|
Güçteki dalgalanmayı hissediyor musunuz?

Bükreş ve Washington yalanlamış olsa da, İncirlik'teki nükleer silahların tehlike altında bulunduğu, bu yüzden Romanya'ya nakledileceği spekülasyonu kaynatılmaya devam ediyor.



Konu üsler ve nükleer silahlar olduğunda, Amerika'nın Romanya'ya bakışı ile Türkiye'ye bakışı arasındaki farkı,

Balkanlar ve Karadeniz dengeleri

üzerinden görün.



Bu iki paragrafın anlamı,

'Avrupa'da da ABD-Türkiye ilişkileri üzerine oynayanlar var'

demektir...



Bu yüzden gerçek veya üfürme, İncirlik silahlarının Romanya'ya taşınacağı iddialarının gözettiği bir hedef, anlam var. Bu mâna, Ankara-Moskova tokalaşmasıyla da 15 Temmuz hıyanetiyle de ilintili.



Tıpkı, Suriye'de Şam'a ait savaş uçaklarının beş yıllık iç savaşta ilk kez PKK metastazı PYD/YPG'nin kontrolündeki Haseke'yi bombalaması gibi.



Şam, bu hava saldırılarının, Suriye'nin kuzeyinde özerk bölge talep eden

Kürtlere bir mesaj

olduğunu söylemiş...



Ya da, Tahran'ın ülkemizde yaşanan son terör olaylarını kınaması gibi...



İran Dışişleri Bakanlığı: 'Dost ve kardeş ülke Türkiye devleti ve halkına başsağlığı diliyor, İran halkının taziyelerini de saldırılarda hayatını kaybedenlerin ailelerine iletiyoruz”...



Veya... “Irak'ın Ankara Büyükelçisi El Alawi: Başika krizinin çözümü için yapılan görüşmelerde ilerleme sağlandı. Yakında iki ülke arasında üst düzey ziyaretler yeniden başlayacak”... ('

.)



KÜRESEL OYUN BOZMA GÜCÜNE SAHİP 'BİR' HALK…


Açıyı esnetelim...



ABD: “Rusya'nın Suriye'deki operasyonlar için İran üslerini kullanması bu ülkeye yönelik ambargoyu deliyor”.



Rusya: “ABD uçaklarının İncirlik Üssü'nü kullanması da BM anlaşmalarını deliyor”. ('

', 17/08, Euronews.)



Elimiz değmişken rakımı da yükseltelim...



“Üst düzey Çin amirali Suriye'ye desteğini göstermek için Şam'ı ziyaret etti. Tümgeneral Guan Youfei Suriye Savunma Bakanı ile görüştü ve Suriye'ye askeri desteği organize eden Rus generaliyle buluştu.” ('

.)



Çin haber ajansı Xinhua tarafından da servis edilen bu haberi,

Pekin-Moskova-Şam-Tahran denkleminin bir parçası

olarak okumakta serbestsiniz. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun Hindistan'a giderken yaptığı Tahran kaçamağını da ekleyebilirsiniz.



Çin'in Şam'ı şimdi ziyaret edip Ruslarla da görüşmesinin ardında,

yeni durumu anlama

amacı yatıyor. O yeni durum,

Türkiye ile Rusya arasında gelişen ilişkiler ve bunun Ortadoğu'ya etkileridir.

Suriye'de çözümün yaklaştığının bir diğer işaretidir.



İşte sahipleri,

Fetullahçı Terör Örgütü

'nün tasmasını güçteki bu dalgalanmaları gördüğü için bıraktı...



“Her şey değişirken AB ya da ABD'nin değişmez bir dış politika uygulamaları düşünülemez. Ancak anlaşıldığı kadarıyla bu ülkeler 15 Temmuz'a kadar, politikalarında radikal değişiklikler yapmak yerine Türkiye'deki iktidarın değişmesiyle bir değişim yaşanmasını tercih etmişler.

AB ve ABD

'deki bazı karar alıcılar,

Rusya, Suriye, İran ve Kafkasya politikaları

nı yeniden gözden geçirme maliyetine katlanmak yerine, Türkiye'yi değiştirerek eski politikaya devam edebilmeyi ummuşlar.” ('

', 17/08, Beril Dedeoğlu, Star.)



Batı 15 Temmuz'da Ankara'yı değiştirmek istedi. Ama olmadı.



Şimdi kim değişecek?



ABD Başkan Yardımcısı Biden'in Türkiye ziyareti sırasında izleyebilirsiniz.



BATI'YA 'YILDIZLARI SAYDIRMAK'…


FETÖ nedeniyle Türkiye-NATO ilişkilerinin inşa edildiği esasların etkilenmeyeceği yönünde ortak bir düşünce var. Dışarıdan yazılıp-çizilenlere bakarsanız, 'Türk dış politikası ve savunma yönelimlerinde bir değişiklik olmayacak'.



Esasen Başbakan da Perşembe günü, “bir terör örgütü yüzünden ABD ile aramızı bozacak değiliz” dedi.



Fakat Türkiye kamuoyu NATO ile ABD'yi 'aynı' görüyor. Ki, doğru. Ve tabii, bu cümleyi kurduğunuz an, iki ülke ilişkileri üzerine bir kanaat giydirmiş oluyorsunuz. Çünkü aynı kamuoyu bugün,

'ABD eşittir FETÖ'

de diyor.



Türkiye'ye yönelik tehditler listesinin en tepesindeki en az üç madde- FETÖ, PKK, DAİŞ-aslında tek başlık altında cem edilebilir;

dışarıdan gelen/dışarıdan beslenen tehditler

...



O halde?..



O halde, Cumhurbaşkanı'nın şu sözlerinin üzerinde daha özenli durmak gerekiyor; “Batı dünyası bizi bu mücadelede anlamamıştır, anlamıyor ve

anlamayacaktır. Biz bunun farkındayız.

Cumhurbaşkanlığı forsundaki yıldızlar estetik olarak şık dursun diye oraya konmadı. Anlamayanlara ve anlamak istemeyenlere bu yıldızların ifade ettiği manayı hatırlatmaktan, söz yetmiyorsa

bilfiil göstermekten çekinmeyiz.”


Yine Batı'yı muhatap alan şu kısa cümle de önemli; “

Ülkemizdeki gelişmeler çok daha farklı istikamete gidiyor

. Bir stratejik ortak stratejik ortağının işini zorlaştırmamalı.”



Obama ve Biden'ın politik günleri sayılı. Washington'un 'kara kulisleri, dipsiz dengeleri' onları önemsemiyor.



Fakat Beyaz Saray en azından yeni sahibinin işini kolaylaştırmak istiyorsa, terörist Fetullah Gülen'in “akıbeti” üzerine Ankara'ya elle tutulur bir şey söylemeli.



Hatta Biden gelmeden bir jest bile yapabilir!




#Balkanlar
#FETÖ
#NATO
8 yıl önce
Güçteki dalgalanmayı hissediyor musunuz?
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak
Târihin doğru yerinde durmak