|
Memleketin bütün “kuzular”ı, birleşin!

Başörtüsü yasağının sebeplerini açıklamaya çalışan metni okudum. Gerekçe başlıklı bir metnin, hem de Anayasa Mahkemesi tarafından kamuoyunun dikkatine sunulmuşsa, en azından epistemolojik bir yaklaşımı ve akıl-izan bağıntılı bir söylemi, ciddiye alınabilir bir dili olması beklenir, değil mi?

Ama öyle değildi; 18 Word sayfası tutan metin, ''hukuki gerekçeler''den çok, bir vehimler manzumesiydi. Belli ki, üyeler arasında “biz hukukçu değil miyiz, hezeyanlarımız nedeniyle insanların haklarını kısıtlamayalım, ihtimaller nedeniyle yasak koymayalım, bu ihtimaller gerçekleştiğinde hukuk ve kanunun gereklerini yerine getiririz” diyecek bir babayiğit de çıkmamıştı. Çıkmışsa bile ki derhal derdest edilmişti.

Üzücü tabii… O metni okurken kah çözülmeye, kah tıkanmaya değen bir sarkaçta, bir haftasonunuzu birim zamana düşen öldürücü miktardaki üzüntüyle, hayıfla, teessüfle doldurmak. Üzücü mutlaka; TC''nin bekasından endişe duyuyor gibi yapmanın verdiği meşruiyet gücüyle, cumhuriyet, demokrasi, laiklik, insan hakları gibi kavramların üzerinde tepinenlerin bu ülkeyi çatışmaya götürdüğünü görmek… Üzücü elbette, toplumsal barış diye diye, toplumsal ayrışmaların fitilini yaktıklarını izlemek…

Hiç okumayın. İzninizle, özetleyeyim. Vaktinizi “Gerekçeli Karar” yerine, Dostoyevski''ye filan verin.

1- Adı konulmadan ve dolaylı bir biçimde dini amaçlı örtünme, dini kıyafet dahil her türlü dini simge ve üniformayı da içerecek, kapsamlı bir kıyafet serbestisi tanımıştır. Özetle bu yanlıştır.

El Cevap; “Biz size dini amaçlı örtünmüyoruz mu dedik ey Türkiye''de yaşadığını unutan ceberrutlar, insanların sırf Allah''ın öğütlediğini düşündükleri için örtünme gibi bir hakları var ve hukuk da dini amaçlı örtünmeye değil, dini amaçlı cinayete filan ilgi duyar. Siz gidip Ergenekon''la uğraşsanıza. Yoksa cinayet suçunda ''seküler amaç'' gütmek size göre ceza indirim sebebi olabilir mi?

2- “Kamu hizmetinden yararlanmasında” ölçütünün… belirsizlik yaratacaktır…. Örneğin Eğitim Fakültelerinin 3. 4. sınıf öğrencilerinin… “stajyer öğretmen” olarak derslere türbanlı girmelerinin önü açılacaktır. Benzer durum tıp fakültelerinde yaşanacaktır.

El cevap; Bak korkuya bak. “Ya stajda başlarını örterlerse. İyisi toptan yasaklayalım” psikolojisinin güzelliğine bak. Sayın üyeler, alkış ve tebrik sağanağı altında şemsiyesiz kalın, e mi? Terli terli su içmeyin, güneşe çıkarken yağınızı sürün ki, çilleriniz azmasın.

3-Bu karar TC''nin nitelikleri arasındaki “toplumun huzuru, milli dayanışma ….. “, “insan haklarına saygılı”, “Atatürk milliyetçiliğine bağlı” … “demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devleti” hususları ile bağdaşmamaktadır.

El Cevap; Güzel, okkalı laflar bunlar da; şu “demokratik devlet” kısmı pek anlaşılmıyor. Demokrasi, milletin kendi kendini yönetmesi, bunu seçimle oluşturduğu meclis eliyle gerçekleştirmesi değil miydi? Sizin geçersiz saydığınız kararı, Yeni Zelanda Meclisi mi aldı? Cumhuriyet tasavvurunuz tüm vatandaşlar karşısında aynı imtiyazsızlıkla duramıyor. İnsan haklarını “örtülü olmayanların kamusal alanda örtülü görmek istememe hakları”na hapsediyorsunuz. Toplumun huzurunu; geniş bir tabanın demokratik taleplerini yasaklamakla sağlayacağınızı sanıyorsunuz. Pardon, sizin kafanız iyi mi?

4-…Dinî örtünme amaçlı kıyafetlerin giyilmesinin … serbest bırakılması … toplumsal yaşamda ayırımcılığı davet edebilecek; bu tür kıyafetleri giyenlerin giymeyenlere bir etkileme, baskı, dayatma ve tehdit unsuru haline gelebilecek …. gerginlikler ve çatışmalar ortaya çıkabilecektir.

El Cevap; -e bilecek, -a bilecek… Tuncay Özkan da aynı şeyi yapıyordu, siz hukukçu değil misiniz? “Ay çok korkuyorum sayın jüri üyem, ya açık kadınlara ayrımcılık yapılırsa... Niye korkuyorsun canım meslektaşım, sevgili jürim, yasaklarız olur biter.” Değilmişsiniz.

5- Değişiklik “eşitsizliğe” hizmet etmektedir. … L. Şahin davasında AİHM''nin Müslüman olan bir ülkede … türbanın üniversitelerde bu simgeyi giymeyenler üzerindeki etkisi … yorumu…

El Cevap; Örtülü kadının “Müslüman bir ülkede yaşıyor” diye açılması gerektiğine AİHM öyle buyurdu diye iman mı etmemiz gerekiyor? Hem üniversitelerdeki demografiyi kerteriz alıp, çoğunluğun azınlığı etkilediğini varsayacaksak; açıkların örtülüleri etkilemesinden korkmamız gerekmez mi? Okullara örtüyle girilebilen hangi dönemde örtülüler açıklardan çok oldu ki? Kusura bakmayın yemezler yani.

6-Laiklik, Atatürk ilke ve inkılaplarının en önemlisidir

El Cevap; Laiklik din ve vicdan hürriyetini güvence altına alır. Kişinin dini mükellefiyetlerini ifasının sigortasıdır. Atatürk de “ilkelerim arasında en önemlisi laikliktir” demedi, o sizin vazife çıkarmanız. Dilinize doladığınız “çağdaş, laik, muasır medeniyetler”in hiçbirinde giyim-kuşam yasağı yokken, hem laiklik deyip, hem gerici temayüllerinizi dayatmaktan utanmıyor musunuz?

Bunun sonu yok. Bunlar gerekçe değil çünkü, kurdun gözüne kestirdiği kuzu için kendisine meşruiyet temin eden “suyumu bulandırıyorsun” kılıfları. “Ben suyun aşağısındayım, senin suyunu bulandıramam ki…” cevabı ise hem çok demoda, hem beyhude, hem de fazla biçare.

Tüm kuzuların birleşmesi, kurdun yanına gidip “sen baksana bi bana, kötü niyetini al ve hemen yollan inine” demesinin vakti geldi de, geçiyor. Cesaretin, gücün, vakarın cüsseyle doğru orantılı olmadığını anlayabilecek kadar maruz kaldılar çünkü bu oyuna. Ve inanın kurtlar, “savaşmadan boynumu uzatmayacağım” diyen hiçbir kuzuyla karşılaşmadığından, bu kadar güçlüler aslında...

15 yıl önce
Memleketin bütün “kuzular”ı, birleşin!
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’