|
Ekonomi, Derviş ve Erdoğan

Galiba "seçkinler", genel seçimlerde, Tayyip Erdoğan''ın karşısına çıkarmak üzere, Kemal Derviş''ten başka bir isim arayıp bulmak zorunda kalacak. Zira, Derviş, özellikle geniş halk kitlelerinin gözünde hızla yıpranıyor. Ekonomi programı, arkasında yeterli siyasi destek bulunmadığı için, sık sık karaya oturuyor. IMF''den bir "hayat öpücüğü"; tekrar yola devam!

Sıcak paraya son

Dalgalı kura dayalı bu programın mahiyeti, doğrusu kamuoyunda pek anlaşılamadı. Çünkü dolar hep yukarı doğru dalgalanıyor; böylece her şey pahalılaşıyor; ücretler, köle ücretine dönüşürken, fabrikaların değeri, hisse senetleri, dolar hesabıyla sudan ucuz hale geliyor.

Bu programın, "sıcak paraya son" programı olduğunu, ekonomi profesörü Asaf Savaş Akat''tan öğrendim. Bugüne kadar, kur fazla artmadığı veyahut ne kadar artacağı önceden planlandığı için, dolarla borçlanan bankalar ve şahıslar, bu doları TL''ye çevirerek yüksek faizle devletten kağıt (Hazine bonosu) alıyordu. TL''den elde edilen faiz, dolar kurundaki artışın çok üzerinde kaldığından dolayı, aradaki fark, kâr olarak tasarruf sahibinin cebine giriyordu. "Sıcak para", kur-faiz makasından yararlanmak için, Türkiye''ye gelen kısa vadeli paraya verilen ad. Böylece hiçbir üretim yapmadan, riske girmeden insanlar veya şirketler, dolar üzerinden yılda % 20-25, 30''a kadar kâr elde ediyorlardı. Üretim yapmaya veyahut bankalar açısından kredi vermeye ihtiyacı yoktu. "Sıcak para" altın yumurtlayan tavuk gibi kasayı doldurmaya yetiyordu. Nitekim kurum kârları büyük oranda faizden kaynaklanıyordu.

Kur ve faiz

Derviş''in programının, bu rant ekonomisini gömmeyi amaçladığını anlattı Prof. Asaf Savaş Akat. Söz konusu programın tutması için, dolar ihtiyaca göre dalgalanmalı, arz ve talebe göre kur aşağı inip yukarı çıkmalıydı. Bunun yanı sıra faizler de düşmeliydi.

Asaf Savaş Akat, "Faizler düşmeli. Zira, Hazine, borcu çevirmek için ihtiyacı olan paranın önemli bir kısmını, artık bankalardan değil, çok daha düşük bedelle IMF ve Dünya Bankası''ndan temin ediyor. Vatandaştan daha az miktarda borçlanıyor. Böylece talep azaldığı için, faizler düşmeli. Fakat güven bunalımı sebebiyle ekonominin gereği olan faizlerdeki düşüş bir türlü gerçekleşemiyor."

Akat, IMF''nin verdiği paranın kesinlikle borç miktarını döndürmek için sarfedilmesinin lüzumuna temas ederek, dışardan temin edilen maddi imkânlar, politik amaçla kullanıldığı takdirde, programın bozulacağını söylüyor.

İflâslar yolda

Doğrusu bugüne kadar, Derviş de dahil, hiç kimse bu programla neyin amaçlandığını böylesine sarahatle açıklamamıştı.

Türkiye sıcak parayla ısınan bir ekonomide, uzun yıllar, imkânlarının üzerinde yaşamıştı. Şimdi "ayağımızı yorganımıza göre uzatmayı" öğreniyorduk.

Prof. Akat, sisteme adapte olamayanların yolda döküleceğini de sözünü sakınmadan beyan ediyor: "Bankalar, artık Hazine''ye borç vererek yaşamak yerine, risk alarak kredi açacaklar ve ekonomik faaliyetlerini sürdürecekler. Doları dalgalanmaya bırakan sistem, talebin baskısıyla kuru tırmandırıyor. Buna paralel olarak, ekonomi dolar üretmek zorunda ve üretecek. Turizm sektörü ve ihracata yönelik sanayi kuruluşları gelişirken, ithalata dayalı oluşumlar batacak."

