|
Denizli hemen özür dilemeli!

Mustafa Denizli, Dr. Stres''te başörtülülere ettiği bayağı hakaretler ve tahammülsüz tutumu ile toplumun her kesiminden ağır eleştiri oklarına hedef oldu. Gazetemize gelen -bir kısmı elli-altmış imzalı- onlarca faks mesajı ve telefonlar, toplumun bu türden "alelâde aktörlere" artık tahammülü kalmadığını bir kez daha gün ışığına çıkardı.

Altında elli iki imza bulunan faks metinlerinden biri aynen şöyle; "17.05 1999 tarihinde yayınlanan Doktor Stres programında Sayın Mustafa Denizli iki başörtülü kızımıza hakaret dolu bir konuşma yapmıştır. Bu konudaki duyarlılığından ötürü Yeni Şafak''ı kutluyor, Mustafa Denizli''yi protesto ediyoruz."

Gelen mesajların büyük çoğunluğu Denizli''nin hemen bir basın toplantısı düzenleyerek özelde programdaki başörtülü bayanlardan, genelde Nene Hatun''un torunları olan Türk milletinden özür dilemesi yönünde... Bizden iletmesi...

Show TV kararlı, yoluna devam ediyor

Medyanın medar-ı iftiharı Show TV, Jean d''Ark havalarında "irtica (!)" ile mücadelesini kararlılıkla sürdürmeye devam ediyor. Bu emelini gerçekleştirmek için ise, tali yollara sapmada, yalan söylemede, suçsuzlara iftira atmakta bir beis görmüyor. Reha Muhtar, 19 Mayıs törenlerini sabote eden meczup ile, Mehmet Ali Ağca''yı aynı kefeye koymaktan çekinmedi. Bu iki olayın hiçbir şekilde bağlantısı olmadığı halde, toplumda ''gerilim'' oluşturmak, dolayısı ile ratingini artırmak için akla gelmedik yakıştırmalarda bulundu. Muhtar bu gidişle basın tarihinde asparagasın mimarı sayılan Baba Tahir''i bile gölgede bırakacak anlaşılan!..

Medyada promosyonlar ve sonrası

STV''de yayınlanan Kapılar ve Köprüler, şiddet ve gerilimden hoşlanmayan, ekranda ''rafine yapımlar'' görmek isteyen izleyiciler için alternatif bir program. Genel hava olarak bir hakikate "ram olmuşluk" ve bunun getirdiği ferahlama duygusunun hakim olduğu program, yumuşak ve düzgün bir sunumla formatını tamamlıyor.

Programın bu haftaki konusu 20. yüzyılın getirdiği modernizm sürecinde toplumda artık bir semptom haline dönüşen "tüketim çılgınlığı"ydı.

Sonunda laf dönüp dolaşıp gazete-televizyon işbirliği ile gerçekleştirilen promosyonlara geldi.

Evet, ne yazık ki, promosyon çılgınlığı devam ediyor. Habere ve insan unsuruna yatırım yapmaları gereken gazeteler, promosyonlara yatırım yapmakla tiraj artırıyor, kansere yakalanan "etik" ise bir köşeye terkedilmiş, vadesinin dolmasını bekliyor!..

25 yıl önce
Denizli hemen özür dilemeli!
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset