|
Güven ve internet

Üniversite öğrencilerinin medya araçları içinde en çok internete güvendiği ortaya çıkmış. Selçuk Üniversitesi bünyesinde yapılan araştırmaya göre, öğrencilerin yüzde 28'i en çok internete, yüzde 14.3'ü yüzyüze iletişime, yüzde 13'ü TV'ye ve yüzde 12.8'i de gazeteye güvendiğini söylemiş.

Genç insanların internet başında geçirdiği saatlerin giderek artmasına, dile yerleşen internet teknolojisi terimlerinin günbegün bollaştığına bakılırsa bu rakamların geneli temsil ettiği pekala söylenebilir.

Evet, tek bir parmak şıklatmasıyla dünyayı önümüze getiren internetin, gençlikle, eskinin ipine yapışmadığı için yeniye duyduğu merak henüz törpülenmemiş, gençlik haliyle ilgisi olduğu muhakkak.

Ama, varoluşuyla tanımlı yüzlerce tehlikenin, enformasyon bolluğundan mütevellit dezenformasyon kaynağı oluşunun, sunduğu bilginin teyid zorluğunun, saklayıcılığının, sanallığının bile bertaraf edemediği, hem de yüzyüze iletişimin önüne geçecek decerede baskınlıkla gençlerin içine kök salan bu güven duygusu nereden geliyor?

Her ne kadar tersi iddia edilse de, güven de aklı değil kalbi bağlayan, bedende hem ansızın yerleştiği, hem ceketini alıp çıktığı mıntıka, yürek olan bir duygudur.

Bu nedenle, dünyayla ilişkisinin mekanikliğiyle, yüzyüze olamayan herşeyin sanalıyla tanımlı internet, eğer gençlerde gerçek bir güven varedebiliyorsa, bunun nedeni öteden bu yana ithal teknolojilere karşı geliştirdiğimiz ya medli, ya cezirli ruh halinin cezbeli tarafına tekabül ediyor oluşudur herhalde.

Çünkü, genellikle demode olmakla itham edilen geçkinlerin, "Hayatı kaçırma nedeni" olarak gördüğü internet, gençlerce okul çıkışı koşulan "sosyalleşme platformu" anlamına da geliyor. Jenerasyon genellemesi bazen kırılabilir ama tavır değişmez anlayacağınız: Ya nefretle dolacaksın ya da aşkla...

Türkiye'de internete, ya bütün dünyayı içine alan bu hız ağına düşmemek inadıyla ideolojik bir direnç geliştirilir ya da bütün hayatın klavye tuşlarına, fare devinimlerine endeks edilerek ekran karşısında yaşanması şeklinde vecd edilir... Teknolojiyle ilişkimiz böyle.

Cep telefonu örneği de çok uzak değil mesela.

O moda tabirle Mobil Phone'un çıktığı ülkelerdeki kullanım adabıyla, -hele ilk çıktığı zamanlarda- sokak ortasında gerine gerine konuşulduğu, minicik telefonların ellerden bir an düşmediği bir ülke olarak, Türkiye'deki duygusal düzeyin, kültürün aynı olduğunu iddia edemeyiz herhalde.

Bu tavır karşısında ise, teknolojinin nimetlerine burun kıvırarak, kahramanca, neredeyse ideolojik bir kararlılıkla telefon kullanmaya direnenlerin de barışmama inadı vardır mesela.

Hızın arttıkça özgürlüğün azalacağını söyleyen Virilio kadar pesimist bakılmayabilir yine de bilginin süratli dağıtıcılarına.

Ancak teknolojinin bu en geniş olanaklarının insan üzerinde bir iktidar, afazi noktalara karşı ise körlük oluşturmasını engellemek de insanoğlunun görevleri arasında.

İnternetin küresellik sınırının, teknolojisinin erişebildiği noktalarla çizildiğini, bunun dışında kalanların görünmedikleri için yok-yerler, bilinmedikleri için yok-insanlar, anlatılmadığı için yok-olaylar haline geldiğini anlamakla başlanabilir işe... Hızın baş döndürücü kudretine güven duymakla gelişen bağımlılık ve aşkın, insanı hayatta değil, hayalde tutacağının farkedilmesiyle bir de...

Bilimkurgunun dahi filozofu, Tarkovsky Solaris'i'nin edebi sahibi Stanislav Lem, ölmeden birkaç yıl önce verdiği bir röportajda, dünyanın deviri giderek artan süratinden endişe ederek, internetin her yeni teknoloji gibi kötülüğe ve aptallığa da davetiye çıkardığından bahsediyordu. İnsanlık tarihinin jeolojik saatle tek bir saniyeye denk geldiğini söyleyen Lem'in verdiği örneğe göre, elli katlı bir binadan düşerken otuzunca kata gelmiş gibiyiz ve o katın penceresinde durarak bize nasılsın diye soran birine, "şimdilik hiçbir sorun yok" diye cevap veriyoruz. Hız içindeyiz ama, hızı farketmiyoruz.

Evet, herkesi hızının içine düşüren küreselleşmenin, en önemli enstrümanlarından olan internetten kaçış yok. Ama düşerken düşüşü farketmek, en azından komik düşmemek için gerekli sanırım.
18 yıl önce
Güven ve internet
Kara dinlilerle milletin savaşı
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak