|
Latife Hanım, Emine Hanım Gericiliğin başörtüsü...

Kaçıranlar olmuştur: İpek Çalışlar'ın Latife Hanım kitabı, The İndependent'daki o garip karşılaştırmaya ilham vermeden önce, İngiliz ekonomi dergisi The Ekonomist'e "Örnek Türk Kadını" başlığı altında "Atatürk'ün kalbini çalan başı açık ve modern kadın" cümleleriyle konu edilmişti.

Bu ilginin peşi, Britanya'nın günlük gazetesi The Independent'da Atatürk'ün eşi Latife Hanım ve Başbakan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ı kıyaslayan haberle geldi. Latife Hanım'ın kadınlara peçelerini çıkarmaları yolunda çağrı yaptığından bahseden haber, daha o dönemde mücadele edilen başörtüsünün şu an hâlâ gündemde olduğuna değiniyor, Bayan Erdoğan'ın başörtüsünü gururla taşıdığına esefle işaret ederken, İngilizlerin muradını da açık ediyordu.

O bildik şarkının nakaratını şimdi de 'cover'lanmış ingilizce versiyonuyla dinliyorduk yani: Türkiye ilerlemiyor, başörtüsü yüzünden geri gidiyor. Bu şarkıyı, Afganistan'daki askerlerinin yoksunluklarına vahlanan (3 Temmuz-The Times, The Independent, BBC) Anglosaksonlardan duymak, Batı'dan daha oryantalist, Avrupa'dan ödünç kavram ve mitlerle kendi toplumunun değerlerini, inanç pratiklerini sorgulayan-cezalandıran elit-laik-karar verici mekanizmalar ve onlarla elele veren büyük basından duymaktan daha fazla üzüntü verici olmadığı gibi, daha şaşırtıcı da değildi.

Independent'ın "Yirmibirinci Yüzyılda Türkiye: Bayan Atatürk'ün Mirası" başlıklı haberinde, Latife Hanım'ın başı açık olarak sokağa hiç çıkmadığı bilgisinin atlanmış olduğuna, yüzü örtmenin farz olmadığından hareketle, Emine Hanım'ın da -belki- peçe takmak istemeyeceği gibi bir ihtimal olabileceğinin es geçilmiş olmasına, bu tür karşılaştırmaların durum-insan ve toplum davranışlarını değerlendirirken zaman-mekan faktörlerine dikkat edilmeden yapılması durumunda algı yanılmasına sebebiyet verebilecek eksiklikler barındırabileceğine dair pekçok 'sorun' olduğu savı ortaya atılabilir...

Sadece iki buçuk yıllık bir evlilikten sonra, topyekün devlet ricali eliyle kesilmiş müebbet suskunluk cezasını gıkını çıkarmadan çekmiş bir eski first lady'den kırpıp kırpıp dindar, laik, örtülü, örtüsüz Türk kadını çıkararak, tarihi bir şahsiyeti, paketlenmiş bir imaja dönüştürmenin o suskunluğa saygısızlık anlamına gelebileceğinden de bahsedilebilir.

Ancak asıl bahsedilmesi gereken, Tanzimat'tan bu yana bu ilericilik-gericilik meselesini bir türlü kavrayamayışımızın, İngilizlerin haberinde söylendiği şekliyle "bir bez parçası"nı, nihai başarı ya da başarısızlık sebebi olarak görmeye, bütün Batı hülyalarımızın katili olarak yargılamaya götürecek denli simgeleştirerek eksiltmemize, anlamından soyutlamamıza sebebiyet verdiğidir.

Habere gelince; genelde geri kalmış sayılan İslam toplumlarında ve özelde sömürge ülkelerde, kadın hakları ile ilgili tartışma ve uygulamaların temel belirleyicisi Doğu ve Batı arasındaki ilişkilerdir. Bunlar Avrupalılar tarafından desteklenen görüşler olursa ne âlâ, ama değilse, sözkonusu ülke ekseninde Doğu'nun geri kalmışlığının üsttenci analizlerine kadar giden bir düz bir yola girmesine neden olur ki, Independent örneğinde görülen de tam olarak budur.

Başörtüsü, kadının toplumsal statüsünü düşürdüğü önkabulünden hareketle, tartışmalarda odak noktasına konulmakta eskiden bu yana İslam ülkeleri sözkonusu olduğunda.

Çok yakın Afganistan örneğindeki gibi...

Burkaları atılan, peçeleri çıkarılan, güzel yüzlerini dünya ajanslarına servis eden, kadınsı isteklerle muhabirlere röportaj verme karşılığında bir kutu parfüm talep ettiklerini, dolayısıyla ilericilik-uygarlık yolunda yürüdüklerini öğrendiğimiz için içimiz rahatlayan Afgan kadınların, önceki yaşam şartlarıyla şimdiki arasında ne gibi farklar olduğunu anlatsa bize bir Independent muhabiri nasıl olur acaba? Hem gitmişken, orada medeniyetin nimetlerinden, dünyevi zevklerden, cricket'tan, beş çayı âlemlerinden yoksun kalan İngiliz askerlerinin de portre haberlerini yapar bir taşla iki kuş niyetine...

Türkiye'nin geri kalmışlığını, kadının başındaki örtü üzerinden toplumdaki statülerine bağlamak fikrini, eline su dökülmez bir kolonyalist ülke ve O'nun hayranlıktan fahri temsilciliğe/sözcülüğe terfi etmiş yandaşlarının dillendirmesi, size de bu olayda art bir niyet olduğu hissini düşürmüyor mu?
18 yıl önce
Latife Hanım, Emine Hanım Gericiliğin başörtüsü...
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi