|
yazarın doğuşu, gücü ve vazifesi

yazar; insanlara, ezeli ve ebedi âleme; iyilere, kötülere, tembellere, çalışkanlara; bürokratlara, hükümetlere, devletlere; masumlara, suçlulara, çocuklara, büyüklere; söyleyecek sözü olan adamdır..



kalbinden aklından, vicdanından dökülen sözleri en keskin cümlelerle yazan adamdır...



yazar; doğruyu, ilimlerin, san'atların, felsefenin özlerinden, özetlerinden aldığı yetki ile sözünü en isabetli şekilde beyan eden kişidir... yazarın, uzmanı olarak yazı yazdığı sahadaki mâlumatı mükemmel ve eksiksizdir..



usta yazar olmanın şartı budur..



bir başka önemli şartı da: halkın, aşçının, garsonun, kahvecinin, demircinin, çiftçinin, köylünün, işçinin dilini iyi bilmektir...



*



ilimlere, san'atlara, metafizik ve felsefe konularına ait sayısız meseleler hakkında yazı veya kitap yazabilirsiniz..



gerek kendi yaşantınızda, gerekse; tipi, karakteri belli diğer insanların hayatında belli zaman dilimlerinde vukûa gelen çok çeşitli duygular, acılar, elemler, heyecanlar, sevinç ve neş'e tezahürlerini ve bunları doğuran hadiseleri, veya sebepleri san'at kaygısıyle canlandırabilirsiniz...



ele aldığınız mevzuu hakikatlere uygun bir tarzda, veciz ve mükemmel bir dille eğer anlatabilmişseniz, hem halktan, hem entelektüel tabakadan takdirler, tebrikler görmeniz mukadder ve muhakkaktır.. methedilirsiniz.. mükâfatlara, sevgilere, dostluklara nail olursunuz..



iyi ama, hedef doğru ve güzel yazmaya yöneldiğine göre; bu hedefe varmak üzere iyi yazı yazacak kadar muktedir olmak için gösterilecek gayretlerin mahiyeti; hangi çalışmalardan ve ne gibi egzersizlerden ibaret olacaktır..?



hedef; yazma ustalığı kazanmak ise, evvelemirde dilimizde mevcut bütün kelime ve tabirleri öğrenmeğe ve onları rahatça kullanmaya mecburuz..



ikinci mecburiyetimiz de; dilimizde mevcut olan bütün cümle tiplerini ve kalıplarını kullanabilir hale gelmektir..



aşağı yukarı, kelimeleri, tabirleri ve cümle tiplerini öğrenmek, kavramak; aynı anda cereyan edecektir.. insanın; doğumundan itibaren ana-baba ve aileden; tahsil hayatından; vazife gördüğü kurumlardan; sık sık içinde bulunduğu gurup ve topluluklardan kazandığı dil malzemesi; onun konuşma ve yazmaktaki ustalığının derecesini tâyin edecektir..



kazandığı dil malzemesinin vücud bulmasında mesleğinin veya merakının sevkiyle okuduğu kitaplar, dergiler; katıldığı seminerler, açık oturumlar; yazdığı kitaplar; yaptığı araştırmalar da rol oynayacaktır..



mesleki veya meslek dışı bilgileri, maharetleri öğretme faaliyetinde bulunuyorsa bu faaliyet de dil malzemesinin oluşmasında etkili olacaktır.. çünkü (insanoğlu en güçlü öğrenmeyi; öğretirken, yazı ve kitap yazarken kazanır..) öğretirken ve kitap yazarken kitaba girecek esasa ve detaylara ait bilgileri öğrenmek ve tamamlamak zorundadır.. kitabın muhteviyâtındaki bilgiler; terimler, tâbirler ve kelimeler yazarı tarafından eksiksiz olarak hazırlanmış, hazmedilmiş ve tamamlanmış olacaktır..



şimdi de kelime ve cümle tiplerine ait dil hazinesinin geliştirilmesini ve kuvvetlendirilmesini sağlayacak iki egzersizi değerli okuyucularıma izah etmek isterim: birisi, cumhuriyet devrinde yetişmiş güçlü ve şöhretli yazarlarımızın en seçkinleri olan

peyami safa, refik halid karay, hüseyin cahid yalçın, ismail hâmi dânişmend, ali fuad başgil, refi' cevad ulunay, reşad nuri güntekin, mehmed kaplan, burhan felek, falih rıfkı atay, mümtaz turhan, eşref edib, erol güngör, ahmet hikmet müftüoğlu, ömer faruk akün, ziya gökalp, yahya kemal, safiye erol, samiha ayverdi, nezihe araz, nizamettin nazif tepedelenlioğlu, yusuf ziya ortaç, ibnül emin mahmud kemal inal

gibi kalemlerin eserlerini sık sık okumaktır.. hattâ bu muharrirlere ait bir iki kitabı hergün iki sayfa yüksek sesle okumak suretiyle iki ay içinde gelişmiş ve değişmiş bir türkçeye kavuşabilirsiniz..



ikinci egzersiz de ayni prensibe dayanmaktadır.. bu yazarlara ait bir kitabdan her gün bir sayfa istinsah etmek (kopya çekmek) suretiyle o kitabı bitirinceye kadar bu işe devam edeceksiniz..



bu iki temrini birlikte götürmek suretiyle daha sür'atli netice alacağımıza şüphe yoktur..



sevgili okuyucum; bilmek lâzımdır ki, yazarlık; yüzde elliden fazla, sülâleden miras yoluyle gelen bir kaabiliyet ve mahârettir.. fakat; azim, gayret ve müntazam çalışma ile de elde edilmesi mümkün olan, bir ustalık bir uzmanlık sayılabilir.. azim ve irade, ırsi özelliklere parça parça ilâveler yapabilir.. heves, sevgi, hırs, didinme, ısrar ve sabır, kuvvetlerinin yapamayacağı şey yoktur aziz okuyucularım...


#Yazarlık
#Peyami Safa
#Refik Halid Karay
8 yıl önce
yazarın doğuşu, gücü ve vazifesi
Hata yap ama yanlış yapma!
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?