|
ABD vizesi için ‘güvenli bölge’ şartı!

'Majestelerinin Başbakanı' Theresa May'in Başkan Trump'la aralarına Winston Churchill'i alarak-ki biliyorsunuz, Obama onu Oval Ofis'ten atmıştı-verdiği fotoğrafın ardından direkt Ankara'ya gelmesi ve yolda, “ABD, Rusya ile diyalog kurmalı ama çok dikkatli olmalı” nasihatı vermesi...



Trump'ın, 'ordunun yeniden yapılandırılması yönündeki başkanlık emrini imzalaması'...



Rusya Devlet Başkanı Putin'in aynı gün yaptığı, “Rus ordusunun muharebe potansiyelinin ciddi biçimde güçlendirilmesi gerekiyor” açıklaması...



Mihail Gorbaçov'un, “Sanki dünya savaş hazırlığı yapıyor” açıklaması...



Çin Dışişleri Bakanlığı'nın garip şekilde menşei de meçhul, “Pekin, Rusya sınırına kıtalararası balistik füze konuşlandırıyor” iddiasını hızla yalanlaması...



Ünlü Rus yönetmen Karen Şahnazarov'un ağzından çıkan ama alakası merak konusu, “NATO talimat verse bile Türkiye, Rusya'ya saldırmaz” şeklindeki sözleri...



Atina ve NATO'ya siyasi iltica talebinde bulunan FETÖ'cü hainlerin iade talebenin, “emsal oluşturmasınlar” için daha Avrupa kapısında boğulması telaşı...



CHP'nin Kardak bölgesini denetleyen

“savaş halindeki komutanlara”

yönelik utanç verici açıklaması...



Nihayet Şansölye Merkel'in, Ankara'nın, “baya hazırlık yapıyoruz, bekleriz” cümlelerini sızdırmasına sebep olacak ağırlıktaki Türkiye ziyareti...



Bunların elbette bir anlamı, rabıtaları var... Ancak tek başlarına hatta birlikte dahi büyük yeni resim üzerinde çalışmamıza yetmezler...



AMERİKAN RÜYASININ VİZESİ PUDRA ŞEKERİNDEN OLUR


“Şu 20 Ocak gelsin bir bakalım hele” beklentilerinin hakkını veriyor Başkan Donald Trump.. Göçmenlere ve 7 Müslüman ülkeye (Irak, Suriye, İran, Sudan, Yemen, Libya, Somali) Cuma günü getirdiği ABD'ye giriş yasağının yankılarını hep birlikte izliyoruz...



Bu kararın açıklanmasından hemen sonra ABD'nin üst komşusu Kanada, bizzat Başbakanı'nın ağzından, “bize hoş gelirsiniz” zıt çıkışını yaptı.



Karşılığı, Quebec eyaletinin aynı zamanda cami olarak kullanılan İslam Kültür Merkezi'ne terörist saldırı oldu ve yatsı namazı sırasında altı kişi hayatını kaybetti.



Bunların arasında da bağ var ama bunlar da bütünü izahtan eksik...



Çünkü bu yasakların bir “arka planı” var...



Yasaklar tamam.. Bir de Başkan'ın “kuralları çok katı uygulayacağız” dediği Yeşil Kart ve Vize uygulamaları var.



ABD vizesi almak hiçbir zaman çok kolay olmadı. Ama şimdi “katı” halindeyiz. 'Bu ne anlama geliyor'dan çok, “muhatabı kim” sorusunu yanıtlamalıyız. Zira “yasaklılar” listesi belli ama bu saklı!



Uygulamanın Suudi Arabistan ve Pakistan vatandaşlarının, hatta

'bu ülkelerin belli bir toplum kesiti

'nin-Amerika'ya vize almasını hayli zorlaştıracağı alenen söyleniyor. ('

.)



Bu rahatsız edici olacak Riyad ve İslamabad için. Pakistan'ın sert reaksiyon gösterdiği zaten biliniyor. Kardeş ülkenin basın organları hükümete, “Trump yönetimiyle uzlaşı aramayın boşuna” tavsiyeleri veriyor.



Bu noktadan sonra iki soru önümüze çıkıyor...



TÜRKİYE NE DİYECEK?


S.Arabistan, Pakistan, kimi Körfez ülkeleri Türkiye'nin yakın ilişkilerinin bulunduğu coğrafyalar. Hem ekonomik hem politik. Türkiye'nin ismi bu konu içinde geçmiyor ama Ankara bu duruma nasıl tepki gösterecek?



İki, Avrupa ülkeleri Trump'ın bu hamlesini nasıl değerlendirecek, onu takip edecekler mi? Batı'da mevcut İslam karşıtı politik-psikolojiye etkisi ne olacak?



Avrupa değerlerinin kaç para ettiği ile ilgili de bir sorudur bu!



“Medeni dünya” imajının çizileceği bir tarafa, adı geçen ülke/bölgelerle Batılı şirketlerin hacimli ortaklıkları ile uğraşmak da istemeyeceklerdir. Kaldı ki, ABD'nin yasak koyduğu ülkeler ile

Trump'ın bizatihi iş ilişkisi olduğu ülkelerdeki bağları

nı da bilmek gerekir. ('

.)



Nihayetinde merak şudur; Müslüman ülkeleri cüzzamlı gören bu uygulama/ayrımcılık, yeni Beyaz Saray'ın Orta Doğu politikalarının neresini oluşturuyor?



Uzun zamandır sahnede görün(e)meyen, İsrail ve ABD'deki lobisinin yeni yönetimle ilişkilerini de tarif etmemiz gerekiyor. Çünkü bu tarif Türkiye-İsrail ilişkilerini yönlendirecek.



Yasaklar ve vize politikalarının sertleşmesinin Suriye'deki gölgesini de yakalamak gerekiyor...



Güvenli bölgeler konusunda Washington'un, Trump'ın cümlelerini haklı hassasiyetlerimiz olduğu için merakla takip ediyoruz ama bazı metinleri tekrar okumak gerekiyor...



Suriye'de güvenli bölgeler kuracağız. Suriye'de olan bitenler ne kadar üzücü. Bizim de insanlara yardım etmemiz gerekiyor. Körfez Devletleri var. Onlarda sadece para var. Bizde yok. 20 trilyon dolar borcumuz var. Körfez Devletleri'nin bize çok para vermesini sağlayacağım ve böylece Suriye'de güvenli bölgeler kurulmasına yardım edeceğiz
”...


Trump, Suriyeli mültecilere yardım etmek için Suudi Arabistan kralı Salman'dan para sızdıracağı konusunda kendinden emin.. Ve bunu Riyad prens ve prenseslerini vize kuyruklarında bekletmekle hatta reddetmekle yapacağını sanıyor? Etkisini bilemeyiz!



“Son derece derin inceleme gerçekleştireceğiz. Gerçekten derin diyorum. Azıcık bile problem oluşturabileceğini düşündüğümüz kişileri almayacağız. Uç noktada bir inceleme yapacağız. Girmek çok güç olacak. Çok ama çok zorlaşacak”...



#ABD
#Donald Trump
#FETÖ
#NATO
7 yıl önce
ABD vizesi için ‘güvenli bölge’ şartı!
Kara dinlilerle milletin savaşı
Müslüman Kürtler ne ister?
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’