|
necip fazıl’ın piyesleri

varsa da necip fazıl, yoksa da necip fazıl.. üstadın şairliğini, yazarlığını, hitabetini, hazırcevaplığını yerlere göklere koyamayız..

iyi güzel de necip beyin eserlerinin fikrî ve edebî değeri nedir, her şeyden evvel 60-70 seviyesine ulaşan kitaplarının isimleri ve işledikleri mevzular nelerdir, bunların gündemde var olması, bilinir kılınması iktiza etmez mi?

gerçekten de son senelerde üstada duyulan saygı ve sevgiyi belirten sözler, anma törenleri, ödül verme toplantıları daima ilgi ve takdir toplamıştır.. bu ilgi ve takdir tezahürleri o kadar yoğun ve o kadar zengin ve samimi raddelere ulaşmıştır ki; eserlerinin isimleri ve ihtiva ettiği fikirler ve duygular, hep arka planda hep meçhulat içinde gizli kalmıştır.. medyada, televizyon kanallarında, gazete sayfalarında eserlerine ait tahlil ve yorumlar, icabeden kalite ve kantite değerlerini yakalayamamıştır..

onun şiirleri gibi, onun mücerred vasıflı nesirleri gibi anlaşılması zor edebi ve fikri mahsulleri, bir yerde hem aydın tabakası hem de halk tabakası tarafından çok sevilmiş takdir ve hayranlık toplamıştır.. fakat bu mahsulleri ele alıp da yorumlamak her birinin anlamını ve mesajını sağlam ve isabetli bir liyakatle ifade edebilmek her kalem sahibinin kârı değildir.. işte bu sebeble olsa gerektir... necip fazıl sevgisi ‘aliyyülâlâ’dır, yükseklerdedir, ama eserlerinin mesajlarını anlatacak, tefsirlerini yapacak kalemler ortalarda görülmemektedir.

*

aziz okuyucularım;

necip beyle uzun seneler fikir arkadaşlığı yapmış, onun düşünce ve hissiyatını tanınmış bir kalem sahibi olarak kitaplarının yorumuna sahip çıkmanın, tekrar tekrar tanıtılmasını sağlamanın boynumuza borç olduğuna inanmaktayım..

işte bu sebeple bugün, üstadın tiyatroya dair eserlerinin isimlerini ve işlediği konuları dile getirmek niyetindeyim..

*

bir adam yaratmak
(3 perde)

istanbul şehir tiyatrolarında ünlü rejisör muhsin ertuğrul tarafından sahneye konulan bu eser bir ruh çilesinin, felsefi düşünce fırtınalarının dökümünü canlandıran bir tiyatronun ürünüdür.. (tiyatroda oynandığı yıl:1937-1938 sezonudur), (1977’de sinemaya da aktarılmıştır..)

yûnus emre
(3 perde 9 tablo)

mezarlığı bulunmayan bir köy bulmak maksadıyla yola çıkan, fakat sonunda ölümsüzlüğe giden yolun, insanın kendi içinden geçtiğini öğrenen, tarihimizin en büyük dervişi yûnus’a ait bu eserin, 1969 yılı 25-26 temmuz cuma gecesi tamamlandığına dair kayıt var..

para
(5 perde)

bir banka sahibinin (patronunun) paranın insandan insana, bankadan bankaya, bankadan insana geçişi esnasında her birinin ruhunda uyandırdığı öfke, sıkıntı, sevinç, memnuniyet gibi duyguların ve düşüncelerin tezahürlerini canlandıran bir eserdir.. 1941-42 sezonunda istanbul şehir tiyatrolarında oynanmıştır..

tohum
(3 perde)

necip fazıl bey, bu kitabın nasıl yazıldığını anlatırken şöyle diyor: “muhsin ertuğrul bir yemekte ‘niçin bir piyes yazmıyorsun?’ diyerek, benim içimde yaşattığım bir hasretime dokunmuştu.. o anda yazacağım bir piyesi, şehir tiyatrosuna teslim etmek için, yani tiyatro sezonuna yetiştirmek için sadece 20 gün mevcut bulunuyordu.. kararımı verdim.. ve yedi gün içinde ‘tohum’u bitirdim..”

eserin bitirildiği tarih 1935’ti.. tabiatıyle tiyatroda oynandığı tarih de 1935’tir..

tohum’daki olaylar maraş’ta cereyan eder.. ele alınan mesaj, vatanın sadece bir toprak parçasından ibaret olmadığı gerçeğidir.. vatan müdafaasının gizlediği bir aksiyon, aksiyonun gizlediği bir fikir ve fikrin gizlediği mahrem bir benlik olmak gerekir.. tohum, milli mücadeleyi, anadolu halkının özbenliğinden mevcut ruhun bir fışkırışı olarak değerlendirilir.. necip fazıl bey de biliyorsunuz maraş kökenlidir.. bir toprağın kendinden çıkan insanlara verdiği maya ve su, izini ve yürüyüşünü zaman içinde kaybetmemektedir..

#necip fazıl kısakürek
6 yıl önce
necip fazıl’ın piyesleri
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak
Târihin doğru yerinde durmak