Yeni bir programa başladım. Kanal A''da…Her sabah 10.50''den 12.30''a kadar ''Hayatın İçinden'' sohbetlerle, yaşadığımız yöreyi tanıtmakla meşgulüm.

Hani Edirne''den Ardahan''a kadar…

Ama önce İstanbul.

Her gün çeşitli dostlarım oluyor sohbete katılan. Herkes dağarcığındakileri döküyor tatlı tatlı… Geçende Yapı Endüstri Merkezi kurucularından Mimar Doğan Hasol konuğumdu. Hasol ''Azman'' şehir koymuş İstanbul''un adını. Çok doğru ve çok tuttum. Azman iriden öte, dokunulmaz bir büyüklük. Babayiğit bir azamet. Yunanistan''ın toplam nüfusunun 11.5 milyon olduğunu düşünürseniz resmi rakamlarla 13.5 bana sorarsanız 17 milyona dayanmış İstanbul bir ülkeden çok daha büyük, gerçekten Azman bir şehir.

Türkiye nüfusunun %18''i İstanbul''da yaşıyor.

Türkiye 814.578 kilometre kare.

Türkiye GSMH bakımından da dünya ekonomisinde hatırı sayılır bir yerde, 16. sırada.

Bunlar ilginç rakamlar.

Bir başka araştırma daha var. İstanbul''da lastik tekerlekli arabalarda her gün seyahat eden kişi sayısı; 1.5

Komik! Herkes bireysel takılıyor İstanbul''da. Harcanan yakıt da cabası.

Trafik için öneri; toplu taşımacılık. Özel otolar çıban başı. Trafiğin kara lekesi.

Metrobüs ilk alkışı alan toplu taşıma grubu, sonra Metro. Sonra denizyolu…

Şimdi bir de Marmaray var. Bittiği gün, İstanbullu raylı düzenle şehrin altından bir baştan bir başa seyahat edebilecek. Marmaray, İstanbul''un iki yakasındaki raylı sistemleri birbirine bağlayacak. Avrupa yakasında Kazlıçeşme''den yer altına girilecek, Yenikapı ve Sirkeci istasyonlarından sonra Boğaz sularının altına inilecek, Anadolu yakasında Üsküdar ve Söğütlüçeşme''den çıkılacak. Muhteşem bir ulaşım. O zaman Haydarpaşa Garı da kendiliğinden işlevini kaybediyor ama gündemde kalmaya devam ediyor. Haydarpaşa Garı aslına uygun hayatiyetini sürdürmeli. O bir tarih! Korunması gerek.

Beşiktaş''ın İnönü Stadı için de yapılamaz deniyor. Asla yıkılamaz. Az bir değişimle hayatını sürdürür deniyor. Aslında İnönü Stadı''nın yeri Dolmabahçe Sarayı''nın uzantısı. Orası Osmanlı ulaşımında atların ahırı imiş. Sonradan stada dönüştürülmüş. Başka bir değişime uğrayamaz deniyor.

İstanbul''u, dikine büyüten şehirleşmeye karşı olan Mimar Doğan Hasol plansız bir büyümenin İstanbul''un siluetini bozduğunu söylüyor. Ancak bunun her devirde böyle sürdüğünü ve Cumhuriyet''ten bu yana her geçen gün İstanbul siluetinin güzelliğini kaybettiğine üzüldüğünü ifade ediyor.

Dayanamadım sordum;

New York, Manhattan…

Denizden çekilmiş fotoğraflar ve göğe dayanmış gökdelenleri bilmeyen var mı?

Cevap net; orası Amerika, tarihi ne ki? Orada bozulacak siluet yok ki!

İstanbul öyle mi ya…

Topkapı Sarayı, Süleymaniye, Boğaz''ın manzarası gizlenesi güzellikler değil.

Kentsel Dönüşüm projesini de konuşurken şu sonuca varıldı; dönüşüm şart, ama ne uğruna, ne pahasına? Bir kentin neye dönüşeceği de önemli. Zamanın ünlü Mimarı Prost''u Atatürk 1936''da İstanbul''a getirtmiş ve İstanbul''un kentsel dönüşümünü ondan sormuş. Cevap ilginç; deniz seviyesinden 40 metre yükseklik ölçü alınacak ve sadece dört katlı binalar yapılacak. İstanbul silueti anacak bu irtifa ile korunabilir.

Efendim?...

''Reklamlarda İstanbul'' kitabının yazarı İstanbul Üniversitesi Basın ve Kurumsal Kimlikten Sorumlu Rektör Danışmanı Doç. Dr Ergün Yolcu da şöyle diyor; İstanbul''da yaşayan herkes şehrin sorumluluğunu üstlenmelidir. Üniversitemiz Beyazıt meydanının düzenlenmesi için girişimlerde bulunuyor. Öğrencilerimize sağlıklı ve huzurlu ortamlar yaratmak amacımızdır. Avcılar''daki ünitemize ulaşımın kolaylaşması için arazimizin bir bölümünü Metrobüs durağı için devlete verdik öğrenci sayımız %10 arttı. İTÜ de Maslak ünitesinde aynı sorumluluğu üstlenmiş. Şimdi öğrenciler ulaşım sorunu yaşamıyorlar.

Biz de her konuya değinip her demli çaydan bir yudum alaraktan İstanbul''u ve ülkeyi konuşmaya devam edeceğiz. Kanal A''da. Her sabah 10.50''den itibaren…