Neden Pyonyang iktidarını devirmeye çalışmıyorlar?
Neden K. Kore’yi vurmuyorlar?
Neden ABD ve bölge ülkelerinin savunma sistemleri çalışmıyor?
ABD’nin, Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Nikki Haley şöyle diyor; “Kuzey Kore lideri savaş için yalvarıyor. Ülkemizin sabrı sınırlı değil»...
Kuzey Kore veya nükleer terör sorunu değil, “Kore yarımadası sorunu”!
Hissediliyor ki, Pekin ve Moskova ABD’ye Pyonyang sopasıyla sert vuruyorlar...
Basit gerçek şu ki, siz bu yazıyı okurken dahi Pyonyang yeni bir nükleer deneme yapsa, ABD ve Batı’nın yapacakları gayet sınırlı ve riskli. Sinir yapan da bu. Çünkü bir şey yapmazsa da güçsüzlüğü teyit edilecek..
Yapılabilecekler belli; mesela önleyici vuruş yapabilirsiniz. Yani öyle bir darbe indirirsiniz ki, saldırı kapasitesi felç olur.
ABD bunu deneyebilir ama coğrafi konumlanış nedeniyle K. Kore füzelerinin tamamını bir seferde vurmak mümkün gözükmüyor. O da bir şey değil; saldırı, ülkenin binlerce uzun menzilli topçu bataryasını tetikleyecektir. Seul’u kimse kurtaramaz.
Yaptırım uygulamak. Ki, uygulanıyor. Amaç rejimin çökmesini sağlamak. Pekin buna müsaade etmeyecektir. Çin olduğu sürece ekonomik yaptırımların işe yaramayacağı açık. Kaldı ki iş Çinli şirketlere yaptırım uygulanmasına varır ki, Washington’un şu an Çin’le arasının bozulmasını isteyip istemeyeceği tartışılır.
Anlamı şu; Amerika’nın ‘Pasifik Yüzyılı’ bu seferlik püskürtülür.
Kriz büyürken yaşanan eş zamanlı olaylara göz atmakta fayda var...
Peynir-Pasta metaforu ilginç değil mi?
İkinci olay, Volkswagen’in, Çin’deki 1,8 milyon aracını geri çağırması. Şirket, yakıt pompalarındaki hata nedeniyle Çin’deki 1,8 milyon aracı servislere çağıracak. Alman firmalarının son dönem yaşadığı acı tecrübelerin ABD ile ilişkilerden kaynaklandığını biliyoruz. O zaman? Diğer yönü, firmanın Çin’deki girişimlerini ve ortaklarını, var ise yönetim ile ilişkilerini nasıl etkileyeceği... (‘Volkswagen, local partners recall 1,82 mn vehicles in China’, 04/09, AFP.)
Üçüncü olay; Pazartesi Tayvan Başbakanı Tsai Ing-wen istifa etti ve böylece Çin’le arası bozuk olan yönetimin yerine Pekin’le iyi ilişkiler kurabilecek bir yönetimin iktidara gelme ihtimali ortaya çıktı. Haritaya bakıldığında görülecek ki, 23 milyonluk adanın politik yönü Pasifik dengeleri için askeri avantajlar sunuyor! Gerçekleşirse önemli bulmalıyız ama ‘sistem’ muhtemelen izin vermeyecektir...
Başka netameli sorular da var... Yaklaşık bir hafta önce K.Kore’nin 2700 Km. yol katedip Japonya üzerinden ‘aşırdığı’ füzelere karşı, ABD/G.Kore/Japonya(‘daki) savunma füzeleri neden ateşlenmedi?
‘Nükleer savaş başlığı taşıma potansiyeli bulunan’ K. Kore füzesi fırlatıldığında, 17 bin 500 Amerikan ve 50 bin Güney Kore askeri ‘Ulchi-Freedom Guardian’ tatbikatını sürdürüyorlardı. Yani bölge zaten teyakkuz halindeydi. Dahası füze savunma sistemi ile donatılmış bir düzineden fazla AEGİS savaş gemisi bölgede bulunuyordu.
Amerika’nın Pasifik Komuta Merkezi, Hava-Uzay Savunma Komutanlığı’ndan tıs yok. Savunma Bakanı da, “Amerika kıtasına yakın düşerse” vurulabileceklerini söylüyor. Peki Japonya’daki devasa ABD üssü veya bölgedeki diğer askeri unsurları ya da doğrudan G. Kore’yi vursaydı?
Yüksek gerilim bir yandan Japonya’yı ABD’ye bağlıyor ama öte yandan farklı sorular ortaya atıyor; savunma füzeleri başarıyla çalışıyor mu?
K. Kore’den fırlatılan füzelerin ABD savunma sistemlerinin reaksiyonlarını tartmak/öğrenmek için olabileceğini düşünmek de gerekiyor. Çünkü bölgede ABD’nin yeni savunma sistemleri var bunların kabiliyetleri tam bilinmiyor.