|
Korku üretenlerin korkusu
Muhalefeti erite erite, yeniden tek başına işbaşına gelen AK Parti'ye karşı, seçim sonuçlarının şekillenmesiyle birlikte Doğan ve onun şemsiyesi altındaki medyada iki suçlama yöneltilmeye başlandı.

Birincisi, AK Parti'nin son beş ayda ülkede gerilim ve korku üreterek, zorunlu bir istikrar agısı yaratması, ikincisi ise güya ülkeyi kutuplaştıran bir parti olarak bundan geri durmayacağı, yeni kitidar döneminde de halkı kutuplaştırmaya devam edeceği şeklindeydi.

Seçim gecesi, HDP'nin (=PKK'nın) iki eşbaşkanınca yapılan konuşmalar bu ezbere dayandığı gibi, artık faşistik hayırlarıyla maruf olan MHP'nin Genel Başkanı'nın Hitler vari açıklamaları da hemen hemen aynı ezbere dayanıyordu.

Oysa ki, onlar bu konuşmaları yaparken, daha biraz önce seçmen, onların son beş aydaki, ülkeyi yangın yerine çevirme tehditleriyle, maço üsluplarıyla koalisyona kaşı çıkmaları, seçim hükumetinde yer almamaları, dolayısıyla ülkeyi bir yönetim acziyetine, istikrarsızlığa düşürmeye kalkışmaları yüzünden mimlemekle kalmamış bunu oy tercihleriyle teyit de etmişti.

Hem koalisyonu istemeyecek, hem geçici bir süre için de olsa milletin derdine derman olacak yönetimde yer almayacak, hem de gerçekleşen provokosyonların aleti ya da doğrudan tarafı olarak, utanmadan milletin huzuruna çıkıp AK Parti'nin siyaset kabiliyetinden ve milletin istikrardan, güvenlikten, huzurdan yana tavrından dolayı acziyete düştüğünüzü yüzünüz bile kızarmadan, sesinizle ve başınızla godoş godoş diklenerek söyeleyebileceksiniz!

Velev ki, uhdesindeyse bile korku ve gerilim imkanını AK Parti'nin elinden alma şansınız varken, bunu tepeceksiniz, bununla da kalmayıp bizzat kendiniz korku ve gerilimin fiili üretici olmayı seçerek, seçim yenilgisiyle benziniz atmış, dudaklarınız kurumuş, aklınız beyninizle vedalaşmış bir halde, millete “biz yapmadık o yaptı” diyeceksiniz!

Hanımlar, beyler nerede bu yoğurdun bolluğu? Söyleyin de ayrancıları oraya yönlendirelim.

İkinci hususa gelince:

Şer ittifakının şapkasını önüne alıp, üç dakikacık olsun düşünmek ve gerçeği kavramaya çalışmak yerine, seçimin ertesi günü tutunduğu söylemin içeriği ve düzeyi şöyleydi:

-Saflar Netleşti: Direneceğiz (Birgün)

-Korkunun Zaferi (Cumhuriyet)

-Terör Arttı, Döviz Arttı, Oylar Arttı, Saltanata Devam (Sözcü)

-Korku Kazandı (Yeni Asya)

-Kaos Planı Tuttu (Taraf)

-Tek Partiye Dönüş (Yeniçağ)

-Korkuya Oynadı Kazandı (Yurt)

Kimin ülkeyi kutuplaştırdığı ve halen kutuplaştırmadan yarar umduğunu bunlar belgelemiyorsa daha ne belgelesin?

“Saflar Netleşti: Direneceğiz” demek ne demek ve bunu söyleyen ne adına söylüyor?

AK Parti yönetimini özgürleşme için yetersiz görenler mi, onunkinden daha iyi bir yönetim alternatifi üretenler mi, bu milletin derdiyle AK Parti'den daha iyi ilgileneceklerini vaat edenler mi?

Hayır, hiçbirisi değil ve üstelik “Direneceğiz” diyenler yeni de değil.

Onlar Tanzimat'tan beri varlar; adları bir zaman Kemalistlerdi, İnönücüydü bunların, sonra darbeci olarak anıldılar, ardından Kemalist-Solcu, Devrimci oldular, şimdi de emperyalizmin, terörizmin uşakları...

Çevrecilik adına yatırımlara karşı çıkanlar, özgürlük adına bölücülüğe yeltenenler, insan hakları adına teröristleri koruyanlar; hümanizm adına ahlaksızlığı, kültür-sanat adına taklitçiliği ve müptezelliği giyinenlerdir bunlar.

Gri alan bunların insan katına yükselmeyi deneyebilecekleri nihai alandı. Gezi Eşkıya Kalkışması'yla, Paralel Yapı darbeciliğiyle onu da yine kendi elleriyle yok ettiler.

Hasılı, AK Parti'ye yüklemek istedikleri korku üreticiliği ve kutuplaştırma suçlamalarının, bunların hem cibilliyetine hem de eylemlerine yapışık olduğu şimdi, bir kez daha apaçık ortaya çıkmış oldu.

Ama değil mi ki, asıl olan adalettir ve değil mi ki çıkmayan canda umut vardır. Bu nedenlerle biz yine de bir milli zarara evrilmediği sürece onların sözlerine, suçlamalarına, edepsizliklerine, godoşluklarına gülüp geçeceğiz.

Anlıyoruz, bu korku üretenlerin korkusunu: Onlar hayattan, insan olarak yaşamaktan korkuyorlar.

Ama bunlar unutmasınlar, bu tutumumuz bir ricat değildir ve bizler sadece #BaskaTurkiyeYok diyenler de değiliz; aynı zamanda bu sözün sorumluluğunu omuzlayanlarız.

Ne gerekiyorsa onunla, hangi dilden anlıyorlarsa o dille...
#Kaos Planı
#1 kasım manşetleri
#ak parti
8 yıl önce
Korku üretenlerin korkusu
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi