|
ahmet muhib dıranas
Sevgili okuyucularım;

bizim mayamız; matematik, dil sıhhatı ve genişliği, felsefe, edebiyat gibi, düşünce iktidarına ve hikemiyata temayül gibi, merak ve sevgilerle yoğrulmuştur..

bu sebeple, hemen bütün dostlarım ve arkadaşlarım ayni merak ve sevgi vadilerinde dolaşmış ve pişmiş kişilerden ibarettir..

hayatım müddetince birçok bilgin, şair, romancı, idareci, lider ve edebiyatçı ile dostluk ve arkadaşlık tesis etmek bir nev'i kaderimiz olmuştur..

idraki, başarısı üstün insanlara daima saygı duymuşumdur.. zekâya zeki insanlara hep değer vermişimdir.. sözlerimi iyi anlayanlara, cümlelerini net ve mükemmel bulduğum insanlara daima takdirkâr nazarlarla bakmışımdır.. onlara karşı daima bir yakınlık ve hürmet duygusu taşımışımdır.. benim için; anlaşılmak kadar anlamaya değecek beyanda bulunanları dinlemek de bir mazhariyet ve bir yaşama nimeti olagelmiştir..

hakikatı, doğruyu, adaleti, asaleti dile getirenleri dinlemek, hiç şüphesiz bir san'at faaliyeti, bir edebi san'at hadisesidir..

sözü şuraya getirmek istiyorum.. oldukça ilerlemiş yıllarımızın birer birer birikmesi esnasında tanıştığım konuştuğum seçkin zevatı, ve de dostluk bağlarıyla bağlandığım bazı arkadaşlarımı sıra ile dile getirmek, kanaatimce hem bana ait bir vazife, hem de onların gençliğe ve yeni nesillere bir daha tanıtılması fikir ve san'at namına bir başka vazife olsa gerektir..

bu işe bugünden itibaren başladığımı zuhurata ve günün tedailerine tâbî olarak her seferinde bir fikir ve san'at adamını ele alacağımdan aziz okuyucularımı haberdar etmek isterim..

*

bugünkü konumuz büyük şairimiz ahmed muhib dıranas'tır..

1909 yılında sinop'un erfelek ilçesinin (salı) köyünde doğan ahmet muhib dıranas, 21 haziran 1980 yılında da ankara'da vefat etmiştir..

ankara erkek lisesinde edebiyat dersini ahmed hamdi tanpınar ve faruk nafiz çamlıbel gibi iki büyük şairden okuyarak, onlar gibi güçlü bir şair olmuştur..

hukuk fakültesine iki sene devam ettikten sonra edebiyat fakültesi felsefe bölümünü bitirdi.. isabet olmuş: hem şiir, felsefenin içinde sayılır, hem de felsefe bir nevi şiir faaliyetidir..

ahmet muhib, bir ara halkevleri kültür ve sanat yayınlarını yürüttü.. çocuk esirgeme kurumu başkanlığı (1957-1960) yaptı.. işbankası idare heyeti âzâsı, anadolu ajansı yönetim kurulu üyesi, devlet tiyatrosu edebi kurul başkanı oldu..

daha sonra politikaya atılarak zafer gazetesinde siyasi yazılar yazdı..

eserleri: ilk şiiri 1926 da milli mecmuada çıktı..

yayınlanan şiir kitabı: şiirler (yky. kasım 2006) – şiirler (1974) ünlü şiirleri: fahriye abla, rüzgar, kar, olvido, elif başlıklı şiirleri kalburüstü sanat eserleridir..

tiyatro: gölgeler (1947), o böyle istemezdi (1948), bitmez tükenmez can sıkıntısı, büyük olsun, atlı karınca, aptal (tercüme 1940)

tercüme şiir: çalar saat (bodler'den), kırık saz (tevfik fikret'ten sadeleştirme)

dranas, şiirini bodler ve verlen'den, ahmet hâşim ve ahmed hamdi tanpınar'dan aldığı etkiler altında yazmıştır.. aşk, ölüm, tabiat, hatıra temalarını derinlikli bir üslûbla dile getirmiştir..

diğer eserleri:

yazılar (adam yayınları 1994)

toplu yazıları (yky 2000)

finten (adam yayınları 1995)

dranas, bodler'den çalar saat'i tercüme etmiştir.. ama tevfik fikret'in rubâbışikeste'sini niye bugünkü dile çevirdiğini anlamak mümkün değildir.. en azından yaptığı iş asıl müellifinin haklarını çiğnemek mânâsına geliyor.. tevfik fikret'in, şiirinin değiştirilmesine razı olması mümkün müdür?.. şiiri orijinal haliyle anlayıp zevkalmak istiyenler, kelime ve terkiblerin mânâsını iyice öğrenerek o edebi tada ulaşabilirler..

şiir bir dilden başka dile belki anlam olarak çevrilebilir ama, âhenk, lirizm ve şi'riyet olarak bir şiiri başka bir lisana tercüme etmekten elbette ki bahsedeliemez.. ortaya çıkan tercüme şiir, artık orjinaliyle esasi bağlantısı kalmayan başka bir şiirdir.. ve bu tercüme şiir, tercümeyi yapan şairin şiiri sayılır.. onun malıdır.. eğer şairlik vasfı varsa mütercim şairde, bu tercüme şiirde de bir edebi değere bir kaliteye rastlamak imkânı mevcud olabilir..

*

(1966 1971) yılları arasında ahmet muhib dıranas ile milli eğitim bakanlığı (çağdaş türk yazarları komisyonu)nda âzâ olarak vazife gördük.. bakanlıkça basılacak eserlerin tesbit ve tetkiki ile görevli olan bu komisyonda prof. kenan akyüz, prof. mehmed kaplan, nihad sami banarlı, tarık buğra, prof. muharrem ergin, prof. faruk kadri timurtaş, ahmed muhib dıranas, osman akkuşak, kemal or gibi isimler mevcud bulunuyordu.. eski kitapların yeniden ve yeni yazılan eserlerin ise birinci defa, basılmasına karar veriliyordu..

dıranas, kenan akyüzle beraber her toplantı günü ankara'dan gelir ogünkü gündeme ait müzakerelere iştirak ederdi.. hiç gülmeyen ağırbaşlı bir şahsiyet olarak, sadece fikrini söylemek için ağzını açan bir tabiatın sahibi idi.. daha çok dinlemeyi severdi.. o sıralarda iş bankası idare heyetinde de görevli idi.. üyelerden birisi bankadaki bir memurun nakli hakkında fikrini sormuştu.. “prosedür ne ise onu takib etsin” tavsiyesinde bulunmuştu. prensip sahibi ciddi bir adamdı…

sevgili okuyucularım; kalbinde şiir sevgisi, ruhunda san'at ve düşünme heyecanı taşıyan insanları, hele bu faaliyetlerin zirvelerinde dolaşıyorlarsa, başımızın tacı yapmak zevkli bir vazife olsa gerektir…
#tevfik fikret
#ahmed muhib dıranas
#ahmed hamdi tanpınar
9 yıl önce
ahmet muhib dıranas
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset