|
Rusya, Hindistan, Çin, ABD ve Brüksel ziyaretleri...

Beyaz Saray, Kuzey Kore'ye yönelik politikalarını Çin üzerinden yürütürken kullandığı iri kartlardan biri, “USS Carl Wilson”'du. Yani bölgedeki Amerikan uçak gemisi.



'Wilson', Avustralya'ya doğru bir tatbikat için giderken, Pyonyang'ın füze histerisi sürünce, Başkan Trump'ın emriyle K.Kore üzerine dümen kırmıştı.



Rota değişikliği basınının başından boca edilmiş, Başkan'ın 'ciddi olduğu' küresel kamuoyuna tebliğ edilmişti.



Şimdi ortaya çıkanlara bakılırsa, bu duruma en şaşıranlar Çin ve Rus askeri istihbarat servisleri olmalı. Çünkü koskoca uçak gemisi-ve eşlik eden filo-belirtilen yerde yoktu.



“Emir-komuta” zincirindeki bu temassızlık bizim yerli matbuata dahi

“Filo Trump'a ters gitmiş”

başlıklarıyla yansıdı. (20/03, Hürriyet.)



Pentagon ise durumu,

“bir iletişim hatası”

olarak tarif etti ve filo o tarihte Hint Okyanusu'ndaydı” dedi.



Yani ordu 'Başkomutan'ın emrine uymamıştı..



Amerikan “müesses nizamı”nın; dışişleri, Pentagon, istihbarat camiası ve yakın zamana değin Beyaz Saray'daki bir kliğin yeni Başkan'a direndiği biliniyor.



Bu eğer onların işi ise felaket. Çünkü Silahlı Kuvvetler'de “iletişimsizlik” denilen şey, “tünele giriyorum ben sana döneyim” basitliğiyle izah edilemez. Trump'ın emri verdiği tarih 8 Nisan! İletişimsizlik ne kadar zamandır sürüyor?



Bu akla ilk hızla gelen boyut.



Ya da...



TRUMP: 16 NİSAN ZAFER, ABD DIŞİŞLERİ: AGİT'İ BEKLİYORUZ...


Bu olayı “büyütmemin” sebebi şu; New York Times gazetesinin NATO'yu Türkiye'ye karşı göreve çağıran 16 Nisan temalı haberi...



“Türkiye NATO'nun önemli bir üyesi olmasına rağmen demokratik değerler üzerine kurulmuş ittifaktan gittikçe uzaklaşıyor. NATO ülkeleri, Erdoğan'ın otokratik eğilimlerini hafifletmek için ellerinden gelen her şeyi yapmalı ve Türkiye'deki demokrasi yanlılarını

teşvik

etmeli.

Beyaz Saray, Başkan Trump'ın referandum sonuçlarını kutlamak için Erdoğan'ı aradığını açıkladı. Bu şok edici nitelikte yanlış bir hareket.

Eğer Türkiye'de demokrasi canlanacaksa bu, ülkede milyonlarca Türk vatandaşının Erdoğan'ın dayattığı otoriter sistemi istemiyor olmasından kaynaklanacak ve onlar hak ve özgürlükleri geri

kazanmanın bir yolunu

bulacaklar.”



Referandum sonuçları için ilk ABD tepkisi Dışişleri Bakanlığı'ndan gelmişti ve AGİT raporu görüldükten sonra pozisyon alınacağını söylüyordu.



AGİT gözlemcilerinin ilk açıklamalarından raporun Türkiye aleyhine olacağı anlaşıldı. İşte bu sırada gazetenin “şok edici” bulduğu şey oldu, Başkan Trump Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı aradı ve resmi açıklamada şöyle denildi; “Birleşik Devletler Başkanı, Cumhurbaşkanımızı 16 Nisan'da

elde ettiği zaferden dolayı

tebrik etmiştir”.



Bitmedi.. Hem Beyaz Saray hem de ABD Dışişleri sözcülüğü, AGİT'le ilgili söylediklerinin cari olduğunu-gazetecilerin 'bu ne perhiz bu ne lahana turşusu' minvalindeki soruları üzerine-yenilediler.



Nedenini artık anlıyoruz.



Oval Ofis ile Dışişleri Bakanlığı arasındaki ters açı

iletişimsizliktendir

!



BAŞKAN YALAN SÖYLÜYORSA!


Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 16 Nisan üzerine son sözü şu oldu; “Bu iş bitti”!



Ardından “ABD Başkanı ile 16-17 Mayıs'ta görüşeceklerini de açıkladı”.



Cumhurbaşkanı bir seri ardışık ziyarete çıkıyor;

30 Nisan Hindistan, 3 Mayıs Rusya, 14 Mayıs Çin, 17 Mayıs ABD ve 25 Mayıs Brüksel-NATO/AB.


Özellikle Trump buluşması, ABD iç dengeleri ve bunların Ortadoğu ve NATO'daki besleyici damarları açısından stratejik önemde.



Ziyaret silsilesini bir diplomasi atağı olarak tarif edenler yanılmıyor, evet, öyle. Ama

kampanya döneminde kırılıp-dökülenleri derleyip-toparlayacağız şartı da bulunmuyor

.



Bu ziyaretlerin izahı sadece “Türkiye ve diğerleri” üzerinden yapılamaz. O 'temenniye' girer.



Rusya, Çin ve Hindistan gezilerinin ilinti noktaları var ve bunların perde arkasını vereceğiz.



ABD pik noktası çünkü NATO ve Avrupa Birliği temaslarını belirleyebilir! (Yukarıdaki New York Times yazısı cepte kalsın yani.)



ABD Dışişleri Bakanı'nın önce Çin'e yaptığı, takiben Rusya'da (Putin ile iki saat baş başa) gerçekleştirdiği görüşmeleri bunlardan bağımsız tutamazsınız. Hani Trump'ın, “işler güzel ilerledi,

beklenenden iyiydi

” dediği temaslar.



Hindistan gezisini, ABD'nin Afganistan'da kullandığı “bombaların anası”ndan muaf sayamazsınız. Erdoğan'ın Hindistan gezisini de Çin'den gayrı göremezsiniz!



Bu satırlar yazılırken Cumhurbaşkanı'nın uçağı Soçi'ye doğru burnunu kaldırıyordu ve Savunma Bakanı Işık da şöyle söylüyordu;

“Rusya ile S-400 çalışmaları nihai noktaya geldi”

.



Öz şu; Trump ve güvendiği adamları, içerideki dengesizlikler yüzünden dışarıda da bazen kamufle edilmiş adımlar atıyorlar.



Çin öyle. AB ve NATO öyle. Rusya öyle.



Çin ve ABD arasındaki sorunlar;

daha basit, ölçülebilir ve öncelik verilebilir. Yani

gemiye zaten
emir verilmemiş

olabilir! Aksine, Washington-Moskova arasındaki kanallar Obama mirasıyla tıkalı.



İyice açalım.. Bu takvime paralel, Çin Dışişleri Bakanlığı, Komünist Parti'nin Merkez Büro Başkanı Li Zhanshu'nun 25 Nisan'da Rusya'yı ziyaret edeceğini duyurdu.



Bu ikinci ziyaretti. Putin 13 Nisan'da ilk kez Çin Başbakan Yardımcısı Zhang Gaoli'yi ağırladı. Yani ABD Dışişleri Bakanı Tillerson'un Moskova ziyaretinden bir gün sonra.



16 Nisan'da ise Çin Başbakan Yardımcısı Türkiye'deydi!

#Beyaz Saray
#Kuzey Kore
#Çin
#ABD
#Trump
7 yıl önce
Rusya, Hindistan, Çin, ABD ve Brüksel ziyaretleri...
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi