|
AK Parti neden koalisyon yapmamalı?
Dün Davutoğlu'nun MHP lideri Devlet Bahçeli ile görüşmesinden, MHP'nin koalisyon hesaplarına dahil edilmemesi gerektiği sonucu çıktı. Bahçeli, koalisyon ortağı olmak istemediklerini; halkın kendilerine muhalefet görevi verdiğini söyleyerek hükümette yer almayacaklarını vurguladı.

Bu tavrın gayet anlaşılır sebepleri var. Zira, MHP lideri Bahçeli'nin geçmişteki koalisyon tecrübesinin oldukça öğretici sonuçları olmuştu. 1999 yılında seçimden ikinci parti olarak çıkan MHP, DSP ve ANAP'la bir koalisyon hükümetinde yer almayı kabul etmiş ama 2002 yılındaki 3 Kasım seçimlerine kadar süren bu hükümet döneminde, Türkiye tarihinin en büyük ekonomik krizini yaşamıştı.

Keza, bir önceki hükümet döneminde Türkiye'ye getirilmiş olan Abdullah Öcalan'ın asılması meselesi de yine Bahçeli'nin de içinde bulunduğu 57. hükümet döneminde tartışılmış, Bahçeli koalisyon ortakları olan Bülent Ecevit ve Mesut Yılmaz'la saatler süren pazarlıklar yapmış olmasına rağmen Öcalan'ın idamına yönelik kararı aldırmaya muktedir olamamıştı. Ekonomik kriz kadar, doğrudan sorumlu olmamasına rağmen bu durum da Bahçeli'ye yapışmış ve MHP 2002 seçimlerinde diğer koalisyon ortaklarıyla birlikte sandığa gömülmüş; Meclis'e dahi girememişti.

Bahçeli'nin bir koalisyon hükümetinde yer almak istememesini, geçmiş tecrübelerle de değerlendirmekte fayda var yani. Bayramdan sonraki turlarda da bu görüşünün değişeceğine pek ihtimal vermiyorum.

PARALELLE KOLKOLA GİRMİŞ BİR CHP İLE OLUR MU?

Olası bir AK Parti-CHP koalisyonuna gelince; AK Parti Genel Başkanı Davutoğlu'nun kapılarının bütün partilere açık ve eşit mesafede olduklarını söylemesi ve bir koalisyon için ciddi çaba göstermesi kadar doğal bir tutum yok. Seçmenin ortaya koyduğu tablo karşısında, bütün siyasi partilerin hükümet kurma çabasına samimiyetle katılması, deyim yerindeyse şımarıklıktan kaçınması gerekiyor. Bu çabayı göstermemek, hele de AK Parti gibi bir kitle partisi ve yüzer-gezer oylara talip olma durumunda bulunan bir parti için, sonuçları ağır olabilecek büyük bir lüks anlamına geliyor.

Öte yandan CHP ile koalisyon ihtimali AK Parti'nin tabanını rahatsız eden bir seçenek. Parti programları yer yer benzeşmeler gösteriyor olsa da, CHP'nin ontolojik olarak neredeyse AK Parti'nin “değili” olduğu konusunda şüphe yok. Ne dış politika konusunda benzer tutumlara sahipler, ne de paralelle mücadele hususunda aynı hassasiyete…

Onu bırakın, sokaktan kimi çevirip, CHP'nin paralel yapıyla örtülü bir işbirliği içinde olup olmadığını sorsanız, alacağınız cevap olumlu olacaktır. CHP'nin “barış”a bakışı da ayrı bir muamma. Tabanda böyle bir koalisyon hükümetinin yönetilebilir olduğu konusundaki ciddi endişelere, varoluşsal isteksizlik de eklenince sonuç negatife dönüyor.

HDP: SİYASİ BARAJ AŞILDI, PEKİ YA “ASKERİ BARAJ”?

Peki, barış sürecini başlatan partiye ve o partinin liderine “düşmanlık” üzerinden seçim kampanyası yürüten; Gezi diliyle komiklikler yapa yapa bugüne gelen Demirtaş'ın HDP'siyle bir koalisyon mümkün olur mu? Maalesef bu soruya da verilebilecek olumlu bir cevap yok. Üstelik literatüre “askeri baraj” gibi akıl almaz bir gerekçe katarak “ateşkese son verdiğini” açıklayan Kandil karşısında; “yok yok öyle demek istememişlerdir” tadında açıklamalar yapmaktan öte hiçbir fonksiyonu olmayan bir partiye bağımsız demek mümkün mü? Bağımsız olmayan ve Türkiye Cumhuriyeti'ne sudan sebeplerle savaş açan terör birimine göbekten bağlı bir partiyle ülke yönetmeye kalkmak “ahlaken ve siyaseten” doğru mu?

Sorular çoğaltılabilir, ama görünen o ki AK Parti'nin koalisyon seçenekleri o kadar da çok değil. Elbette Bayram sonrası yapılacak turlardan sonra manzara daha net ortaya çıkacaktır, ancak bugünden görünen manzara koalisyon konusunda iç açıcı değil…

Bakalım neler olacak?
#Davutoğlu
#MHP lideri Devlet Bahçeli
#AK Parti
9 yıl önce
AK Parti neden koalisyon yapmamalı?
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset