|
Vurulan NATO ve AB’nin merkezi, bundan sonra ‘neresi’?

"Bunlar dürüst değil, samimi değil. İkircikli davranıyorlar. Bugün bayrağı indirmişler, posterleri kaldırmışlar, kimi aldatıyorsunuz? Dürüst olun, samimi olun. Karşınızda aldanacak bir Türkiye yok, bir Türk milleti yok. Bunun adı teröre teslim olmaktır. Bunlar teröre teslim oldular.”



Cumhurbaşkanı'nın Brüksel'deki çadır için söylediği bu sözlerin yereldeki muhatabı örneğin Cumhuriyet gazetesiydi ve “teröre beyaz bayrak” açmıştı; İstiklal bombasının ertesi günü (20/03); “

” dedi.



Aynı kafadır.. Belçika-Brüksel'de kurulan o çadır, 13 Mart'ta Ankara'da yaşanan terör saldırısından iki gün sonra kurulmuştu. Paçavralarla donatılmış, güvenliği de-PKK'yı terör örgütü olarak tanıyan-Belçika'nın polisi tarafından sağlanmıştı.



Ama dün Belçika seri bombalamalarla sarsıldığında, “keşke o korumayı havaalanına verselermiş” diyen çıkmış mıdır ülke medyasında? Ya da 'hükümet istifa' diyen?



Benim asıl anlatmak istediğim şu “kafa” meselesi.



NATO MERMER AB KAFA…


Brüksel 'escortluğu'ndaki terör çadırına Ankara itiraz etti. Başbakan Davutoğlu Türkiye-AB zirvesine katılacaktı ve “kaldırın bunları, gelmeyiz” dendi. Ne yaptılar biliyor musunuz? Çadırda yaşayanlara gidip, “Ya bu Türkler mızıldıyor, iki günlüğüne şunları toplayın, sonra yine gelirsiniz. Çadır da kalsın biz bakarız” dediler.



Öyle de oldu. Ziyaret ertesinde çadır yeniden açıldı.



Akıl bu. Onlar mini krizi yönetip, aştıklarını sanıyorlar ve “gördünüz mü bakın, ne oldu” dediğinizde şunu söyleyeceklerdir; “Bize saldıran PKK değil ki, DAEŞ.”



Biz anlatamıyoruz herhalde;

ikisi aynı

! Siz bunlara, “ayrı” diyerek aslında Suriye'deki PYD'nin DAEŞ'e saldırması üzerinden hareket ediyorsunuz ama PKK'yı Belçika'dan veya ilgili ülkelerden birinden-Almanya ve Fransa da olabilir-sürmeyi/temizlemeyi bir deneyin! (Biz temizliyoruz.)



Ne olacağını, terörün şehirlerine geleceğini biliyorlar ve ondan yapmıyorlar. İşte

, yapmama nedenleri ile çadırı 'kaldırıldı gibi' yapan akıl aynı!

Yönetmiyorsunuz, idare ediyorsunuz ve sürekli beslemeniz gereken bir terör canavarını bile bile “bahçenizde” barındırıyorsunuz.

Kuduz köpek ısırır diye korkuyorsunuz, “bulaştırır” diye korkmuyorsunuz?


Brüksel atağı, bir saldırı silsilesinin devamıdır. Suriye/Irak özelinden beslenerek/gözetilerek gelen, Türkiye'nin canını birden çok yakan, Avrupa'ya geçerken saldırı kollarından birini (PKK) bırakıp, DAEŞ'le yoluna devam eden, maalesef edeceği de anlaşılan, daha önce vurduğu ülkelerin değişik noktalarını da tekrar vuran bir seri saldırı…



Dünya farklı zamanlarda Ortadoğu'dan gelen teröre muhatap oldu ama herhalde

bu serinin başlangıcı 11 Eylül'dür

. Her katil olay yerine döner mi?



Bilmem.



Ama AB ve NATO'nun başkenti vurulmuşsa, teröristin aklı hep daha büyüğü, sansasyoneli için çalışır.



CANLI BOMBALARIN İSTATİSTİĞİ


Amerika ve Türkiye gibi Brüksel'in uğradığı saldırılar da birer “canlı bomba” eylemiydi. Savaşların etkisiyle en çok Irak'ta yaşandı ve devam ediyor

. Irak'ta bugüne kadar 1938 canlı bomba saldırısı gerçekleşti ve 20 bin 82 insan hayatını kaybetti.

İkinci sırada ise Afganistan var; 1059 saldırıda 4 bin 748. Tabii eylem sayısı her zaman kayıplarla orantılı olmuyor; Pakistan: 490 saldırı, 6 bin 287 kayıp.



Türkiye ise 29 saldırıda 115 can yitirdi. ABD'yi de verelim; 4 eylemde 2974 insan. Belçika ise.. Sıfır. Dı… (Bu istatistiklerin tamamı 2015 yılı ortasına kadardır. Yani son saldırılar hariç!)



Daha birçok ülke sayabiliriz ama tamamına yakının

Ortadoğu ve Afrika ülkeleri olması kimseyi şaşırtmaz

herhalde.



PKK'NIN CANLI BOMBALARI


Terör örgütü PKK'nin ise ilk canlı bomba saldırısı tam yirmi yıl öncesine gidiyor. Anımsayan çıkacaktır. Haziran 1996'da Tunceli Cumhuriyet Meydanı'na toplanmış altmış askerin yanına yaklaşıp üzerindeki patlayıcıları infilak ettirmişti bir kadın terörist. Dokuz askerimizi yitirmiştik.



O yıllarda birden çok canlı bomba girişiminde bulundu terör örgütü. Bir sebebi vardı. Ciddi sıkışmışlık yaşıyorlardı ve klasik eylemlerinden bir tanesini yaptıklarında dahi yüzlerce kayıp veriyorlardı. Taktik ve stratejik sıkışmışlık yaşıyorlardı. Sıkışmışlık açlık safhasındaydı. Açtılar. Yemek bulamıyorlardı. Bu yolu çıkış, 'üzerlerindeki baskıyı kaldırmak için başvurdukları bir eylem türü' olarak gördüler. ('PKK tarihinin canlı bomba sayfası', 22/03, Yeni Birlik.)



Peki, dün Belçika'da yaşanan ve bu satırların kaleme alındığı anlarda DAEŞ'in üstlendiği söylenen canlı bomba saldırıları bu tür bir analizi doğruluyor mu? Yani bir sıkışmışlık hali, bu halden çıkmak için taktik bir tetik sayılabilir mi?



Suriye ve Irak'tan çok uzun zamandır DAEŞ'in ismi anılarak iri puntolu haberler gelmiyor. Rusya'nın da örgüte karşı pek bir şey yapmadığı, zaten yapmak istemediği de ortaya çıktı.



Şam'ın geleceği ve Suriye'nin parselizasyonu üzerinde daha çok duruluyor. Belki bundan sonra Batı veya İslam koalisyonunun daha ön alıp üzerine geleceğini öngörerek, bir tür ön-kesme, cepheyi öne taşıma hamlesi olarak bu saldırı izah edilebilir.



'Teslim olmak'la başladık öyle bağlayalım.. Bakalım ne diyeceksiniz;

Avrupa teslim olabilir!

Durumu idare etmek için.


#nato
#birleşmiş milletler
#pkk
#terör
#pyd
8 yıl önce
Vurulan NATO ve AB’nin merkezi, bundan sonra ‘neresi’?
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi