|
Ortadoğu demokrasisinde yeni vizyon arayışları
Amerika'
nın
Ortadoğu
'ya
Atina
demokrasisi götürmek bahanesiyle, petrol ülkesi
Irak
'ı işgal etmesi, dünyadaki demokrasi tartışmalarının merkezini değiştirdi. Artık dünyada “
Batımerkezci
” bir demokrasiden daha çok “
Doğumerkezci
” bir demokrasi tartışılıyor. Arap “
demokrasi baharı
”nın Mısır'da “
dayatma kışı
”na dönüşmesi, İslam dünyasındaki demokrasi tartışmalarına yeni açılımlar kazandırdı. Dünyada yalnızca Atina demokrasisinin olmadığı, Medine demokrasinin de olduğu
Ortadoğu
gündemine girdi.

*

Ortadoğu'da “
Atina merkezli demokrasi
” tartışmalarının yerine “
Medine merkezli demokrasi
” tartışmaları geçti. Medine'nin, kısa zamanda
Endonezya
'dan
Endülüs
'e, bütün dünyayı bir hilal gibi kuşatan, özgün ve parıltılı dünyasının temellerindeki demokratik değerler, bütün sosyal bilimlerin ana araştırma alanı oldu. Dünya, Prof. Dr.
Andre Gunder Frank
'ın kitabının adıyla söylenirse: “
Yeniden Doğu
”ya yöneldi. Ortadoğu'da dünya tarihi yeniden yazılacak, yeniden yorumlanacak, Prof. Dr. Fazlurrahman'ın kavramlaştırmasıyla en önemli araştırma konusu, demokrasinin “
meşrulaştırılması
” değil, “
keşfedilmesi
” olacaktır.

*

Dünya demokrasi tarihinde, yalnızca “
Avrupamerkezci
” bir süreç yoktur.
Doğu
'dan
Batı
'ya doğru, birlik içinde farklılığı içselleştiren, farklılık içinde birliği yaşatan çoğulcu, bütün ve sürekli bir tarih vardır. Bu bağlamda, Tarihçi
Marc Bloc
'un vurguladığı gibi: “
Avrupa tarihi diye bir tarih yoktur, var olan yalnızca dünya tarihidir
.” Tarih için doğru olan, demokrasi için de doğrudur. Var olan,
Atina
ve
Medine
demokrasisinden önce demokrasidir.
Demokrasinin ilkeleri ülkelerinden önce gelir. O ilkeler İslam'ın ilkeleriyle çatışmaz
.

*

Çağdaş demokrasinin odak noktasında, iyilikleri özendirmede ve kötülükleri önlemede, birbirleriyle yarışan “
demokrat insan
” vardır.
Kötülükle yarışan insanlar, kötü insanların sayılarını, iyilikte yarışan insanlar, iyi insanların sayılarını
çoğaltırlar. Bu yüzden, iyilikte yarışmanın olmadığı bir demokraside, hiçbir alanda hiçbir gelişme olmaz. Demokrasi: Uzun soluklu bir iyilikte yarışmadır. İyilikte yarışanları seçme, sıralama yolu ve yöntemidir. Seçilenler, seçenler tarafından sürekli denetilir. Herkes birbirine hesap vermek zorundadır.

*

İster Doğu'da olsun isterse Batı'da, demokraside mükemmeli arama süreci, statik bir süreç değil, dinamik bir süreçtir.
Demokratik süreçte gelen yılların geçen yıllardan daha iyi olması için, yoksulluğun ve yolsuzluğun üstesinden gelinerek, ekonomik, siyasal ve kültürel özgürlük alanlarının genişletilmesi gerekir
. Demokratik zenginleşme olmadan, ekonomik zenginleşme olmaz. Toplumun bu iki ayrı eylem alanı, karşılıklı iletişim ve etkileşimle birbirini besler büyütür.

*

Demokratik süreçte “
yerel düşünen küresel davranan
” her ülke, kendi demokrasini kendisi zenginleştirir. Demokratikleşme süreci hızlandıkça, ayrışmanın yerine işbirliği geçer, çatışma uzlaşmaya dönüşür. Bilgi bilgeliğe evrilirken, düşünce eyleme, eylem sevgiye evrilir. Sevgiyle silahlananlar, demokratik sürecin en güçlü, en önemli, en etkili mimarları olurlar.

*

Demokratik yönetimlerde, çoğunluk toplumun vicdanıdır.

*

Sevgiyle silahlanan çoğunluk yanlışta birleşmez.

*

Seçimlerde oy kurşundan daha etkilidir.

*

Seçilenler seçenlere meydan okuyamaz.

*

Demokrasinin dili yalındır.

*

Seçen seçilir.

*

Seven sevilir.
#Demokratik süreç
#Atina demokrasisi
#Doğumerkezci
8 yıl önce
Ortadoğu demokrasisinde yeni vizyon arayışları
İslâm dünyasının en uzun yüzyılı
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…