|
Örümcek elçinin öpücüğü...

1923 yılının Bavyera'sında doğup, bugün üç süper gücün ortak maymuncuğu olarak oyuna davet edilmek inanılır gibi değil...



Garabet Ekim ayı sonunda başladı...



Rusya Bilimler Akademisi bir tür ilim imparatorluğu.. Sadece, 500 enstitü ve 55 bin araştırma görevlisi barındırmaktadır desek yeterli olur herhalde...



Buraya üyelik başlı-başına mânâ ifade ediyor. Hele vakt-i zamanında ABD Dışişleri Bakanlığı'nı “Rusların nasibini” vererek ifa etmiş bir siyasi figüre bu makamı vermek tamamen politik bir karar.. Ve Putin bunu bilerek yaptı... ('

', 28/10, The Moscow Times.)



Fark edilmeyen bu olay yaşanacak sürece işaret ediyor. Hele devamını bağlayabilirseniz!..



PEKİN: İYİ ZAMANLAMA!


Nobel Barış Ödülü sahibi Dr. Kissinger'ın, yine-ama peşin-Nobel Barış Ödülü sahibi Barack Obama'nın ardından

oyuna katılışı böyle oldu

...


Ardından-17 Kasım'da-Kissinger ve Trump bir araya geldiler!



İpuçlarını şu satırlarla paylaşmıştık; 'Sistem'in, hem Trump hem Putin ile temas kurmuş bir ismi de ilginizi çekebilir. Daha doğrusu; Trump ve Putin'in, “aralarında bulunmasına/aralarını bulmasına” izin verdiği bir isim?.

(30/11, Yeni Şafak.)



Sonra?..



Şöyle oldu; Rusya Bilimler Akademisi'nin çiçeği burnunda üyesi Kissinger Trump'la konuşmasının ardından yine uçağa bindi...



Çin Devlet Başkanı Xi Jinping'in konuğu olarak Pekin'de ağırlandı ve Cuma günü Jinping ile tam 90 dakika görüştü!



Böylece 3 süper gücün liderleri arasında bir üçgen kurma imkanını yarattı

... ('

', 02/12, Xinhua.)



Jinping:

Ziyaretinizin zamanlaması iyi oldu. Biz bunun geçiş dönemi olduğunun farkındayız. Çin-ABD ilişkilerinin iyiye gitmesi konusunda görüşlerinizi duymak için sabırsızlanıyoruz.



Kissinger:

Trump yönetiminin beklentisi, ABD-Çin ilişkilerinde 'sürekli, istikrarlı büyüme'yi kolaylaştırmak.



Jinping:

Çin ilişkilerin düzgün şekilde yeni döneme geçişi ve istikrarlı büyümeyi korumak adına yeni bir başlangıç için ABD ile çalışacak. Global ve bölgesel konularda koordinasyonu da güçlendirmeliyiz.



TAYVAN DEVLET BAŞKANI: KİM ARIYOR DEDİN, ABD BAŞKANI MI?!


En geniş üçgenin kenarları çatılırken yerli-yabancı basında şaşkınlıkla haberleştirilen başka bir konu vardı...



Trump, Tayvan Devlet Başkanı Tsai Ing-Wen'i aramıştı ve 1979 yılından bu yana bir Amerikan başkanı ile ilk temas yaşanıyordu.



Konuşma 10 dakika sürdü ama gözler Çin'deydi. Tayvan zamanında “

bir başka Çin

”di ve ABD bu konunun üzerine gitmeyi bırakıp sadece Pekin'i tanımıştı. Reaksiyon göstermemeleri imkansızdı.



Sonunda Çin Dışişleri Bakanlığı konuştu: “Ehemmiyetsiz bir eylem”...



Yani umursanmadı. Sebep, Kissinger'in getirdiği mesajlardı.



MOSKOVA-PEKİN: YENİ ABD'Yİ ANLAMAYA BAŞLADI


Çin ve Rusya, yeni ABD yönetimine bir kredi açacak ama limiti belli değil. Bu Türkiye için de geçerli.

15 Temmuz'un ardından açtığı tüm kredileri donduran Ankara, kapıları kapatmayacak ama sonuna kadar açmayacağı da kesin.


Örneklemek gerekiyor. Moskova ve Pekin, Trump'ı anlamaya çalışıyor. İlk anladıkları;

eline “siyaseten kullanışlı ve ABD çıkarlarını zedelemeyecek bir şey verilirse

”, Obama yönetimi tarafından sürdürülen temel dış politikalardan dahi vazgeçebilir!



Mesela... Pakistan ve Filipinler! Çin'le ilişkileri iyi ve potansiyel barındırıyorlar.



Trump, Pakistan Başbakanı Navaz Şerif'e “muhteşem bir adam” dedi, Filipinler Devlet Başkanı Rodrigo Duterte ile de “çok cazip, hareketli” bir görüşmeye girişti.



Pakistan Başbakanı Trump ekibiyle irtibat için özel görevli atarken, Duterte, Trump'ı Manila'da gerçekleşecek 'Doğu Asya Zirvesi'ne davet etti. Yani iki lider de sevindi.



Anlaşıldığı kadarıyla

herkes, Trump'un kampanya liderinden, stratejik farkındalığa ulaşmış bir Başkan'a dönüşmesini bekliyor, zaman tanıyor

.



Tüm taze liderlere karşı “anlayışlı olma” süresi hep vardır ama Trump'ın diğerlerinden farkı var.



Kissinger'a göre bu “eşsiz” bir durum. Trump'ın herhangi bir “bagajı” yok. Türkçeye, “kimseye eyvallahı yok” diye tercüme edebiliriz zira kendi partisi dahil kimseye açık çek vermedi. Seçilmek için güç odaklarına, lobilere bağlayıcı vaatlerde bulunmadı.



Bu tarif aslında Trump'un

gücünü

tarif ediyor. Tartışma bu gücün kontrolü üzerinde...



3'ÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI RİSKİNDEN


2'NCİ DÜNYA SAVAŞI SONRASINA DÖNÜŞ!


İnanırsanız hoş bir “normalizasyon mutabakatı” bu...



Yani, globalleşmenin kaybedenleri var ve kendilerini birtakım politik reaksiyonlarla ifade ediyorlar. Bunu aşmanın formülü,

2'inci Dünya Savaşı sonrası ABD dış politikası

. “Dünya özgürlüğü ve barışının” yeni Başkan'ın politikaları ile ilişkilendirilmesi!



Ankara bunu bedava evet demez. Çünkü o dönemden miras ne kadar külfet varsa şu an Ankara'nın sırtında bulunuyor. O

küresel organizasyonların alayına itiraz

boşuna mı?



Böylece Trump dış politikasının ilk maddesi burada yazılmış bulunuyor;

“düşük profilli aktif global katılım

”...



Bu ne demek? Basit, yumruk aynı yumruk ama kadife kaplanacak!



Peki, Kissinger

bu satırlar yazılırken

nerede derseniz, Trump'ın yanındaydı! ('

', 05/12, The Hill.)



O kadar takipteyiz yani...




#Rusya Bilimler Akademisi
#Henry Kissinger
7 yıl önce
Örümcek elçinin öpücüğü...
Kara dinlilerle milletin savaşı
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…