|
Yoğun bakımdan karakola...

Futbol dünyamız yokuş aşağı hızla giderken son virajda aks kesti araba devrildi!

Feryatlar ayyuka çıktı.

Nezaket, saygı rafa kalktı, birbirine hakaret tavan yaptı.

Etik değerler kayıp!

Bundan sonrası yoğun bakımda geçer...

Karakolda biter!

UEFA pusuda

Her gün, gazeteciliğe yakışmayan bir başka istihbaratla UEFA hakkında yorumlar yapılıyor. Hiç biri haber niteliğinde değil;

UEFA;

Karışmayacakmış.

İş bağlanmış. Puan silinecekmiş.

Gidip görüşülmüş,

Gelmişler... Konuyla ilgili Başbakan bile Platini''yle görüşmüş.

Ulusal yaptırım söz konusu değilmiş.

UEFA ile anlaşılmış!

Alayı külliyen yalan!

UEFA hiçbir ülkeyle masaya oturup bu konuda anlaşmaz!

UEFA''nın olmazsa olmaz iki kriterleri bellidir.

1-Şikeye sıfır tolerans.

2-Siyaset futbola girmeyecek!

Tabiatımıza sinmiş bir kurnazlıkla biz de zannediyoruz ki şikeyi masa altından hallederiz..

Olmaz! Halledemeyiz.

UEFA pusuda,

Türkiye''den haberler de dünya manşetlerinde.

UEFA''nın gerekçesi açık;

Özel TFF yasalarını işletin, cezaları verin,

İkna olmazsam sonucuna katlanırsınız.

Kelle giyotinde.

Bunları da 3 temmuzdan beri yazıyorum.

FB polemik üretim merkezi

3 Temmuz''da adı doğrudan şike olaylarına karışan Fenerbahçe ne yazık ki bazı muhterislerin narına yandı! Karar uzayınca da işi polemiğe döktü.

Fenerbahçe haklı haksız tartışmam. Büyük camiaya bu yapılanları da reva görmem!

Koskoca takımı bütün sene manevi baskı altında tutmak, suçluluk psikolojisiyle yaşatmak TFF''ye yakışmaz.

Başkanı Aziz Yıldırım''ı bunca ay içerde tutmak da vicdanlara ters bir süreç.

Bunlar toplumda negatif düşünceler oluşturuyor.

Ancak;

Fenerbahçe''nin siyasi iradeyi zorlamak açısından 25 milyon taraftarın kullanması da hoş değil. Başkan Aziz Yıldırım her vesile ile ''ne yaptımsa Fenerbahçe için yaptım ve asla suçlu değilim'' diyerek cezaevinden meydan okuması da tuhaf!.

Fenerbahçe yönetimi, başsız kalmasına rağmen cezaevinden yönetildi. Ön saflardaki birkaç yönetici bayrağı taşırken haklılıklarını ispat için kantarın topuzunu kaçırdılar. Hem suçlu hem güçlü edasını topluma verdiler. Oysa Fenerbahçe büyük bir camia idi. Ancak şunu unuttular; çınar da mevsimi gelir yapraklarını döker! Mühim olan kökünün zarar görmemesidir. Fenerbahçe camiası da bunu başaramadı; duayenleri suskun kaldı.

''Ben asırlık çınarım; yoluma başka bir başkanla devam ederim'' diyemedi.

Diyebilse Aziz Başkan da rahatlardı.

Sevgi ve para çemberi Fenerbahçe''yi aşkla sardı.

Fenerbahçeliyi asla kınamıyorum, çünkü onlar suçlanan taraf. Doğaldır ki haklılıklarını iddia edecekler. Kendilerini savunacaklar.

Şikenin düne kadar kol gezdiği bir ülkede ilk feda edilen olmak istemeyecekler. Bu konuda yerden göğe kadar haklılar.

Tavırlarında yanlışlar.

Fırsatını bulduklarındamı her yöne ateş açtılar. Hata ettiler.

CAS''a dava açtılar etrafa meydan okudular. Namus meselesi yaptıkları davayı CAS''tan geri çektiler.

Bazı futbolcuları gereksiz yere durmadan konuştu.

Aykut Kocaman hiç susmadı!

Dünyada bunun örneği yok. Messi''nin, Ronaldo''nun hukuka intikal etmiş bir konu hakkında başkanları için hafta sekiz gün dokuz konuşacaklarını hiç sanmıyorum.

Mourinho''nun da başkanını bu kadar sahipleneceğini sanmıyorum.

Fenerbahçe, adaletin tecelli etmesini isteyen Galatasaray''a da çok yüklendi.

Medya da buna çanak tuttu,

Toplumu gerdiler.

Haftaya Fenerbahçe- Galatasaray maçı var.

Allah encamımızı hayreyleye...

Play-Off''ta Galatasaray olmamalıydı!

Fenerbahçe yönetiminden Nihat Özdemir;

''Fenerbahçe Süper Finalde olmamalı diyen Galatasaray Başkanını her vesileyle her seferinde ikaz ettik. Süper Final''de bizimle oynayacaksınız dedik. Oynuyoruz işte. Şampiyon da olacağız!'' diyor. Ayıbın daniskası!

CAS''la ilgili yapılan basın toplantısında bu beyanatlara ne gerek var Sayın Özdemir?

Oysa sizin söylemlerinizin aksine;

Süper Final''de Galatasaray olmamalıydı.

Galatasaray suçsuz ve Fenerbahçe''ye 9 puan fark atmış lig lideri. Neden anlamak istemiyorsunuz da Galatasaray başkanına dil uzatıyorsunuz?

Süper Lig''in şampiyonu Galatasaray''dır denmeli ve tescil edilmeliydi.

Süper Final de; Fenerbahçe, Trabzonspor, Beşiktaş, Bursaspor arasında oynanmalıydı.

UEFA''nın çekincesi

Türkiye için UEFA''nın tek çekincesi olabilir. Bu da bir hafifletici sebep sayılabilir.

Türkiye ithalatçı bir ülke. Takımlarımıza yılda yüzlerce yabancı futbolcu gelmekte, Türkiye yabancılar için büyük paralar ödeyen bir pazar.

UEFA bu pazarı futbola kapatmak istemez!

Bu çok önemli bir saptamadır ama;

UEFA da milyon euroların döndüğü saygın kurumuna şaibe sokmaz!

Çünkü;

Sponsorlar şikeye adı karışmış ülkelerin olduğu bir organizasyona para vermez!

Derhal çekilirler.

UEFA da bunu göze alamaz!

Ön tekerlek!

Galatasaray Teknik Direktörü PFDK''ya sevk edilmiş. Hem de tedbirli olarak!

Suçu nedir anlamak zor.

Basın toplantılarındaki beyanları mı?

Kapalı kapılar ardındaki küfürlü-darplı hezeyanı mı?

Medya bunu net olarak veremiyor.

Korku başa bela...

Malım; Terim tv önünde melek, kapalı kapılar ardında bifelek!

Melo da öyle değil mi?

Kitle kapıyı marizle arkadaşını!

Eeee...

Ön tekerlek nereye giderse arka tekerlek de oraya gider!

Galatasaray da ...

Fiske!

Üç maçta teşebbüs!

Verin madalyayı bunlar müteşebbis!

12 yıl önce
Yoğun bakımdan karakola...
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti
Bir bu eksikti...
IBAN veren esnafın katli vacip mi?