Prof. Asaf Savaş Akat''ın "tercümesi" ile, Türkiye''nin geçirmekte olduğu dönüşümü ve ödeyeceği bedeli (iflâslar, işsizlik) çok daha iyi kavradık.

Destek yok

Halkta desteği bulunmayan, üstelik doğru dürüst meramını bile anlatamayan bir hükûmetin, başarıya ulaşması, pek kolay görünmüyor.

Bu ortamda da yıpranan Derviş oluyor. Zaten DSP, Anap dibe vurmuş durumda. MHP sınırda.

Kaldı ki, kimine göre, dolar kuru tırmandıkça, ihracat ve turizm gelirlerinin artması sayesinde Türkiye''nin "dolar üreteceği" iddiası da inandırıcı değil. Zira yeni yatırım olmadan turizm gelirleri ve ihracat kapasitesi kolay kolay büyümez.

Ama Asaf Savaş Akat farklı düşünüyor: Dolar geliri artmasa bile, ithalat düşüyor, dış ticaret fazlası ortaya çıktığı için, gene ekonomi, dolar üretmiş oluyor.

Zor dostum zor

Türk lirasına bir türlü güven sağlanamadığı için, Derviş vadeli mevduattan alınan vergiyi düşürdü; buna mukabil döviz tevdiat hesaplarının vergisi iki puan arttı.

Bir yandan TL''yi güçlendirmek isterken, bir yandan % 12 faizli dolar tahvilinin satılacağı haberleri, gene kafaları karıştırdı.

Hem bu hükûmetin, hem de Derviş''in işi çok zor.

Üstelik Tayyip Erdoğan ile birlikte vatandaşın eline bir alternatif geçtiği için, kamuoyu araştırmalarının "kararsızlar" hanesi süratle daralıyor; Yeni Oluşum''a yönelenlerin sayısı her geçen gün artıyor.

Ama meselâ Anap, Mesut Yılmaz''ı değiştirip, yeni bir isimle ortaya çıkarsa, siyasi dengeler farklı bir şekil alabilir.

Tayyip Erdoğan''ın en büyük şansı, denenmemiş olması. Ve tabiî İstanbul Belediye Başkanlığı''ndaki başarısı, dürüst imajı da, olumlu faktörler arasında yer alıyor. Hükûmetin, müfettişleri harekete geçirerek, Tayyip Erdoğan''ı karalama çabaları, hiçbir sonuç vermeyecek, sadece mağdur edilen bu genç adama karşı halkın beslediği sevgiyi arttıracaktır.

NOT: Emin Çölaşan gene bana lâf atmış. Sözde ben, Nadire Mater''in sitesinde yazı yazıyormuşum.

Bir de alaycı üslûp kullanıyor: "Ve sona saklamakla onur duyduğum bir başka isim: Şu bizim Nazlı"

Daha geçen gün Ertuğrul Özkök, kafasını birkaç kişiye takan köşe yazarından söz ediyor ve senin bir avuç insanı hedef alan yazılarının yayınlanmayacağını -bunun sansür sayılmayacağını- belirtiyordu. Özkök''ü atlattın. Galiba "doğru bilgi" diye onu kandırdın. Ama yalancının mumu yatsıya kadar yanar.

Açıklama yolluyorum. Bakalım eskileri gibi, bunu da çöpe mi atacaksın, yoksa basın ahlâkına uyarak yayınlayacak mısın?

Çölaşan''a yolladığım açıklama:

"Emin Çölaşan,

Benim, Nadire Mater''in sitesiyle hiçbir ilgim yok, bu konuda bilgim de yok. Ne Nadire Mater''i tanırım, ne de siteyi takib ederim. Her zamanki gibi çokbilmiş bir edayla kaleme aldığınız iddialar, gerçeklere tosladı. Ama siz hiç mahcup olmazsınız elbette."

23 yıl önce
Ekonomi, Derviş ve Erdoğan
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi