Mehmet Altan geçtiğimiz hafta ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Douglas Frantz"ın Türkiye ziyaretinde söyledikleri üzerinden, hükümete yönelik medya ve basın özgürlükleri konusundaki eleştirilerini tekrarlamış. Normal, Altan"dan hükümetin herhangi bir icraatı hakkında olumlu bir değerlendirme yapmasını kimse beklemiyor zaten. Ancak yazının devamında şöyle bir benzetme yapmış ki, enteresan:
"Bir zamanlar demokrat ve reformcu olan bizim siyasal iktidar, özellikle de meşruiyetini 25 Aralık darbesiyle buharlaştıran Başbakan Tayyip Erdoğan da fantastik bir siyaset ikliminde aniden böcekleşerek "siyasal islamcı" bir Kenan Evren"e dönüştü".
"O zamanlar böyle korkunç bir değişimle böcekleşme mevcut değildi" gibi ifadelerin Başbakan"a edilmiş hakaretlerin en hafiflerinden biri olduğu, Başbakan"ın buna karşılık ya suç duyurusunda bulunma ya da dava açma dışında bir "diktatörlük" belirtisi göstermediği bir ülkede, Ergenekon davalarıyla başlayan, basına sansür söylemini sürdürmek kolay.
Ama biz, bu söylemin Ergenekon davası sırasında haksız yere tutuklanan gazetecileri savunmak için kullanılmaya başlanmış ve sonradan her muhalifin diline pelesenk olmuş bir ifade olduğunu, o dönemler bu tutuklamaları yapan paralel yapıyı işaret edenlerin paralel yapı hedefine Erdoğan"ı koyduğu anda, eleştirilerini bir kenara bıraktıklarını biliyoruz.
Dolayısıyla, vaktiyle bilgisayar virüsleriyle kanıt üretip gazeteci tutuklayanları Batı"ya şikayet ederken, aynı yapı benzer derecede çirkin yöntemlerle silahları Erdoğan"a doğrulttuğunda ses çıkarmayan, hatta gizli bir onayla manzarayı izlemeye başlayanların niyeti elbette tartışılır. Ama Mehmet Altan burada bile kalmıyor, bir level atlıyor ve Başbakan"ın "meşruiyetini 25 Aralık darbesiyle buharlaştırdığını" söylüyor ki, zekaya hakaret.
Buna göre, 17 Aralık ve 25 Aralık girişimlerinin hükümete yönelik bir operasyon olduğunu düşünen bütün Türkiye, -AK Parti"ye oy veren milyonlarca seçmen dahil- durumu yanlış anlamış, meğer asıl darbe 25 Aralık"ta başarısız olunca hırsı, gazetecilere bildiri dağıtma noktasına dek kabaran bir savcı ve O"nun emrindeki polis şeflerinin gizlice yapmaya çalıştıkları operasyonun engellenmesiymiş. Mehmet Altan"a göre, hükümet 25 Aralık operasyonunu engellediği için meşruiyetini kaybetmiş. Seçime üç kala, liderin seçmen nezdindeki itibarını yok etmeye ayarlı bir bomba gibi planlandığı çok açık olan bu eylemi yapanlar ve kimden emir aldıkları hiçbir zaman ortaya çıkmayan bu insanların yaptıkları meşruymuş, ama Başbakan"ınki değilmiş.
Aslında yazının argümanlarına bakıldığı anda, herkese kendi sürreel evreninde, hayali kahramanlarıyla birlikte başarılar dileyip uzaklaşmak gerekirdi. Ancak Erdoğan"ı siyasal islamcı bir Kenan Evren"e benzetmek için, gerçeküstücü bir dünyada yaşasanız dahi, biraz olsun insaf gerekir. Bilmeseniz yani, bu ülkenin ihtiyacı olan yeni anayasayı yapabilmek için milletvekili oranını gözetmeyerek her partiden eşit sayıda üyeden oluşan bir komisyon kuranın Erdoğan"ın partisi olmadığını düşünebilirsiniz. Takip etmeseniz, Başkanlık ya da yarı başkanlık sistemlerinin tartışılması sözkonusu olduğu anda "çizdim ama oynamıyorum" diyerek yan çizenlerin diğer partilerdeki üyeler değil de AK Partililer olduğunu zannedebilirsiniz.
Bu ülkede yaşayan herkes pekala biliyor ki, yeni anayasa sırf başkanlık sistemi tartışılmasın diye yaptırılmadı. Anayasayı geçtim; insanların, sırf Erdoğan düşmanlığından, bu ülkeyi bile feda edebilecek derecede gözleri karardı. O topluluktan bir koristin çıkıp, Kenan Evren"in yargılanmasına yol açan düzenlemeleri yapan Erdoğan"ı, Kenan Evrenleşmekle suçlaması da elbette anormal karşılanmayacağı gibi, yanına da kâr kalacaktır, o da sorun değildir.
Ama ille de birilerinin bir böceğe dönüştüğü tespit edilecekse, o tespiti doğru adrese iade etmek farzdır. Bir sabah dönüşmüş olarak uyanan Erdoğan değildir, kıblesi 40 yıldır AB standartları olanların, bir Başbakan"a olan nefretinden dolayı, o Başbakan"a yönelik açık darbe girişimini görmemezlikten gelmesi, onu da bırakın o darbeyi yansıtarak kabahati yine Başbakan"da bulmasıdır. Kanaatimce, asıl dönüşüm "hem AB"ci olup hem seçim dışı yöntemlerle hükümet düşürme operasyonlarını onaylar duruma gelmek"tir. Samsa"nın böceğe dönüşmesiyse mesele, budur.
