|
Birlikte olmak
Mutlak manada birlik Allah'a mahsustur.

Dolayısıyla varlık'ın (insanın) hakkına bir'lik değil, birliktelik ve beraberlik düşmüş olup, bu da şu ilahi hitapla pekiştirilmiştir:

“Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız, ondan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden haberdardır.”

Bu idrak, ümmet içinde “bir olmak zorunda değiliz fakat birlik(te) olmak zorundayız” anlayışıyla ne zaman pratiğe aktarılmışsa, o dönemlerde daima toplumsal bir bereket, güçlenme, istikrarlı bir hayat, huzur tahakkuk etmiş ve bu sayede, toplumun kendini güzel ahlakla, iyi meziyetlerle değiştirmesi halinde, Allah'ın onlara verdiği nimetin değişmeyeceği şeklindeki ilahi vaade mazhar olunmuştur.

En yakın örnek olarak, son on iki yılda, Türkiye planında birlikteliği ve beraberliği hedefleyen bir yönetim anlayışının, bizzat tanığı olduğumuz olumlu sonuçlarından baktığımızda, söz konusu hedefin samimiyetle talep edildiği takdirde ulaşılabilir bir hedef, üretilebilir bir hakikat olduğu açıkça görülebilmektedir.

Bununla birlikte, bizim gördüğümüz ve hayata aktardığımız şeyin aynı zamanda içerideki ve dışarıdaki düşmanlarımızı azdırdığını, başarabildiğimiz şeyin, kendi çıkarları gereğince başarısızlığa evrilmesi için kollarını sıvadıklarını da gördük.

Gezi eşkıya kalkışması, bu çerçevede bir eylemdi ki, birliktelik ve beraberlik yürüyüşümüze kastetme amacına yönelik olduğu kısa sürede ortaya çıktı.

Hemen ardından, “o gün olmadı, şimdi olacak” iddiasıyla Paralel yapı harekete geçirildi. Bu kez, çoluk çocuk ayaklanmasıyla değil, Uzaktaki Kara Çukur'un ABD, İngiltere ve İsrail destekli olarak, kırk yılda ördüğü fitne çorabını başımıza geçirme teşebüsüne muhatap olduk.

Son olarak, birlikteliğin kendi iç zorunluluğuyla toplumsal bir talebe dönüşen Barış Süreci'nin tümüyle durdurulmasına, bu mümkün olmazsa en azından ertelenmesine mahsus siyasi bir tertiple yüz yüze getirildik.

Bu tertipte, HDPKK'nın siyaseten güçlendirilmesi ve onun üzerinden, talep edilen toplumsal barıştan terör baronlarına özel pay verilmesi öncelenmişti ki, siyasi tarihimize tipik bir şımarıklık örneği olarak geçen malum sonuçlar, PKK'nın terör yoluyla gövde gösterisine, onu temsil eden parti yetkililerinin özerklik taleplerine bitişti.

Geldiğimiz noktada, Paralel yapıya ait kimi gazetelerce de teyid edildiği üzere, HDPKK'nın, kendisinin bizzat ürettiği ya da aleti olduğu vahşetler, insan kıyımları alenen sahneye konulmakta; sömürge medyasının da desteğiyle devlet ve onu temsilen AK Parti bunların suçlusuymuş gibi gösterilmeye çalışılmakta, dolayısıyla HDPKK göz göre göre kendi mensuplarının kanlarının içinden oy devşirmeye çalışmaktadır.

Bu nedenlerle artık toplumsal barıştan söz edemiyor, güçlü Türkiye talep ve umutlarını, hızı kesilen birliktelik arzusunda bir tür karamsarlığa, pasifliğe havale etmek zorunda kalıyoruz.

Gazetemizce, #BaşkaTurkiyeYok kampanyasının tam da bu ahvalde başlatılması, söz konusu karamsarlığı, pasifliği de giderecek şekilde, kaç zamandır sömürge aydınlarının, terör çanakçılarının, kaostan büyük kazançlar devşiren satılık medya patronlarının ve video vaazlarıyla fitne üretmeye devam eden FETÖ'nün şahsiyetsiz, karaktersiz liderinin perdeleyerek unutturmaya çalıştıkları birlik ve beraberlik imkanının, yeniden kaim kılınması bakımından son derece önemlidir.

Çünkü, söz konusu yönde üretilecek başarımızdan, kendileri adına açık bir başarısızlık üreten düşmanlar, “Türk” ekiyle sömürge ağlarına çektikleri medyanın, siyaseten HDP'nin ve onun terör birimi olan PKK'nın üzerinden hem seçimi, hem de hepimizin geleceğini karartmayı arzuluyorlar.

O halde, dünya görüşü, siyasi düşünce, şahsi beklentileri ne olursa olsun, vatan ve gelecek diye bir derdi olanların, kendileriyle aynı derdi paylaşanlarla, birlik - beraberlik niyetleri, kararları ve istikametleri ap ak olanlarla dayanışma içinde olmaları hayati bir zorunluluktur.

Çünkü:

#BaşkaTurkiyeYok.
#Barış Süreci
#fetö
#BaşkaTurkiyeYok
8 yıl önce
Birlikte olmak
Demirtaş bu Nevruz’u taşır mı?
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?