|
Türkiye yeni Batı’da yer alacak...

Bugün Hollanda seçimlerinden çıkacak Avrupa Birliği'ni ama daha çok “çekirdeğini” üzecek bir sonuç ile-ki buna “hayır” diyelim-Türkiye referandumundan çıkacak bir “evet” sonucunun “stratejik merkez-kaç” yaratma ihtimali bulunuyor...



Hollanda'nın yarattığı rezillik bunu engelleme tetikçiliğidir.



Amsterdam çirkefliğinin planlı, taammüden ve “organize”, yani “çok ülkeli” olduğunun ispatı şu satırlardır; “

AB'deki diplomatik kaynaklar, Hollanda, Fransa ve Almanya'da yapılacak seçimlerden dolayı, bir çok üye ülkenin AB-Türkiye ilişkilerinin “düşük profilde seyretmesi” konusunda 'görüş birliğine' vardığını

ifade etti”. ('AB dönüm noktasında', 12/03, Milliyet.)



KIRILMA NOKTASI: (K)UYRUKLAR SAFLARI SIKLAŞTIRIYOR...


İngiltere'nin ayrılma kararının ardından Birlik'in politik ve idari geleceğinin nasıl olacağına ilişkin kaygının yükseleceği ve bir arayış doğuracağı aşikardı.. Öyle de oldu.



9-10 Mart'ta Brüksel'de toplanan Avrupa Birliği ülkelerinin liderleri bu stratejik tehlikeyi aşacağına inandıkları “alternatif çıkış yolları” ürettiler.



Eş-zamanlama, Almanya, Hollanda, Fransa seçimlerine denk geliyor. Yine bir başka eş-zamanlama, yeni ABD Başkanı Trump'ın Avrupa Birliği'ne soğuk ve NATO'nun varlığına ilişkin-eski söylemlerinin aksine-sıcak tutumuna ekleniyor.



Trump yönetimi, AB'nin kurumsal kimliğiyle değil, tek tek ülkelerle ilişkiler kurmayı yeğ tutuyor ve en kibar ifade ile Birlik'i itip-kakıyor.



ABD'nin NATO üzerinden kurduğu, Polonya, Bulgaristan, Baltık ülkeleri (Estonya, Letonya, Litvanya), Romanya, Çek cumhuriyeti, vb., ilişkilerin bir anlamı budur.



Öte yandan, ABD-Rusya ilişkileri de farklı boyuta evrilme potansiyeli barındırıyor. Bir yanından Suriye/Ortadoğu çetrefiline çengelli Ukrayna sorunu da ortada duruyor.



ALMANYA AVRUPA'YI KAYBEDERSE...


Hollanda krizinin ardından Perşembe günü ardı-sıra gelen şu resmi açıklamalar dahi-doğru kurgu sağlanırsa-dengelerin nasıl eğilip-büküldügünü gösteriyor...



Bir,

Kremlin

: “Taraflara (Hollanda-Türkiye) itidal çağrısı yapıyoruz”. İki,

NATO

: “Türkiye ve Hollanda'ya itidal çağrısında bulunuyoruz”. Üç,

AB

: “Türkiye'ye, Hollanda ve AB ülkeleri ile ilişkileri daha da kötüleştirecek aşırı söylem ve eylemlerden kaçınması çağrısında bulunuyoruz”.



Çağrıda bulunan Almanya'dır. Ve (K)uyrukları.



Hatta çok arzu ederseniz bu üç açıklamaya, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun “iktidarı dolduruşa getirmeye” çalışan, “Hollanda ile ilişkileri askıya alın” taktik delikanlılığını da ekleyebilirsiniz.



İşte bunların hepsi Avrupa Birliği'nin çekirdeğini oluşturan ülkelerin, Almanya, Avusturya, Hollanda, Belçika, İsviçre ve beslemelerinin (Yunanistan) korkularını izah ediyor.



Çıkış yolu olarak da “safları sıklaştırma” planını harekete geçiriyorlar. Türkçesi, Berlin çıkışlı AB ve kıta Avrupasını yönetme hırsının yenilmesidir. Almanya'nın Avrupa'yı yönetemeyeceğini anlaması, en azından şu anki şartların artık uygun olmadığını anlamasıdır.



Kimlikle ilgili bir mesele Birlik'in geleceği ile ilgili bir durumdur.. Bu yüzden, “Çok vitesli AB, çekirdek AB, kurucu AB, opsiyonlu AB” gibi seçenekler üretiliyorlar...



Şimdi Berlin ve AB'nin kurucuları arasında bulunan Benelüx ülkeleri,

çok vitesli AB

'yi istediklerini açıkladı.



“AB ile üyeler arasında derin entegrasyon ve işbirliği sağlanabilecek. Yapısal veya siyasi nedenlerden dolayı derin entegrasyona katılamayacak ülkeler de, bu entegrasyon sürecini talep edecek üyelere engel olamayacak”.



“Çekirdek AB” bile diyemediler çünkü bu tarifin niteliği bir yana, ifadesindeki “dışlayıcı” vurgunun siyasi rahatsızlık yaratacağını gördüler.



Şimdi AB liderleri 25 Mart'ta Roma'da buluşacak ve bu AB'nin resmi temelini atacaklar.



Yani hâlâ anlamayanların,

AB'nin artık eski AB olmayacağını görmeleri gerekiyor

.



Hollanda seçimlerinden çıkacak tatsız bir sonuç, adı geçen coğrafyada domino taşı yıkımı başlatabilir ve nereye, ne etkileri olabileceğini kestirmek zorlaşır...



İktidarı ele geçirmesi bir yana ortak olması halinde dahi “AB'den çıkarız” vaadinde bulunan Wilders'in sınırlı zaferi bile

yorgun çekirdeği ve bağlı Almanya seçimlerini vurabilir

.



KÜRESEL GÜVENLİK SENDELER...


Saydığımız etkenlerin küresel güvenlik mimarisine de etkileri olacaktır. Dönüşmüş bir AB'nin kendi “karargâhını” kurmasından, savunma bütçeleri oluşturmasından bahsediliyor.



Şaka gibi. Bunun hayata geçmiş halini gerçekten görmek isterim.



Türkiye burada olmayacak. İstemiyorlar. Zaten olmamalı da.



Düşünebiliyor musunuz, AB askerlerinden mürekkep birlikler El Bab'ı DAEŞ'ten kurtaracak!



Türkiye'nin etkisiz hale getirdiği teröristlerde ele geçirdiği silahlar, Patriotların binbir naz getirilip fırsat bulunduğu an sökülüp, götürülmesi, Suriye'de yaşananlar, NATO envanterinden kullanılan askeri patlayıcıların İstanbul'un göbeğinde patlatılması, Batı'nın 15 Temmuz vurdumduymazlığı hatta hayal kırıklığı, ABD-YPG/PYD işbirliği, Avrupa ülkelerinin PKK ve FETÖ'yü koruması, vb...



S-400 füzelerinin satın alınması noktasında gelişen hız güvenlik mimarisini etkileyecek bu olaylardan sayılmayacak da ne sayılacak?



Lavrov'un iddasında dillendirdiği, “Batı sonrası döneme geçiliyor”sa, Ankara hangi Batı'da yeralacak?...



Şimdi, “yeni Batı” zamanı...



#AB
#Kremlin
#Hollanda
#ABD
#YPG
#FETÖ
7 years ago
default-profile-img
Türkiye yeni Batı’da yer alacak...
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!
Yerel seçime ramak kala: DEM, Yeniden Refah ve İYİ Parti