|

Tayyip Erdoğan yasaklı değil. Ama bir baktık ki, Tekel''in gazeteleri, hep bir ağızdan, Milletvekili Seçimi Kanunu''na dayanarak, "312''den mahkûm olanlar af edilseler bile milletvekili seçilemez" hükmünü hatırlatıyor ve gene ön kesmeye çalışıyorlar. Oysa, erteleme, af değil. Nitekim, -14''üncü maddedeki fiillerden mahkûm olanlar için- af çıkarılamamasına rağmen, Meclis, şartla salıverme imkânıyla -infazda indirimlerle- bu yasağı aştı. Çünkü şartla salıverme de af değil.

Doğan ve Erdoğan

Kaldı ki, erteleme hakkından yararlanan başkaları da var; onlar da eski haklarına kavuştu. Sözgelimi Aydın Doğan, porno yayıncılıktan mahkûm olmuştu. Geride çok sayıda davası vardı. Nisan 1999 itibariyle, basın suçları ertelenince, feri ceza olan "imtiyaz sahibi olamama durumu" da erteleme kapsamına girdi. Porno yayıncılıktan doğan cezası, 1999 Şubat''ında Yargıtay tarafından onanıp kesinleştiğine göre, önümüzdeki üç yıl, ar ve hayaya aykırı neşriyatı sürdürüp yeni bir mahkûmiyet almadığı takdirde, Aydın Doğan''ın tâli cezası -mevkute sahibi olamama vaziyeti- tamamen ortadan kalkıyor. Bu üç yıl içinde ise, nasıl Güzel ve Erdoğan siyaset yapabilecekse, Aydın Doğan''ın da ismi "imtiyaz sahibi" olarak gazetelerinde çıkabilecek.

Anayasa Mahkemesi''nin Hasan Celâl Güzel hakkında verdiği karardan, sadece Tayyip Erdoğan değil, Aydın Doğan da yararlandı.

Acaba Erdoğan''ın yasağı sürsün diye kulis yapan gazeteciler, kendi patronlarının altını oyduklarının farkında mıydı? Öyle ya, Anayasa Mahkemesi''nin doğru yorumuyla, Erdoğan''ın siyasi yasağı (esas cezadan kaynaklanan feri ceza) kalkmasaydı, Aydın Doğan da basın patronluğundan yasaklı olarak kalacaktı.

Milletvekili Kanunu''ndaki, -affa uğrasalar bile- ibaresinin özel afla ilgili olduğu herkesin malûmuyken, önde gelen ceza hukukçuları bu hususta aynı kanaati paylaşırken, acaba niçin hepsi bir ağızdan, koro halinde, benzer iddiaları ortaya atarlar?

İşte tekelciliğin mahzurları. Farklı düşünceler barınamıyor. Çok seslilik tekelin bünyesine uymuyor.

Doğan''a sorular

Yalçın Bayer güzel bir röportaj yapmış patronuyla. Orada, Aydın Doğan''ın bazı cümlelerine takıldık. Meselâ, "Tempo dergisini yeni satın almıştım, bu yüzden porno yayınlarla ilgilenemedim o sıralarda" diyor.

Benim hatırladığım kadarıyla, Aydın Doğan Hürriyet''i dergilerle birlikte 1994''te aldı. Porno yayıncılık suçunun tarihi 1996. Burada, doğru konuşmuyor gibi geldi. Üstelik tek bir suç söz konusu değil. Hâkim, ar ve hayaya aykırı yayını âdet haline getirdiği için Aydın Doğan''ın cezasını ertelemedi.

Doğan''ın başka cevaplarında da, gerçeklere aykırı beyan var. Meselâ "Bir gazeteciyi işinden attırmak için çaba sarfettiniz mi?" sorusuna verdiği cevap: "Gene söylüyorum her kim, herhangi bir gazetede yazı yazan bir yazarı o gazeteden baskı yaparak attırmak teşebbüsünde bulunduysa, o adam şerefsizdir, namussuzdur, mesleğin etik değerlerinden uzaktır."

Aydın Doğan, Albayraklar''a, benim aleyhte yazdırılmamam için, önce baskı yapıp, sonra da "Biz yazarları değil, patronları hedef alırız" diye tehdit etmedi mi?

Etmediyse, durduk yerde Milliyet''i tetikçi gazete gibi kullanıp, üç yıl önce kapanmış dosyaları niçin manşetine taşıdı? Neden Albayraklar''a saldırıyor? Haber bu kadar ciddiyse, gerçekten büyük bir soygun gerçekleştiyse, niçin diğer gazeteler olayın üzerine gitmiyor?

Albayraklar''a paralel olarak benim ve ailemin hedef alınması, gazetecilik etiğinden mi kaynaklanıyor? Basın ahlâkı, Emin Şirin''in dişlerini, manşete taşımadan önce, bütün milletvekillerinin sağlık harcamalarının dökümünü çıkartmayı ve masrafların bir mukayesesini yapmayı icap ettirirdi. Veyahut, Meclis ödemediği için gözlük çerçevesinin parasını cebinden karşılayan Ecevit''i örnek göstermek yerine, onun her gün yaptırttığı çekap ve diğer tedavilerle devlete maliyeti tam olarak tespit edilmeliydi.

Gül işinde en ufak bir usulsüzlük olmadığı bizzat Anaplı İçişleri Bakanı Rüştü Kâzım Yücelen söylüyor ama, acaba medya patronlarının sahibi bulundukları bankalar ve aracı kurumlar açısından her şey bu kadar pürüzsüz mü? Son afta Borsa manipülasyonları da kapsama alınmasaydı, 66 günde (17 Kasım 1997 -22 Ocak 1998 tarihleri arasında) Milliyet hisselerinin % 715 oranında değerinin artmasının hesabını Aydın Doğan vermeyecek miydi?

Doğan''ın sahibi olduğu Born Holding adlı aracı kuruluş, niçin Milliyet hisselerini pahalı fiyattan aldı ve ertesi gün Credit Agricole Lazard Financial Products bankasına sattı? Bu banka kime ait veya bu banka hisseleri kimin adına satın aldı?

Nasıl da suçlar (porno yayıncılık, manipülasyon vs suçları) bu kadar gizli tutuldu? Ve el altından af kapsamına sokuldu?

Kamuoyu durumun ancak aftan sonra farkına varabildi. Acaba kendisiyle ilgili bu dosyadan Doğan haberdar edilmemiş miydi? Edilmişse, Milliyet ve Hürriyet Borsa''daki büyük vurgunu niçin haber yapmadı? Şu anda hapiste bulunan Ali Balkaner''in özel himaye görmesinin bir anlamı mı vardı?

"Şerefsiz, haysiyetsiz, namussuz"

Doğan, "kendim, ailem, şirketlerim yasalara aykırı muamele yaptıysa, ben dahil şerefsizdir, haysiyetsizdir, namussuzdur" diyor. Yazık, kendisine bu kadar hakaret etmesin. Promosyon yasağına rağmen promosyon dağıtan o. Bu yüzden trilyonlarca lira tazminat ödemeye mahkûm oldu.

Hem ortağı Dinç Bilgin ile başka gazetelerin dağıtımını durdurdu; hem müştereken gazete satış fiyatını belirlediler; bu yüzden de tazminata mahkûm oldu.

En önemlisi, RTÜK''e sahte isimler bildirerek, çeşitli ihalelere girip kazandı. İhaleye fesat karıştırdı. Resmi makamları aldattı. POAŞ ihalesi kanuna uygun mu? RTÜK''e bildirilen Cevdet Turan, Ertuğrul Alptekin, Müzehher Kaymak, Refik Aras, Serhan Sevim, Selçuk Sevük, Mustafa Kenan Erdinç, Vedat Büyükyılmaz kim? Bunlar meydana çıkınca Aydın Doğan''ın mumu sönmeyecek mi?

Tutup, "yasaya aykırı hareket ettiysem, namussuzum, şerefsiz ve haysiyetsizim" diyebiliyor.

Keskin bir üslûp... Tıpkı, "Yalan söylüyorsam kendimi Taksim''de asarım" iddiası gibi.

"Merter''deki araziyi yeşil sahadan çıkartıp, imar müsaadesi aldınız" demiştik. Bize o defa da, Melih Aşık''ın sütununda cevap vermişti: "Bu iddianın doğru olduğunu ispatlasınlar kendimi asarım" demişti.

İspat ettik ama asmadı.

Dışbank hakkında şüphelerini dile getiren Tantan''a da, aynı tehdidi yaptı: "İspat edin kendimi Taksim''de asarım."

Babıâli''de tek patron!

Bir koca sütunu, Aydın Doğan''a ayırmak istemezdim. Çünkü, dürüst bir yönetim iş başına geldiğinde, bu zihniyet Babıâli''den nasıl olsa tasfiye edilecek.

Bunlar son çırpınışlar. Aydın Doğan, ortağı Dinç Bilgin''le birlikte, Yeni Oluşum''a karşı, Tayyip Erdoğan''a karşı, dürüstlük ve umut adına yeşeren her türlü alternatife karşı cephe almıştır. Biri içerde, diğeri dışarıda, iki ortak. Türkiye''ye hâkim olmak istiyorlar.

Kendisine Babıâli''de tek patron olduğu için hücum ediliyormuş! Hem Babıâli''de tek patron değil, hem Türkiye''de tek patron değil.

Sabancı, Koç, Eczacıbaşı.. bu müteşebbislere, haklarından fazlasını istemedikçe ilişen var mı? Aksine, ülke sanayiine katkıları için "Allah razı olsun" diyenlerin sayısı da fazla.

Aydın Doğan öyle mi ya! Şöyle bir sokağa çıkıp, beraberce yürüyelim. Bakalım kaç kişi boynuna sarılıp onu öpecek. Ona teşekkür eden, "Allah razı olsun" diyen çıkacak mı?

Aydın Doğan madem ki daima yasalara uygun davrandı ve veremeyecek hiçbir hesabı yok, tarafsız bir zeminde, tarafsız gazetecilerin karşısına çıksa ya. Meselâ ben ve eşim Emin Şirin böyle bir sorgulamaya her zaman hazırız. Üstelik Kanal D''de; üstelik sorgulayan kişinin Emin Çölaşan olması şartıyla dahi.

Not: www.haberx.com sitesinde Emin Şirin de şu soruları sormuş Aydın Doğan''a: "28 Şubat''ta sizden kim, hangi gazetecileri işten çıkarmanızı istedi? Gazetelerin zararlarını başka işlerinizin karı ile kapatmıyorsanız Milliyet gazetesinin bugünkü zararı nasıl finanse ediliyor? Radikal ve Gözcü gazeteleriniz zararda mı, zarardaysa zararları nasıl karşılanıyor? Milliyet''i Korkmaz Yiğit''e satarken bedelini , nasıl tahsil ettiniz? Yurt dışında herhangi bir para tahsil ettiniz mi? Milliyet''i Karacan''dan satın alırken Karacan''a yurt dışında herhangi bir ödeme yaptınız mı? Karacan gazeteye 30 milyon dolar istiyordu. Sizin yaptığınız ödeme ne kadardı? Bu bedel nasıl finanse edildi? Keza, Simavi''ye Hürriyet gazetesinin alımı için ne kadar para ödendi? Bu para hangi hesaplara ödendi? Finansman nasıl yapıldı? Ünal Korukçu ile ilişkileriniz nelerdir? Dışbank''tan başka hiçbir bankadan kredi kullanmadığınızı belirtiyorsunuz. Petrol Ofisi''ni almak için Vakıfbank''tan kredi kullandınız mı? İş Bankası ve Demirbank''tan, keza Akbank''tan grubunuz ve iştirakleriniz kredi kullanıyorlar mı? Kullanılan kredilerin toplam miktarı ve karşılığındaki teminatlar nelerdir? Grubunuzun kullandığı toplam kredilerin senelik faiz yükü ne kadardır? Grubunuz Rekabet Kurulu''ndan bugüne kadar hangi ceza ve uyarıları aldı? Star gazetesinin dağıtımını neden durdurdunuz? RTÜK kanununun televizyon sahiplerinin Devlet ihalelerine iştirak etmemeleri şartına uygun davranıyor musunuz? Aydın Doğan Grubu''nun bugüne kadar hazineden aldığı teşviklerin dökümü nedir?"

23 yıl önce
Medya
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti
Bir bu eksikti...
IBAN veren esnafın katli vacip mi?