|
Gemi güvertesindeki asker
Rusya, uçak krizini giderek derinleştiriyor. Bunun nedeni açık, bir dönemin süper gücü, dünyanın iki kutbundan birisi ve hala çok güçlü, çok büyük bir devlet olan Rusya; kırılan ulusal gururunu tamir etmek istiyor.

Bunun için sesini yükseltiyor, meydan okuyor, tehdit ediyor, hatta efeleniyor.

Bu, hiç de hafife alınmaması gereken, son derece ciddi bir durum. Yükselmiş Rus ateşini düşürme işi de Türk tarafından akıllıca yapılacak serinkanlı politik hamleler gereksiniyor. Bu, siyasetçilerin işi.

Bizim işimizse, siyasetin sosyolojisini okumaya çalışmak; bu yüzden benim baktığım yerden Rusların gösterdiği tepkiler, içerdiği çatışma tehlikesi bir yana, öfkesiyle çocuksu, neredeyse nahif gözüküyor. Bir bakıyorsunuz İstanbul'u bombalamaktan bahsediyorlar, bir bakıyorsunuz PKK'yı desteklemekten. Ajanslara her gün bir başka hamaset dozu yüksek intikam planı düşüyor.

Hele de geçtiğimiz Cuma günü, bir Rus savaş gemisinin İstanbul Boğazı'ndan geçerken güvertesindeki bir askerin omzunda füzeyle ayakta durması, Rusların bugüne dek gösterdiği tepkiler içerisindeki en ilginç olanıydı. Habere göre, Rus savaş gemisi Kunikov'un İstanbul Boğazı'ndan geçişi sırasında gemideki bir asker karadan havaya atılan bir füzeyi Boğaz geçisi boyunca omzunda atış pozisyonunda taşımıştı.

“Savunma pozisyonundayız” ya da “Türkiye'ye güvenmiyoruz” gibi bir mesaj içeren bu hareket soğuk savaş dönemi ya da öncesinde olsa, büyük bir tehdit olarak algılanırdı. Şimdi ise hem tuhaf, hem de -nasıl söylenir- biraz modası geçmiş, biraz da çocuksu gözüküyor.

Neden böyle oluyor?

Bunun birinci sebebi, Rusya'nın iki açıdan da bulunmaması gereken bir yerde olmasıydı. Hem Rusya Moskova'ya binlerce kilometre uzakta olan Suriye topraklarında bulunuyor, hem de Rus uçakları komşu bile olmadıkları Türkiye'nin hava sahasında bulunuyordu. İki yanlışlı bir denklemdi bu.

Rusya, geleneksel teritoryal refleksle, IŞİD'le savaşmak bahanesiyle Suriye topraklarına konuşlanmıştı ama bunun tek nedeninin çıkarlar olduğunu bütün dünya bal gibi biliyordu. Bu, ahlaki bir sorundu. Yanlış bir zeminde bulunuyorsanız, kendinizi doğru düşüncelerle savunma şansınız yoktur.

İkincisi, post-modern dönemlerde gücün tanımı coğrafya ya da askeri güç üzerinden yapılmıyor artık. Zira artık sermaye de, bilgi de yerel sınırlardan kurtulmuş durumda. Sosyologlar artık coğrafyaların değil, mekandışılaşan varlık ya da olguların peşinde koşuyor.

Aynı durum askeri güç için de geçerli, teknoloji bütün devletlerin ulaşabileceği mesafede artık ve çok büyük bir devlet olduğunuzu iddia etseniz bile, “kurallara uygun ve haklı bir şekilde” uçağınızı düşüren bir devlete karşı dünyanın yarısını karşınıza almadan, ya da savaşı göze almadan aynı şekilde mukabele etme hakkınız olmaz.

Eskiden askeri güç, sadece bazı devletlerin uhdesindeydi; aynı askeri güç post modern dünyada giderek yaygınlaştı; yaygınlaştıkça sahiplerini güçsüzleştirdi…

İktidarın tek kaynağı şiddet olmadığı için, askeri güç temalı geçit törenleri, simge ve söylemler çoğunlukla verilecek güç mesajı için yeterli olmuyor. Rusya için, gemi güvertesinde füzeyle ayakta duran asker gibi geleneksel görüntülerden kurtulmak belki de bir başlangıç olabilir.
#Rusya
#İstanbul Boğazı'ndan geçiş
#uçak krizi
#ışid
8 yıl önce
Gemi güvertesindeki asker
Değişkenlerin sâbite katına yükseltilmesi: Epistemik kölelik ve Tarihselcilik sefâleti (2)
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?