|
Kırmızı Oda’da “Türkiye’deki darbe” konuşuldu mu?

"Çevremizdekilerin ikiyüzlü olduğunu, çifte standart uyguladığını hissediyorum. Neden internet Türk bayrakları ile dolu değil? Ankara'daki insanların ölümü, Paris'teki insanların ölümünden daha mı önemsiz? Terör saldırılarını önemli-önemsiz diye ayırdığımız sürece terörizmi yenemeyiz”...



Bölgedeki krizler ve Türkiye üzerine konuşan sayısız dahili/harici ağız var.



Bana sorarsanız yukarıdaki satırlar en önemlisidir. Bu cümlelerin sahibi Liza Peskova'dır. 'Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Sözcüsü Dmitri Peskov'un Ankara doğumlu kızıdır.



Rusya'dan gelen 'hayatın doğal akışı'na aykırı haberler karşısında Soğuk Savaş'tan yadigâr acil durum kitini kaldırıldığı raftan indirip üzerine de gazetecilik şüphesi dökerim. Peskova'nın itirazı kalbî olsa dahi Moskova'nın politik kurgu yaratmadaki sicili, mesajın Türk kamuoyuna yönelik olduğunu gösteriyor. Rusya'dan duyulan her kademeden sıcak/seri mesajların zirve noktasıdır.

Dahası, çağrı ve sahibi o kadar iyi seçilmiş ki hemen satın al

ınmıştır

.


Rus uçağının düşürülmesinden bu yana Moskova merkezli kimi haberler, Türkiye'de

'rejim değişikliği'

temenni eden aleni cümleler veya satır araları ihtiva ediyor. Bunların bir kısmı da,

mühendisliğin Washington'a ait olduğunu

paylaşıyor. ('

', 14/01, Bloomberg. Hatta; '

', 28/09/15, The Washington Post.)



Türkiye'deki taze tarihli gelişmeleri herhalde herkes kronolojik sıraya koyabilir...



1.

“Son günlerde şehit sayısındaki artışın sebebi, paralel yapıya yakın polis ve askerlerden kaynaklanıyor. İstihbarat paylaşımında yanıltıyorlar.” (Cumhurbaşkanı'nın, TBMM'deki çeşitli komisyonların üyelerine yaptığı konuşmadan.)



2.

“Her fırsatta söylüyorum, tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Sizlerin huzurunda buna bir de tek ordu, tek komutan vurgusunu da eklemek isterim. Anayasamız, 'Başkomutanlık TBMM'nin manevi varlığından ayrılamaz ve Cumhurbaşkanı tarafından temsil olunur' diyor. Devamında da, 'Genelkurmay Başkanı, silahlı kuvvetlerin komutanı olup, savaşta Başkomutanlık görevlerini Cumhurbaşkanı namına yerine getirir' ifadesi yer alıyor. Buna göre, Silahlı Kuvvetlerimizin tüm mensupları, Başkomutan sıfatıyla benim yakın mesai arkadaşlarımdır.”



“Biz bölge halkının meseleye nasıl umutla yaklaştığını gördüğümüz için sonuna kadar sabrettik. Tabii bu süreçte paralel devlet yapılanması adını verdiğimiz şer örgütün, ordumuz ile istihbarat ve polis teşkilatlarımız içinde yol açtığı ağır tahribatın sancılarını da yaşadık” (

. 28/03.)



3.

“Genelkurmay Başkanlığı, TSK'nın darbe yapacağı ve TSK'da bazı kuvvetlerde çoğunlukta olduğu öne sürülen 'paralel yapı' mensuplarının darbe hazırlığı içinde olduğu iddialarıyla ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada, “Türk Silahlı Kuvvetleri'nde disiplin, mutlak itaat ve tek emir komuta esastır. Hiçbir yasa dışı, emir-komuta hiyerarşisi dışı oluşum ve/veya harekete taviz verilmesi söz konusu değildir. Bambaşka saiklerle yapıldığı anlaşılan ve hiçbir hukuki, insani, vicdani ve akli dayanağı olmayan, basın etiğinden ve üslubundan uzak, haddini aşan haber ve yorumları yapanlar hakkında hukuki işlemler başlatılmış, suç duyurusunda bulunulmuştur". ('

', 31/03, Hürriyet.)



4.

Resmi Alman TV kanalında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik ağır ifadeler ve basın özgürlüğü sınırlarının çok üzerinde yayın gerçekleştirilmesi. Gereğinin yapılması için Türkiye'den gelen talebe, “Almanya ve Türkiye'nin paylaştığı tüm ortak çıkarlara rağmen, basın ve ifade özgürlüğü konusu bizim için tartışmaya açık değildir” yanıtının verilmesi.



5.

İki “gazeteci”nin yargılandığı davaya konsolosların organize biçimde katılması ve “yanak yanağa çekilen selfie”ler.



6.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD'ye hareket ettiği gece Washington'un Amerikalı askerlerin ailelerine, “terörist gruplardan gelebilecek tehditlerin artması” nedeniyle Türkiye'den ayrılmalarını emretmesi.



7.

Başta paralel yapı ve kimi “yerli” basın-yayın organlarının, Obama ile Erdoğan'ın birebir görüşme yapmayacağına neredeyse yemin-billah etmeleri. Hatta görüşmenin ve Erdoğan'ın arkasından Obama'nın yaptığı açıklamalar.



Hepsi uyumludur ve yine malum çevreler tarafından tepe tepe kullanılacaktır.



İki basit soru;

A)

Kimileri kallavi 51 ülkeden dünya liderinin katıldığı zirvede, neden ABD'nin-kimileri dünyanın-en büyük 25 şirketinin CEO'su Türkiye'nin masasına oturdu da, davetlere rağmen diğerlerine gitmedi?

B)

Neden 50 ülkenin lideri ABD Başkanı ile birebir görüşemedi de sadece iki ülke-diğeri Çin-kırmızı odaya girdi?



Cumhurbaşkanı'nın ABD ziyareti, Ortadoğu dengelerinin iç siyasete olası etkileri noktasında da incelenmelidir.


ABD'nin Türkiye'yi rahatsız eden çıkışları biraz kendi iç dinamikleri ile ama daha çok Ortadoğu/Suriye ile ilgilidir.


Fakat ABD, bunların

Türkiye "içindeki ve dışındaki" unsurlar tarafından de-stabilize edilmesine izin vermeyecek.



İkinci kırmızı odanın farkı budur

!


Not: '

CIA-MİT ve CIA-FSB gizli görüşmeleri ile casuslar köprüsü' sözümüz bakidir. Ama günceli öne aldım.


#Kırmızı Oda
#mit tırları
#Soğuk Savaş
8 years ago
Kırmızı Oda’da “Türkiye’deki darbe” konuşuldu mu?
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’