verenlerdir. Tarih boyunca dünyayı, tüketmesini değil, üretmesini bilenler değiştirdi.
*
Bütün kurum ve kuruluşları, kurucularından daha çok yüzyılların içinden süzülüp gelen, kurallar uzun ömürlü kılar.
*
MIT Ekonomistlerinden
ve
un
kitaplarında vurguladıkları gibi:
Hangi alanda üretim yaparlarsa yapsınlar, bütün kurum ve kuruluşlar, sürekli kurucu
lerini izleyerek değil, sürekli ortak
ı izleyerek kurumsallaşırlar. O büyük kural özgürlüktür. Özgürlüğün olmadığı toplumda, özgünlük olmaz, kural olmaz.
*
Bütün kurum ve kuruluşların tükettikleri girdiler ve ürettikleri çıktılarla, birbirleriyle alışveriş içinde oldukları kare dünyada, kurumsallaşma , geçmişte olduğundan çok daha büyük, bir önem ve bir değer kazandı.
*
*
Kuralların ayaklar altına alındığı bir topumda, hiçbir kurum, hiçbir kuruluş ayakta kalmaz.
*
*
Kurum ve kuruluşlar silahlarla değil kurallarla kurumsallaşır.
*
*
Kurumsallaşma silahlardan önce kurallara dayanır.
*